, davanın sonuçlanacağı tahmini tarihe kadar geçeceği süreyi de eklendiğinde dava kazanılmış olunsa bile çalışanlar ve sendika açısından kaybedilmiş gibi telafisi imkansız hak kayıpları olacağını, yasal düzenlemeye ve yargı kararlarına aykırı, aynı zamanda hileli bir şekilde kötüniyetli yapılan işkolu değişikliği geçersiz olduğu halde bir sendikanın toplu iş sözleşme yapma yetkisi fiilen elinden alınacağını, Nakliyat-İş sendikasına üye olan T5 toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için yıllarca devam edecek yargılama sürecini beklemek zorunda kalacağını, bu durumda Anayasanın 51'inci maddesinde belirtilen Sendika Hakkı ve 53'üncü maddesinde belirtilen toplu iş sözleşmesi yapma hakkının bir anlamı kalmadığını, tedbiren durdurulması istenen idari işlemleri tüm bu Anayasal Hakları bir anda yok ettiğini, işçinin bir an evvel anayasal hakkını kullanmasının önünü açmak için tedbir talebimizin kabulüne karar verilmesi yasalara ve hakkaniyete uyarlı olacağını, ihtiyati tedbir kurumu, ihtiyati tedbir...
Öte yandan, dava konusu Yönetmeliğin 26. maddesinde faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasının hüküm ve sonuçlarının düzenlendiği, Üniversite hakkında uygulanan faaliyet izninin durdurulması önlemine bağlı olarak ortaya çıkması muhtemel sorunların giderilmesi ve eğitim-öğretim faaliyetinin kesintisiz yürütülebilmesine yönelik olarak Üniversitenin yönetim ve mali işlerinden sorumlu organlar hakkında hükümler getirildiği, nitekim 2547 sayılı Kanun'un işlem tarihinde yürürlükte olan Ek-15. maddesinin 3. fıkrasında da vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyetlerinin durdurulması halinde durdurulma süresince kurumun idaresinin Yükseköğretim Kurulunca eğitim ve öğretimi sürdürmek veya tamamlamak üzere uygun bir Devlet yükseköğretim kurumunun vesayetine verileceğinin hükme bağlandığı anlaşıldığından anılan madde hükümlerinde de hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır....
İşyerinde çalışmakta olan... isimli işçi iş müfettişine verdiği ifadesinde “...üyelik tarihinden 10 gün sonra istifa ettiğini, sendika üyesi olması durumunda işverenliğin zor duruma düşeceği işyerinin kapatılacağı işsiz kalabileceklere, sendika üyeliğinden ayrılması durumunda işlerin eskisi gibi süreceği şeklinde baskı yapılması nedeniyle sendika üyeliğinden istifa ettiğini” belirtmiştir....
Başka bir anlatımla kanun koyucu, getirdiği bu düzenleme ile, idare tarafından sendika üyesi kamu görevlisi hakkında tesis edilen bireysel (subjektif) işlemler nedeniyle bu ilişkinin tarafı olmayan sendika ve üst kuruluşa, üyesinin isteğine bağlı olarak uyuşmazlığın çözümünde taraf olarak kendisini temsil etme yetki ve sorumluluğu vermektedir. Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun yukarıda belirtilen kararından da anlaşılacağı üzere, 4688 sayılı Kanun'un 19/f maddesiyle, sendika üst kuruluşu olan konfederasyona, yalnızca sendika üyesi kamu görevlisinin menfaatini ihlal eden bireysel işleme karşı, onu temsilen dava açma yetkisi tanınmaktadır. Konfederasyonun üyelerini, kamu görevlilerinin değil, sendikaların oluşturduğu dikkate alındığında; konfederasyonun, sendika üyesi kamu görevlilerine yönelik düzenleyici işlemlere karşı dava açamayacağının kabulü zorunludur....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi'nce verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararla; davacı, sendika üyesi olduğu halde, sendika temsilcisi, dava konusu kararın alındığı toplatıya katılmadığı gibi, davalı idarece, sendika temsicilsinin usulüne uygun olarak toplatıya davet edildiğine ilişkin bir belgenin de dosyaya sunulamadığı, hakkında disiplin soruşturması yürütülen Devlet memurunun üyesi olduğu sendika temsilcisinin, disiplin ve yüksek disiplin kurullarında yer almasının asli şekil şartı olduğu, ilgilinin üyesi olduğu sendika temsilcisi yer almaksızın verilen dava konusu kararda mevzuata uyarlık bulunmadığı; idari işlemin yetki, şekil, sebep yönünden veya yeterli araştırmanın yapılmadığı gerekçesiyle iptal edilmesi halinde, iptal kararı üzerine idarenin işlemdeki hukuka aykırılığı gidermek suretiyle yeni bir işlem tesis etmesi mümkün olduğundan, uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu işlemin şekil eksikliği nedeniyle iptal edilmiş olması karşısında davalı idare tarafından...
“olağan genel kurul en geç dört yılda bir toplanır” olarak belirlendiğini, sendika şubelerinin de kural olarak en geç 4 yılda bir toplanmak zorunda olduğunu, sendika şubeleri için ilk kurulduktan sonra yapacakları kuruluş genel kurullarının dışındaki genel kurullarını genel merkez genel kurulundan iki ay önce tamamlamaları gerekmekte olduğunu, bu gerekliliğin, 6356 sayılı yasanın 80. maddesinin yollaması ile sendikalar kanununda hüküm bulunmayan hallerde uygulanacak kanun olan dernekler kanunun 8. maddesinden doğmakta olduğunu, emredici bir düzenleme olan maddeye göre şube genel kurullarının olağan toplantılarını merkez genel kurulu toplantısından en az iki ay önce bitirmek zorunda olduğunu, davalı sendika ana tüzüğünün 30. maddesinde de, aynı kural tüzük hükmü olarak tekrarlanarak, şube genel kurullarının en geç 4 yılda bir ve sendika merkez genel kurulundan en az iki ay önce bitirilmesi gerektiği hüküm altına alınmış olduğunu, dolayısıyla sendika tüzüğünün 30 ve 6356 sayılı yasanın...
Dolayısıyla, mülga düzenlemeye göre üst sınır olan bir (1) yıl süreyle faaliyetin durdurulması yaptırımının, bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasına nazaran, neticesi itibarıyla daha ağır olduğu tartışmasızdır. Ayrıca, yapı denetim kuruluşları açısından, bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasının, bir (1) yıl süreyle denetim faaliyetinin durdurulması yaptırımından lehe olduğu değerlendirildiğinden, Kanun'un yeni halinde bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasından daha hafif bir yaptırım olarak öngörülen idari para cezasının, evleviyetle, bir (1) yıl süreyle denetim faaliyetinin durdurulması yaptırımından lehe olduğu sonucuna varılmıştır....
Dolayısıyla, mülga düzenlemeye göre üst sınır olan bir (1) yıl süreyle faaliyetin durdurulması yaptırımının, bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasına nazaran, neticesi itibarıyla daha ağır olduğu tartışmasızdır. Ayrıca, yapı denetim kuruluşları açısından, bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasının, bir (1) yıl süreyle denetim faaliyetinin durdurulması yaptırımından lehe olduğu değerlendirildiğinden, Kanun'un yeni halinde bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasından daha hafif bir yaptırım olarak öngörülen idari para cezasının, evleviyetle, bir (1) yıl süreyle denetim faaliyetinin durdurulması yaptırımından lehe olduğu sonucuna varılmıştır....
Anadolu Lisesinde matematik öğretmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(o) maddesi uyarınca "Bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarihli ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; sendika tarafından Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine çağrıya ilişkin herhangi bir iradenin yasal süresi içerisinde belirtilememesi sebebiyle yetki belgesi hükümsüz hale gelmiş olup hükümsüz yetki belgesi ile sendikal sürecin yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu, adi ortaklık, ilgili yer ve saatte toplantıya katılım sağladığını, ilgili toplantıda tutulan 24.01.2023 tarihli tutanak nezdinde de sabit olduğu üzere sendika Bakanlık tarafından tanzim edilen yetki belgesini 14.12.2022 tarihinde tebliğ almasına karşın Adi Ortaklık’a, sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 46. maddesi gereğince herhangi bir çağrı yapmadığının beyan edildiğini, sendika, 24.01.2023 tarihli tutanak nezdinde çağrının yapıldığını iddia ettiğini, sendika ilgili iddiaları ise sendika tarafından İstanbul 4....