Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerleşik Yargıtay kararlarına göre, üçüncü kişi ta- rafından icra dairesine yapılan ödemenin istirdat davası ya da sebepsiz zenginleşme davası yoluyla talep edilebileceğini, İstirdat davası açılabilmesi için paranın icra dairesine ödenmesinin yeterli olduğunu, icra dairesince alacaklıya ödenmesinin gerekmediğini, Davacı şirketin sehven yaptığı ödemenin iadesi hususunda icra müdürlüğüne baş vurduğunu, ancak talebinin reddedildiğini, icra dosyasındaki bu paranın artık alacaklının tasarrufunda bulunduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacağın tahsili talebine ilişkindir. 6098 sayılı TBK.'nun m.77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır....
zenginleşme söz konusu olamayacağından ve sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdat davasının şartlarının oluşmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Karar sayılı ilamı ile davacının davasını sebepsiz zenginleşmeye dayandırdığı ve istirdat davası açılması için gereken yasal süreyi kaçıran davacının alacağını genel hükümler kapsamında sebepsiz zenginleşme hukuksal sebebine dayanarak talep etmesinde bir engel bulunmadığı, davacının talebinin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle mahkememiz kararının kaldırıldığı dosya kapsamında sabittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdata ilişkin davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ile ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasında kurulan elektrik abone sözleşmesinden kaynaklanan ve davalı kuruma fazladan ödeme yapıldığı iddiası ile açılan sebebsiz zenginleşme nedeniyle istirdat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının kendisine ait döküm atölyesinde ticari maksatlı elektrik kullandığı anlaşılmaktadır. Ticari amaçlı düzenlenen sözleşmeden doğacak uyuşmazlıkların çözümünde görevli mahkeme genel mahkemelere aittir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/07/2014 NUMARASI : 2012/309-2014/408 Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdat,senet iptali ile senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın bu hali ile temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp, Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
sebepsiz zenginleşmeye dayalı talebin de şartlarının gerçekleşmediği, zira hataen yapılan bir ödemenin bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İcra dosyasında sıfatı bulunmayan davacının müvekkiline karşı istirdat davası açmasının husumeten mümkün olmadığını, açılan davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, dava dilekçesi içeriğinden davanın istirdat davası mahiyetinde olduğunun açık olduğunu, sebepsiz zenginleşme davası olarak açılsaydı dahi davanın yine müvekkiline karşı açılamayacağının da sabit olduğunu, istihkak davalarının teknik davalar olup İcra Mahkemelerinin görevine ve uzmanlık alanına girdiğini, davacı 3.kişi tarafından açılan istihkak davasının sonucunun iş bu istirdat davasının esasını da etkilemeyeceğinin açık olduğunu, zira istihkak davalarının bir malın mülkiyetine ilişkin davalar olup; istirdat davasının esası açısından belirleyici olmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının esası açısından belirleyici olan iddiaların sınırlı olduğunu, netice itibariyle davacı 3.kişinin açması gerekeni davanın istirdat davası olmadığını...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İcra dosyasında sıfatı bulunmayan davacının müvekkiline karşı istirdat davası açmasının husumeten mümkün olmadığını, açılan davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, dava dilekçesi içeriğinden davanın istirdat davası mahiyetinde olduğunun açık olduğunu, sebepsiz zenginleşme davası olarak açılsaydı dahi davanın yine müvekkiline karşı açılamayacağının da sabit olduğunu, istihkak davalarının teknik davalar olup İcra Mahkemelerinin görevine ve uzmanlık alanına girdiğini, davacı 3.kişi tarafından açılan istihkak davasının sonucunun iş bu istirdat davasının esasını da etkilemeyeceğinin açık olduğunu, zira istihkak davalarının bir malın mülkiyetine ilişkin davalar olup; istirdat davasının esası açısından belirleyici olmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının esası açısından belirleyici olan iddiaların sınırlı olduğunu, netice itibariyle davacı 3.kişinin açması gerekeni davanın istirdat davası olmadığını...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatife ortak olduğunu, davalı kooperatife tapu masrafı için ödeme yaptığını, villa tapularının ise dağıtılmadığını, kooperatifin tapu masraf bedellerini haksız ve mesnetsiz olarak bankada tutarak sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, 12.400,00 TL'nin, bankaya yatırıldığı tarihinden itibaren paranın bankada kaldığı sürece edinilmiş banka faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükmü gereğince kendine ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir....
Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek, için öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Bu zenginleşme, mal varlığının artması şeklinde olabileceği gibi, azalmasının önlenmesi şeklinde de olabilir. Zenginleşmenin miktarı istenebilecek alacağın da üst sınırını oluşturur. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan, tahakkuk etmemiş veya varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hata sonucu verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....