Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3402 sayılı Kanunun .../...a maddesi gereğince yapılan fennî hataları düzeltme çalışmasına itiraza ilişkindir. ... .... Mahkemesince, davacının 1982 yılında yapılan arazi kadastrosuna itiraz ettiği, davanın askı ilân süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Asliye Hukuk Mahkemesi ise, taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun .../...a uygulaması yapıldığı ve davanın da askı ilân süresinde açıldığı gerekçesiyle karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

    Sözü edilen tespit kararı 01.06.2004 ile 02.07.2004 tarihleri arasında 4342 sayılı Kanunun 13.maddesi uyarınca askıya çıkartılmış ve dava dışı ve pek çok kişinin bu süre içinde itirazları İl Mera Komisyonunun 10.12.2004 tarih 299 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Taşınmaza yapılan itirazlarının reddine karar verilmesinden sonra İl Mera Komisyonunca 24.02.2006 tarih ve 359 sayılı kararla 4342 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusu yerin Ilıkaynak Köyü Tüzel Kişiliğine mera olarak tahsis edildiği saptanmıştır. Sözü edilen tahsis kararı 14.04.2006 tarihinde Valilik tarafından onaylanmıştır. Onaylanan tahsis kararı 15.05.2006 ila 15.06.2006 tarihleri arasında aynı Kanunun 13.maddesi uyarınca ilana çıkartılmıştır.Temyiz incelemesine konu dava 7.6.2006 tarihinde açılmıştır....

      yoluna başvuran tarafından yatırılan harcın talep halinde yatırana iadesine, İstinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuranlar üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Kararın taraflara Dairemizce tebliğine, Dair, 3402 sayılı Kanuna, 7251 sayılı kanunun 53....

      Dava, 2/B maddesi uygulamasına itiraza ve 2/B şerhinin silinmesine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1965 yılında yapılan orman kadastrosu ile 15.12.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması ve 24.08.2010 ilâ 22.09.2010 tarihleri arasında ilâna çıkarılmış, 5831 sayılı Kanun 8. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uygulaması vardır....

        9. maddesi kapsamında orman kadastrosuna konu edildiği belirtilmekle, orman kadastrolarına itiraz davası açılıp açılmadığı, orman kadastrosunun kesinleşip kesinleşmediği ......sorularak alınacak cevap dosya arasına konulmalı, 3- Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarına dair orjinal pafta örneğinin, 4- Dava konusu taşınmazın 3401 sayılı Kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında 102 ada 55 parsel numarası aldığı uygulama tutanağının, 5- Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi uyarınca uygulama çalışmaları yapılmış olup, 1113 parsel sayılı taşınmaza 102 ada 55 parsel sayısı verildiği tespit edildiğinden 22/a çalışmasına ilişkin tüm tutanaklar dosya içine alındıktan sonra; dava dosyası raporları hükme dayanak orman ve fen bilirkişilerine verilerek kesinleşmiş orman kadastroları, aplikasyon ve 2/B madde haritaları, 22/a çalışmalarına ilişkin haritalar ile tapulama...

          Tespit dışı bırakılmayla ve kadastro tutanaklarının askıya çıkarılmasıyla ilgili olmadığı açıktır. 1966 tarih ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 10, 11, 18 ve devamı maddelerinde; tapulama bölgelerinin tayini ve ilanı, tapulama birliklerinin tayini ile ilanı ve birlik sınırının tayini konularında getirilen hükümler, 3402 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümleriyle benzerlik taşıdığı ve aynı nitelikte bulundukları görülmektedir. Açıklanan kanun hükümleri tamamen tapulamanın (kadastronun) hazırlık (ön) çalışmalarına ilişkindir. Bu nedenle davacıyı bağlamaz. Kişinin dava ve itiraz hakkı; ancak, 766 sayılı Tapulama Kanununun 26, 27, 28 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddelerinde açıklandıkları biçimde tapulama (kadastro) tutanakları ile bunlara ilişkin cetvellerin askıya çıkarılması için yapılacak 30 günlük ilan ve itiraz ile doğar. Bu kanunların belirtilen maddelerine göre yapılması gerekli ilanların hiçbiri davacının köyünde yapılmamıştır....

            Tespit dışı bırakılmayla ve kadastro tutanaklarının askıya çıkarılmasıyla ilgili olmadığı açıktır. 1966 tarih ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 10, 11, 18 ve devamı maddelerinde; tapulama bölgelerinin tayini ve ilanı, tapulama birliklerinin tayini ile ilanı ve birlik sınırının tayini konularında getirilen hükümler, 3402 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümleriyle benzerlik taşıdığı ve aynı nitelikte bulundukları görülmektedir. Açıklanan kanun hükümleri tamamen tapulamanın (kadastronun) hazırlık (ön) çalışmalarına ilişkindir. Bu nedenle davacıyı bağlamaz. Kişinin dava ve itiraz hakkı; ancak, 766 sayılı Tapulama Kanununun 26, 27, 28 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddelerinde açıklandıkları biçimde tapulama (kadastro) tutanakları ile bunlara ilişkin cetvellerin askıya çıkarılması için yapılacak 30 günlük ilan ve itiraz ile doğar. Bu kanunların belirtilen maddelerine göre yapılması gerekli ilanların hiçbiri davacının köyünde yapılmamıştır....

              Tespit dışı bırakılmayla ve kadastro tutanaklarının askıya çıkarılmasıyla ilgili olmadığı açıktır. 1966 tarih ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 10, 11, 18 ve devamı maddelerinde; tapulama bölgelerinin tayini ve ilanı, tapulama birliklerinin tayini ile ilanı ve birlik sınırının tayini konularında getirilen hükümler, 3402 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümleriyle benzerlik taşıdığı ve aynı nitelikte bulundukları görülmektedir. Açıklanan kanun hükümleri tamamen tapulamanın (kadastronun) hazırlık (ön) çalışmalarına ilişkindir. Bu nedenle davacıyı bağlamaz. Kişinin dava ve itiraz hakkı; ancak, 766 sayılı Tapulama Kanununun 26, 27, 28 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddelerinde açıklandıkları biçimde tapulama (kadastro) tutanakları ile bunlara ilişkin cetvellerin askıya çıkarılması için yapılacak 30 günlük ilan ve itiraz ile doğar. Bu kanunların belirtilen maddelerine göre yapılması gerekli ilanların hiçbiri davacının köyünde yapılmamıştır....

                Kadastro mahkemesince 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı kaldı ki askı ilanı hukuka uygun olarak yapılmamış olsa dahi usulüne uygun ilan yapılmadan kadastro tutanaklarının kesinleşmeyeceği, bu hususun gerek 6831 sayılı Kanunun 7 ve devamı maddelerinde gerekse 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4 ve devamı maddelerinde belirtildiği, usulüne uygun olarak yapılan bir askı ilanının olmaması durumunda kadastro çalışmalarının usulüne uygun olarak tamamlandığından söz edilemeyeceği anlaşılacağından ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 26. maddesinin son bendine göre kadastro mahkemesinin yetkisinin her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başladığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

                  Tespit dışı bırakılmayla ve kadastro tutanaklarının askıya çıkarılmasıyla ilgili olmadığı açıktır. 1966 tarih ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 10, 11, 18 ve devamı maddelerinde; tapulama bölgelerinin tayini ve ilanı, tapulama birliklerinin tayini ile ilanı ve birlik sınırının tayini konularında getirilen hükümler, 3402 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümleriyle benzerlik taşıdığı ve aynı nitelikte bulundukları görülmektedir. Açıklanan kanun hükümleri tamamen tapulamanın (kadastronun) hazırlık (ön) çalışmalarına ilişkindir. Bu nedenle davacıyı bağlamaz. Kişinin dava ve itiraz hakkı; ancak, 766 sayılı Tapulama Kanununun 26, 27, 28 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddelerinde açıklandıkları biçimde tapulama (kadastro) tutanakları ile bunlara ilişkin cetvellerin askıya çıkarılması için yapılacak 30 günlük ilan ve itiraz ile doğar. Bu kanunların belirtilen maddelerine göre yapılması gerekli ilanların hiçbiri davacının köyünde yapılmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu