nın sağ olmasına rağmen nüfus kayıtlarına ölüm kaydının işlendiğini, nüfustaki bu ölüm kaydının sağ olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 5.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 213 sayılı VUK'na muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığa tebliğnamenin tebliği için çıkarılan tebligatın öldüğü belirtilerek iade edildiği ancak nüfus kayıt örneğinde sanığın sağ olarak gözüktüğü anlaşılmakla, sanığın ölüp ölmediği zabıta aracılığıyla araştırılarak, öldüğünün tespit edilmesi durumunda ölümün nüfus kaydına işlenmesi sağlanarak ölüm kaydını gösteren nüfus kaydı belgesinin dosyaya eklenmesi, sağ olduğunun tespiti halinde ise tebliğnamenin tebliği yapılarak buna ilişkin evrakın incelenmek üzere dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in bildirimi üzerine ölüm tutanağı düzenlenerek ...'ın 15.04.2001 tarihinde öldüğünün nüfus kaydına işlendiği görülmüştür. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek, ... 'ın ... ve ölü ... çocuğu olduğunun belirlenmesi durumunda, mahkemece ... ile ...'ın aynı kişi olduğunun tespiti, ...'ın ölüm tarihinin iptali, ...'ın nüfus kaydı esas alınarak ...'in kaydının iptali, evlenme ve çocukları ile varsa diğer nüfusla ilgili vukuatların ... kaydına aktarılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....
ın aynı kişiler olduğunun tespitine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği belirlenmiştir. ... ve ...'ın aynı kişi olduğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile de sabit olduğuna göre, aynı kişinin kaydının birinde ölü, diğerinde sağ olması yaşamın olağan akışına aykırıdır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacıya,...'ın nüfus kaydındaki ölüm şerhinin iptali için süre verilmek, bu işlemin iptalinden sonra ise doğum tarihi ve doğum yerine ilişkin kanıtlar toplanıp (ikinci tescilin iptali esas ise de kişinin yaşamını sürdürdüğü kayıt bırakılıp, işlem görmemiş kaydının iptali ile varsa mevcut işlemlerle ilgili bilgilerin bırakılan kayda aktarılması) mükerrer kayıt iptal edilerek bırakılan kayıttaki bilgilerin gerçeğine uygun olarak düzeltilmesine karar vermek olmalıdır. Açıklanan husular dikkate alınmadan yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa gerçek durum her türlü kanıtla ispatlanabilir. (TMK 30. Md.) Resmi sicil ve belgelerin içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, herhangi bir şekle bağlı değildir. (TMK 7/2 md.) Buna karşılık nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda kesin yetki söz konusu olduğundan yetki hususunun mahkemece resen değerlendirilmesi gerekmektedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesinde ilgilinin yerleşim yerinden söz edilmektedir. Buradaki ilgilinin davacı mı yoksa nüfus kaydının düzeltilmesi istenen mi olduğunun belirlenmesi ve buna göre yetki hususunun düşünülmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölüm Kaydının İptali ile Sağ Olarak Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Gerekçeli karar ve Cumhuriyet Savcısının temyiz dilekçesinin hükümden etkilenecek olan davacının muhtemel mirasçılarına tebliğ edilip, temyiz süresi de beklenilip , tebligata ilişkin belgenin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 16.01.2012 (Pzt.)...
Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/132 esas sayılı dosyası ile resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı, sanığın savunması alınamadan 12/01/2012 tarihinde ölmüş olması nedeni ile TCK'nın 64. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, kararın 25/05/2012 tarihinde kesinleştiği, sanığın başka suçu nedeni ile cezaevinde bulunduğu halde sahte belgelerle Pendik Nüfus Müdürlüğünden ölüm kaydının düşüldüğünün anlaşılması üzerine Cumhuriyet Savcılığı tarafından ihbarda bulunulduğu ve sanığın kayden sağ olduğunun anlaşıldığı olayda, mahkeme tarafından yargılamanın yenilenmesi istemi üzerine yeniden duruşma yapılarak karar verilmesi nedeniyle hükmün temyizinin mümkün olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Yargılamanın yenilenmesi istemi üzerine duruşma açılarak sanığın eyleminin 5271 sayılı CMK'nın 314/1-a maddesi kapsamında kalması nedeniyle yargılama yapılarak sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nın 323/1. maddesi uyarınca önceki hükmün onaylanması...
olduğu nüfus kayıt örneğinden açıkça anlaşıldığından bu kişiye ait açık kaydın da iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden eksik araştırma ve yetersiz inceleme sonucu bu konudaki istemlerin reddi yolunda hüküm kurulması, 2-Temyiz aşamasında dosyaya ibraz edilen Sarıkaya İlçe Nüfus Müdürlüğünün 30.11.2006 gün ve 2556/1728 sayılı yazıda, davada ölüm tarihin tespiti istenen ...'...
Yük Arabacıları Derneği Başkanlığının 27/01/1973 tarihinde 271 üye sırasında yapılan kaydının ve buna bağlı Bağkur sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti ile davacıya 1479 sayılı yasanın ölüm sigortasını düzenleyen 40 ve müteakip maddeleri gereğince ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmişse de varılan sonuç doğru olmamıştır. HUMK'un 74.maddesine göre Kanunu Medeni ile muayyen hükümler mahfuz olmak üzere hakim her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Tahakkuk edecek hale göre talepten noksan ile hüküm caizdir. Somut olayda; mahkemece davacının murisi ...'ın ......
Yapılacak iş; 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurt dışı borçlanma işleminin geçerli olduğunun tespiti ile ilgili istemin kesin hüküm nedeni ile reddine, Nizip Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.07.2004 türih ve 2004/105 E 2004/512 K sayılı dosyası incelenerek boşanma tarihinin murisin ölüm tarihinden önce olduğunun anlaşılması halinde şimdiki gibi ölüm tarihini takip eden ay başından itibaren sonraki tarih olduğunun anlaşılması halinde ise boşanma kararının kesinleştiği tarihi takip eden ay başından itibaren yetim aylığı bağlanmasına karar vermektir Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde,davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda Açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,26.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....