Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davanın sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, davacının istirdat davası açma imkanı varken 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde istirdat davası açmadığı anlaşıldığından, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan cevaba cevap dilekçesinde müvekkilinin ... şirketine borcu bulunmadığından haciz baskısı altında ödenen bu paralar nedeniyle davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği belirtilerek ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle 195.000 TL'nin tahsilinin istendiği görülmüştür. Davacı vekilince ara karar gereğince sunulan beyan dilekçesinde ise; müvekkilinin borçlu olmaması sebebiyle haciz baskısı altında ödediği davanın istirdadının istendiğini, davanın İİK 72'ye göre TBK sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ikame edilen menfi tespit ve istirdat davası olduğu, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılan istirdat davalarında iki yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğu, buna göre davalının zamanaşımı itirazının reddi gerektiğinin bildirildiği görülmüştür. GEREKÇE: Dava, istirdat davasıdır....
Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2013 baskı 396, Syf 'da "İİK m.72, VII'deki bir yıllık dava açma süresini geçiren borçlu, YBK m.82,I'deki iki yıl içinde sebepsiz zenginleşme davası açılabilir" denildiğini, Öz, Sebepsiz Zenginleşme, s. 96; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan / Özekes, 251 'de "İstirdat davasını açmak için ön görülen sürenin dolmuş olması, istirdat davasından daha ağır koşula (hataen ödeme yapıldığının ispatı koşuluna) tabi olan sebepsiz zenginleşme hükmüne başvurmayı engellemez." denildiğini, Bu hususta, Yargıtay 3. HD 2019/1122 E., 2020/556 K. Sayılı, Yargıtay 22. HD 2016/19330 E. 2019/16945 K. sayılı, Yargıtay 3. HD 2021/1612 E. 2021/11810 K. sayılı, Yargıtay 4. HD 2021/18401 E. 2021/5877 K. sayılı, Yargıtay 12....
Bu kapsamda uyuşmazlığın; davanın hukuki niteliğinin belirlenmesi, davanın istirdat davası vasfını haiz olup olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takip dosyasına yapılan ödemenin tahsili istemine cevaz verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Somut olayda davacı taraf, davasının TBK'da düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olduğunu ileri sürmekte olup davalı taraf istirdat davası olduğunu savunmaktadır. Bununla birlikte bir davada anlatım taraflara, nitelendirme ise HMK'nın 33. maddesi ışığında mahkemeye aittir....
Sayılı dosyası dosyası kapsamında tahsil edildiği ,açılan davanın icra takibinde tahsil edilen paranın istirdatına yönelik olduğundan, paranın iadesi yönündeki talebin de İstirdat mahiyetinde olduğu, bu kapsamda İstirdat Davası açısından İİK.md.72 hükümlerine göre hareket etmek gerektiğinin açık olduğu, davacı, takipte borçlu sıfatını haiz olmayan 3.kişi konumunda olduğundan İİK.md.72'ye göre İstirdat Davası açma sıfatı bulunmadığı, gerek kanunun( İİK.md.72) lafzında, gerekse mahkemeler ve Yargıtay kararlarında, '' İcra dosya borçlusu olmayan 3.kişinin, icra dosyasına istinaden yapılan ödemelerden dolayı istirdat davası açamayacağı, açtığı davada taraf sıfatının bulunmayacağı '' hususunun açıkça vurgulandığı, sebepsiz zenginleşme davalarının tali nitelikte olup; istihkak davası açılabilecek bir durumda sebepsiz zenginleşme davası açılmasının mümkün olmadığı, sebepsiz zenginleşme davaları tali nitelikte olup; istihkak davası açılabilecek bir durumda sebepsiz zenginleşme...
Kişinin yaptığı ödemenin takip borçlusundan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebileceği belirtilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında; davacının istirdat talebinin takip borçlusu olmadığından eldeki davada dinlenemeyeceği, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine yönelik talebini de takip borçlusuna yöneltmesi gerektiği, bu bağlamda davalının sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince pasif husumet ehliyetinin olmadığı kanaatine varılmakla; aşağıdaki şekilde pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı taraf, davasının TBK'da düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olduğunu ileri sürmektedir. Bununla birlikte bir davada anlatım taraflara, niteleme ise HMK'nın 33. maddesi ışığında mahkemeye aittir. Somut olay bakımından davalı tarafça davacı aleyhine sözleşmeden kaynaklı alacak istemi ile icra takibi başlatılmış olup davacı taraf sözleşmenin feshi nedeni ile borçlu olmadıkları parayı icra baskısı altında ödemek durumunda kaldıklarını iddia etmiştir. Her ne kadar davacı tarafça huzurdaki davanın istirdat davası niteliğinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açıldığı ileri sürülmüş ise de yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemekte olup davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği kabul edilmektedir. (Emsal ilamlar: Yargıtay 19....
İstirdat davasında ise esasen iradi bir ödeme söz konusu olmayıp cebri icra tehdidi altında gerçekte borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi söz konusudur. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşmenin hukuka uygun bir sebebe dayanmaması gerekirken istirdat davasında böyle bir şart aranmaz. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekirken istirdat davasında böyle bir bağ aranmaz. Örnek olarak, geçerli olmayan bir sebeple veya gerçekleşmemiş bir sebeple yapılan bir ödeme sebepsiz zenginleşme sayılırken, icra takibi sonucunda borçlu olmadığı halde ödenen bir para istirdat davası konusu olur....
Yargıtay'ın yıllardır süregelen kararlarında içtihat değişikliğine gitmediği, haricen tahsil durumlarında davanın niteliğinin istirdat değil, sebepsiz zenginleşme olduğuna karar vermiş ve vermekte olduğunu, hal böyle olunca somut olayda hem 11/06/2021 tarihli dilekçemize bakıldığı zaman "sebepsiz zenginleşme gereği zamanaşımının dolmadığını" belirtmek hem de yukarıdaki içtihatlar doğrultusunda davanın niteliğinin sebepsiz zenginleşme olduğunu, yerel mahkeme her ne kadar gerekçeli kararında "her ne kadar davacı istirdat davasının niteliği gereği sebepsiz zenginleşme davası olduğunu ve TBK'nun 82. Maddesi uyarınca zamanaşımının dolmadığını iddia etmiş ise de istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığından davacı tarafın bu iddialarına da itibar edilmemiştir." dese de haricen tahsil nedeniyle istirdat davası koşullarının oluşmaması nedeniyle yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, ... Ltd....
mevcut olup olmadığına bakılmaksızın açılabilen bir dava türü olduğunu, davanın sebepsiz zenginleşme mi yoksa istirdat davası olarak mı açılacağı konusunda davacının seçimlik hakkı bulunduğunu, usul ekonomisi ilkesi gereğince davanın istirdat davası olduğunun kabulü halinde dahi, istirdat davasının sebepsiz zenginleşme davasının icra hukukundaki özel görünüm hali olması nedeniyle, ilk derece mahkemesince istirdat davası doğrudan reddetmeyip sebepsiz zenginleşme davası olarak yargılamaya devam edilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılmasında ve ilk derece mahkemesince de sebepsiz zenginleşme davası olarak görülmesinde hukuken herhangi bir engel bulunmadığını, bu durumda hak düşürücü süreden değil zamanaşımı süresinden bahsedilebileceğini, somut olay TBK'nın 82. maddesinde düzenlenen 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu, 2 yıllık zamanaşımı süresinin ise geri isteme hakkı olduğunun öğrenilmesinden itibaren başlayacağını, Düzce...