Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kıymetli evrak niteliğinde bulunan ve ibraz süresi içerisinde bankaya ibraz edilmeyen çek nedeniyle alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi uyarınca, süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde yetkili hamil sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciden alacağın tahsilini isteyebilir. Sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince sebepsiz zenginleşmediğini ispat yükümlülüğü keşidecide olup, keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamalıdır. Somut olayda davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini ispatlaması gerekmekte olup, mahkemece ispat külfetinde yanılgıya düşülerek davacı tarafın bilirkişi ücretini yatırmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre davacılar vekilinin tapu kaydının iptali ve tescil istemine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Davacılar vekilinin sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine gelince; mahkemece hakkın özünün hak düşürücü süreye uğramış olmasının tazminat istemi yönünden de etkin olduğu gerekçe gösterilerek karar verilmiştir. Kural olarak sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....

      İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasında icra işlemlerinin yapıldığı, davacı vekilince icra dosyasına sunulan 10/09/2013 tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz kararı nedeniyle davacının icra tehdidi altında bulunduğunun dava hakları saklı kalmak kaydıyla itirazlarından vazgeçtiklerinin, dosya borcunun yatırmak istediklerinin beyan edildiği, davalı vekilince sunulan 12/09/2013 tarihli dilekçe ile çeklerin haricen tahsil edildiğinin beyan edilerek, dosyada konulan hacizlerin ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep edildiği, aynı tarihte tahsil harcının da yatırıldığı, davacı tarafça çek bedellerinin ödendiğinin beyan edildiği, bu hususta davalı tarafça 12/09/2013 tarihli dilekçesi ile icra dosyasına beyanda bulunulduğu, davacı tarafça dava sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda açılmış ise de istirdat davasının koşullarının bulunması halinde davanın istirdat davası olarak bakılması gerektiği, istirdat davasının koşullarının bulunması nedeniyle de bu davaya istirdat davası olarak...

        Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili; davacının davalıya ait işyerinde 01.11.2007 – 05.06.2011 tarihleri arasında çalıştığını, davalı tarafından davacıya başlangıçta kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını ve ibraname alındığını, fakat davacının esas işten ayrılma sebebinin başka bir iş yerinde işe başlamak olduğunun öğrenilmesi üzerine kıdem tazminatının iadesi için 29.07.2011 tarihinde davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının ise bu icra takibine itiraz ettiğini ancak daha sonra kendi isteği ile borcu ödediğini, bu davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdat davası niteliğinde olduğunu ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, kıdem tazminatı alacağından bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

          Mahallesi 4957 ada 28 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın el atılmış olması nedeniyle açılan dava sonunda ...... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/366 Esas ve 2013/60 sayılı ve karar düzeltme talebinin reddi üzerine 16.07.2015 tarihinde kesinleşen kararı ile davacının 986/28731 payının terkinine karar verilmiş olmasına rağmen, 896/28731 payının bedeline hükmedilmiş olduğu anlaşılmakla, 90/28731 pay yönünden yolsuz tescil nedeniyle idarenin sebepsiz zenginleştiği kabul edilerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacı tazminat isteminde bulunabileceğinden, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

            Sebepsiz zenginleşme talebi hukuki nitelikçe, poliçeden doğan hakkı, bunun korunması ve/veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle düştüğü veya zamanaşımına uğradığı hâllerde, senet borçlusu nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak, poliçe alacağını elde edemeyen ve bu nedenle mal varlığında hakkaniyete aykırı bir değer kaybı oluşan hâmile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış olan yeni bir haktır. Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hâmilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır....

              Hamil, zamanaşımına uğramış çek nedeniyle keşideci aleyhine somut olayda uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun 644. maddesine göre sebepsiz zenginleşme hükmü çerçevesinde talepte bulunabilir ve bu talep yönünden zamanaşımı, çek zamanaşımı süresi olan 6 aylık süreye 1 (bir) yıllık sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresinin eklenmesi sureti ile değerlendirilir. Dava konusu çek 25.12.2007 tarihinde bankaya ibraz edildiğine göre bu tarihten itibaren 6 aylık çek zamanaşımı süresinin sonu 25.06.2008’dir. Bu tarihten itibaren 1 yıl içinde sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak keşideci aleyhine takip ve dava açılabilir....

                Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. BK'nın konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşmede iade borcunun kapsamını ve iade sırasında hangi masrafların istenebileceğini düzenleyen BK'nın 63. ve 64. maddeleri, zenginleşenin iyiniyetli sayılıp sayılmamasına göre farklı hükümler içermektedir....

                  Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 818 sayılı Borçlar Yasasının 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilecek olup, somut uyuşmazlıkta iadeyle yükümlü olunan tutarın faiz başlangıcının belirlenmesinde genel hüküm niteliğinde bulunan anılan maddelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme sorumluluğunda giderim için sebepsiz zenginleşenin ayrıca temerrüdü gerekmez. Faiz, sebepsiz zenginleşme tarihinden itibaren başlar....

                    Davalılar; geçersiz sözleşmelerde tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aynı anda iade ile mükellef olduklarını, bu nedenle alıcının taşınmazın zilyetliğini devretmediği sürece ödediği satış bedelini isteyemeyeceğini, taşınmazın muris adına tesciline karar verilmesinin zilyetliğin devredildiği sonucunu doğurmayacağını, satış bedelinin EFT yolu ile 03/03/2014 tarihinde gönderildiğini, murislerinin 24/02/2014 tarihinde vefat ettiği dikkate alındığında, gönderilen havale bedelinin murisin terekesine dahil olmaması nedeni ile davacıların sebepsiz zenginleşme iddialarının yerinde olmadığını, davacıların murislerinin satış için vekaletname verdiği dava dışı ... ile birlikte hareket ederek taşınmazı değerinin çok altında bir bedel ile satın almaları nedeniyle kötü niyetli olduklarını savunarak, davanın reddini istemişlerdir....

                      UYAP Entegrasyonu