Ancak, taraflar geçersiz sözleşme sebebiyle karşı yanın mal varlığına geçirdiği değerlerin iadesini sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak isteyebilir. Bu kural Borçlar Kanununun 61/I.maddesinde “haklı bir sebep olmaksızın aharın zararına mal iktisap eden kimse onu iadeye mecburdur” hükmüyle ifadesini bulmuştur. İadenin konusu ise sebepsiz zenginleşenin iade anında mal varlığındaki haksız çoğalan miktardır. İade anı ise, nedensiz zenginleşenin mevcudundaki çoğalmanın geri istendiği yani, iade için temerrüde düşürüldüğü an olacaktır. Davacı 3.4.2002 tarihli ihtarında iade talebinde bulunarak davalıları temerrüde düşürdüğünden 53 numaralı bağımsız bölüm bedelinin keşif yapılarak bilirkişiye bu tarih itibariyle hesaplatması gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemli dava sonucunda, davacı payının tamamının terkinine karar verilmesine rağmen 90/28731 payının bedelinin hesaplanmadığından bahisle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan incelemede; Davacının; 986/28731 hisse ile malik olduğu ...... İlçesi, ...... .........
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3.816,85 TL'nin 687,26 TL faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; %50 fazlaya ilişkin talepten vazgeçileceğine dair hükme göre reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava; yersiz ödendiği iddia olunan bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur....
Bu nedenle davacı hesabından gönderilen paraların davalı ... Tic. Ltd.Şti.açısından, aralarında hiç bir hukuki ilişki bulunmadığından sebepsiz zenginleşmeye yol açtığı kabul edilmelidir. Zira sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması olup böyle bir durumda haksız olarak iktisap eden bunu iadeye mecburdur. Bu sebeplerle, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekili, zamanaşımı konusunun değerlendirilmediğini de istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. TBK'nın 82.maddesine göre, sebepsiz zenginleşmede iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 2 yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra sebepsiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına uğrar....
e ciro edildiği, çek bedelinin dava tarihinden sonra dava dışı ... tarafından tahsil edildiği, bu nedenle menfi tespit davası olarak açılan davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğinin kabul edildiği, dava konusu çekin taşınmaz satışına ilişkin verildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasında tapuda kayıtlı taşınmazın alım satımı konusunda sözlü anlaşma yapıldığı, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışının resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebileceği, geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını iade etmekle yükümlü olduğu, bu nedenle çek sebebi ile ödenen 10.000,00 TL'nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Davacının dava dilekçesindeki talebi çekten dolayı borçlu olmadığının tespitidir....
Bu nedenle davacı hesabından gönderilen paraların davalı T4 Ltd.Şti.açısından, aralarında hiç bir hukuki ilişki bulunmadığından sebepsiz zenginleşmeye yol açtığı kabul edilmelidir. Zira sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması olup böyle bir durumda haksız olarak iktisap eden bunu iadeye mecburdur. Bu sebeplerle, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekili, zamanaşımı konusunun değerlendirilmediğini de istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. TBK'nın 82.maddesine göre, sebepsiz zenginleşmede iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 2 yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra sebepsiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına uğrar....
Davacı vekili, 27.01.2012 havale tarihli dilekçesinde, takibe konu zamanaşımına uğramış senedi müvekkilinin ciro yolu ile edindiğini, hamil müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunmadığını, davalarının dayanağının sebepsiz zenginleşme olup, davaya sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı itirazın iptali davası olarak devam edilmesini ve dava dilekçesini bu şekilde ıslah ettiklerini bildirmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Öncelikle eldeki davanın Tapu İptali ve Tescil olmadığı takdirde Sebepsiz Zenginleşme Nedenli Alacak istemli ve konulu terditli dava olduğunu, terditli davaların da sadece birden fazla ve birbirine alternatif talepleri içerir tek bir dava olduğunu, yerel mahkemenin eldeki terditli davada gerek tapu iptali ve tescil talebi gerekse sebepsiz zenginleşme nedenli alacak talebi yönünden vermiş olduğu kararların kaldırılması gerektiğini, davalılar adına kayıtlı taşınmazlarla ilgili kullanım kadastrosu çalışması 26/04/2010 tarihinde yapılmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/201 E sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda davacının tapusu iptal edilmiş ve bu karar kesinleşmiş olup, bu hali ile davacının tazminat talebi Medeni Kanunun "Üst arza tabidir" hükümleri çerçevesinde haklı görülemeyeceği, yine davacının zilyetliğinin de tapu iptali kararının kesinleşmesi ile sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Dava, dava konusu taşınmaza davacı tarafından dikilen ağaçların mahsul bedelinin davalılardan tahsiline yönelik sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesine ilişkindir....
Nolu ilamı) Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; "Aynen Geri Verme İlkesi"ne göre düzenlenmiştir....