Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar; geçersiz sözleşmelerde tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aynı anda iade ile mükellef olduklarını, bu nedenle alıcının taşınmazın zilyetliğini devretmediği sürece ödediği satış bedelini isteyemeyeceğini, taşınmazın muris adına tesciline karar verilmesinin zilyetliğin devredildiği sonucunu doğurmayacağını, satış bedelinin EFT yolu ile 03/03/2014 tarihinde gönderildiğini, murislerinin 24/02/2014 tarihinde vefat ettiği dikkate alındığında, gönderilen havale bedelinin murisin terekesine dahil olmaması nedeni ile davacıların sebepsiz zenginleşme iddialarının yerinde olmadığını, davacıların murislerinin satış için vekaletname verdiği dava dışı ... ile birlikte hareket ederek taşınmazı değerinin çok altında bir bedel ile satın almaları nedeniyle kötü niyetli olduklarını savunarak, davanın reddini istemişlerdir....

    Davacı yan, dava dilekçesinde lehtar-davalı ... ile olan temel ilişkiye dayalı olarak borçlu olunmadığının tespiti ile senet nedeniyle dava dışı 3. kişiye ödemek zorunda kaldığı tutarın tahsilini istemiş olduğundan, davacı yana sebepsiz zenginleşme hükümlerince iddiasını ispat olanağı tanınması gerekir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek toplanacak deliller sonunda varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın pasif husumet yokluğundan reddi isabetsiz olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davalılardan ...'a yönelen temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davalı ...'a yönelen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Sebepsiz zenginleşme kurumunun amacı, haksız değer kaymalarının önlenmesi olup, tam bir eski hale getirme özelliği taşımaktadır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene "ya da" borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Takip hukuku ile yasal düzenlemelere göre de, Alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesi ancak İİK'nun 40. ve 361. maddelerine göre mümkündür....

        Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Yapılan bu açıklamalara göre zenginleşmenin; dava konusu taşınmazın, davacı tarafından davalıya teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. Somut olayda ise; taşınmazda zilyet olduğunu açıklayan davacı, zilyetliğinin sona erdiğini ileri sürmediği gibi bu yönde bir delilde sunmamıştır....

          İş Mahkemesi ise işçi-işveren sıfatı sona erdikten sonra yapılan ödemeye ilişkin sebepsiz zenginleşme yolu ile iade istemini içerdiği, tarafların arasında iş sözleşmesine dayalı bir hukukî ilişki mevcut olmadığı, daha doğru bir ifade ile ortadan kalktığı, iş aktinin sonlandırılmasından sonra, 21.06.2012 tarihinde banka yolu ile gönderilen paranın yine banka yolu ile davacı tarafından iade edilmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iade isteminde bulunulduğu, talebin bu yönden iş ilişkisinden kaynaklanan alacak olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 1/II maddesinde “Bu Kanun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 2508 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün ekonomik ve psikolojik yönden buhrana girdiği dönemde, muzayaka halinden yararlanan davalı ... tarafından düşük bedelle satışının sağlandığını ve danışıklı olarak diğer davalılara devredildiğini işlemlerin gabin nedeniyle yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, tapu iptali-tescil veya sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat isteklerinde bulunmuştur. Davalılar ...,...; davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ..., bir savunma getirmemiştir. Mahkemece, gabin yönünden hak düşürücü sürenin geçirildiği, sebepsiz zenginleşme yönünden koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı....

              Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, taraflar arasındaki belirsiz süreli sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın eşitlik ve denklik ilkesine aykırı ve fahiş olduğunu ileri sürerek davalı işverene cezai şart adı altında bir borcunun bulunmadığının tespitine ve sebepsiz yere davalı işverene ödenen ücretin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının cezai şartı ödediğini, sebepsiz zenginleşme ile ilgili zamanaşımı süresinin de dolduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                Sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, alacak talebinde bulunabilmek için fakirleşme ve zenginleşme anının gerçekleşmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme, ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Kural olarak davacı, davalılardan taşınmaz üzerinde yaptığı muhtesat ve faydalı giderler nedeniyle taşınmazın satış bedelinde bir artış olmuş ise, bu artan değerin davalıların paylarına isabet eden miktarını sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca isteyebilir. Somut olayda, davaya konu taşınmaz, üzerindeki muhtesatlarla birlikte dava dışı kişiye satılmış, satış parası davacı ve davalılara eşit miktarda (35.853.01.'er TL) dağıtılmıştır. Artık davacı taşınmaza yaptığı masrafları diğer paydaşlar olan davalılardan sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda isteyebilir....

                  Sebepsiz zenginleşme hükümleri bakımından bono ile poliçe arasında bir farklılık olmadığının kabulü gerekecektir, o halde mahkememizde davacının sebepsiz zenginleşme davasını bonolar keşidecisi olan SEYFETTİN YANBAK aleyhine açması gerekirken lehtar ciranta olan ŞEMSETTİN KERVAN mirasçıları aleyhine açması mümkün olmadığından davacının davasının reddi gerekecektir....

                  Bu durumda, davacıların diktiği ağaçlar yönünden davalının sebepsiz zenginleştiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, dava konusu ağaçlarla ilgili olarak, davalının sebepsiz zenginleştiği miktarın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Bu zenginleşme, mal varlığının artması şeklinde olabileceği gibi, azalmasının önlenmesi şeklinde de olabilir. Zenginleşmenin miktarı istenebilecek alacağın da üst sınırını oluşturur. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan, tahakkuk etmemiş veya varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hata sonucu verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

                    UYAP Entegrasyonu