"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemiyle açılmış, mahkemece uyuşmazlığın Vergi Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı yüklenici şirket tarafından davacı İdare aleyhine hakedişlerinden haksız şekilde stopaj, fon, damga vergisi ve karar harcı kesildiği iddiasıyla davalar açıldığı, açılan davaların mahkemece kabul edildiği, bu şekilde yüklenici şirketin 314.263,00 TL alacaklı duruma geldiği uyuşmazlık konusu değildir....
Hukuk Dairesinin 17.12.2013 tarihli ve 2013/14303 E., 2013/18067 K. sayılı kararı ile; “…Dava konusu uyuşmazlık, davacının borçlu olmadığı bedeli, haciz tehdidi altında davalı alacaklıya ödediği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir. 818 sayılı BK.'nun 61-66.maddelerine (6098 sayılı TBK.'nun 77-82.maddelerinde) sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
Davada, dava konusu taşınmaza davacı tarafından yapılan faydalı ve zorunlu masrafların tamamının, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davalıdan tahsili talep edilmektedir. Uyuşmazlık, taşınmazın davacı tarafından dava tarihine kadar kullanılıp kullanılmadığı ve iade borcunun kapsamı noktasında toplanmaktadır. 02.02.1991 gün, 1990/1 E-1991/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalının) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir....
Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu mal varlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Görüldüğü gibi, sebepsiz zenginleşme, ikincil (talî) niteliktedir ve mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Başka bir anlatımla aynı olayda, aynî haktan (istihkak davası), zilyetlikten, sözleşmeden, sözleşme benzeri hukukî ilişkiden veya haksız fiilden kaynaklanan bir talebin ileri sürülmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulamayacaktır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 3.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 3.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur. Bu davalarda önemli olan, ödemenin iptaline ilişkin kamu kurumunca yapılan işlem (verilen karar) üzerine hangi tarihten itibaren ve hangi ödemelerin geri istenebileceğidir....
Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur. Bu davalarda önemli olan, ödemenin iptaline ilişkin kamu kurumunca yapılan işlem (verilen karar) üzerine hangi tarihten itibaren ve hangi ödemelerin geri istenebileceğidir....
Davalı vekili, sözleşme hükümlerince ödenmesi gerekenden daha çok miktarda bir meblağın ödenmesi halinde, fazla ödenen kısım, hukuki bir sebebe dayanmaksızın yapılan ödeme niteliğinde olduğundan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını, davacı tarafça iddia edilen sebepsiz zenginleşme durumunun dava tarihinden çok önceki tarihlerde ve en geç taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihi olan 01.10.2006 tarihi itibariyle öğrenilmiş olduğunun kabulü ile süresinde açılmayan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir....
İptale ilişkin işlem (karar) kendisine ödeme yapılan kişi tarafından idari yargıda iptal ettirilmediği takdirde geçerli ve yürürlükte olan bir işlem (karar) olacağından bu işlem (karar) nedeniyle davacı kamu kurumu (idare) yapmış olduğu ödemeleri geri isteyebilir. Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur....