Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu 10.000,00 TL’lik çekten dolayı davalı tarafından müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, müvekkilinin davalı ile ticari ilişkisinin bulunmadığını, çekin hatır çeki olarak dava dışı ...’e verildiğini, bu şahsın elinde iken çalındığını, bedelsiz olduğunu ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 19.12.2012 havale tarihli dilekçesi ile davanın ıslahı ile borçlu olmadıklarının tespiti ile davalıya ödenmek zorunda kalınan paranın sebepsiz zenginleşme nedeni ile ödeme tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2012/11008 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 6.753,06 TL asıl alacak ile bu alacağa 16.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz yönünden iptaline, takibin bu miktar ile sınırlı olacak şekilde devamına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı tarafın temyiz itirazları yönünden ise; Dava, hukuksal nitelikçe sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı tarafa yapılan ödemenin sebepsiz olduğunun anlaşıldığı iddiasıyla yapılan ödemeyi faizi ile birlikte istemekte; davalı taraf ise işleminin idare mahkemesi kararı ile iptal edilmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden söz edilemeyeceğinden talebin reddini savunmaktadır....

      Yapılan ödeme sonucu davalı tarafın sebepsiz zenginleştiğinin iddia edilmesi davanın başlı başına TBK'nun 78.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olması sonucunu doğurmaz. Buna göre davanın TBK'nun 78.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olduğu yolundaki davacı tarafın istinaf talepleri yerinde değildir. Öte yandan ilk derece mahkemesinin isabetle karar yerinde belirttiği üzere işbu istirdat davası İİK'nun 72/7 maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde de açılmamıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Mahkemece; idari işlemin geçersiz olduğu, zamanında geri alınmaması nedeniyle sıhhat kazandığı, idarenin işlemin geri alınması için gereken süre geçtikten sonra davalıya fazla ödemelerin iadesi için yazı yazıldığı, idarenin fazla ödenen parayı istirdat etmek için idare hukuku prensiplerine göre takip başlatması, yahut idari yargıda süresi içinde dava açması gerektiği, sebepsiz zenginleşme hükümlerinin alacaklıyla ikinci derece bir dava hakkı temin ettiği, mal varlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki dava ve yollarla önlenmesi mümkünken sebepsiz zenginleşme davasının gündeme gelemeyeceği, sebepsiz zenginleşme şartlarının tüm bu nedenlerle yerine gelmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yersiz ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir....

          Mahkemece, davacı kurumun alacakta haklı olduğunu 07.10.2010 tanzim tarihli rapor ile öğrendiği ve davayı da 22.05.2012 tarihinde açtığı, böylelikle de davada 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile, zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava; yersiz ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. ... Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: "Benzer davalara ilişkin Yargıtay 2015/19201 E. 2017/11165 K.sayılı ilamında; paydaşlığın giderilmesine konu olan taşınmaza, paydaşlar tarafından faydalı ve zaruri masraf yapılmış ise; bu masraf, diğer paydaşlardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebileceği belirtilmiştir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira, vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Tescil ve Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık haricen satın almaya dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde de sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tazminat isteğine ilişkin olup, yargılama sonunda davacının sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep ettiği tazminat isteğinin kabulüne karar verildiğine ve hüküm davalı tarafça bu yönü ile temyiz edildiğine göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (13.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece; davacının da bir kısım ödemeleri yaptıktan ve taksit yolu ile vadeye yaydıktan sonra son ödemesini 2003 yılı Haziran ayında yaptığı, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığı, buna göre davacının verdiğini iade almaya hakkı olduğunu öğrendiği andan itibaren 1 yıl içinde bu davayı açması gerektiği, davayı Haziran 2004 tarihine kadar açması gerekir iken zaman aşımını geçirdikten sonra bu davanın açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı defi nedeniyle reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; davalı tarafından davacıdan alınan kanal katılım bedellerinin istirdatına ilişkindir. Bir hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden sözedilemez....

                Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....

                Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05/12/1984 tarih ve 1982/13-387 esas, 1984/997 karar sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu