Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, satışın ne şekilde yapılacağı belirtilmemiştir. Artırma suretiyle satışın şartları başlığını taşıyan 224. maddede ise bazı maddelerin tahdidi olarak artırma suretiyle yapılacak satışlarda uygulanacağı hükmü getirilmiş olup, bunların kıyas yolu ile pazarlıkla satışa uygulanması mümkün değildir. ilK.nda pazarlıkla satışın şekline ilişkin bir hüküm bulunmaması karşısında, pazarlıkla satışın normal bir satış olduğunun kabulünden hareketle bu satışın BK.nun 225 ve onu izleyen maddelerine göre genel mahkemelerden satışın iptali istenebilir. Zira, Hukuk Genel Kurulunun 1989/12-413 esas, 1989/583 karar sayılı 8.11.1989 tarihli kararında da genel mahkemede pazarlıkla satışın iptalinin istenebileceği belirtilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin iptali ve icranın geri bırakılması talepli açılan davanın Dörtyol İcra mahkemesinin 2018/7 esas 2019/101 karar sayılı ilamı ile reddedildiğini, satışın durdurulmasına yönelik şikayetin de 2019/68 esas sayılı dosyadan reddedildiğini, satışın durdurulması şikayeti ile ilgili verilen karar 363. Maddeye göre kesin olduğundan müdürlük kararının doğru olduğunu, icranın geri bırakılmasıyla ilgili şikayetlerde %15 teminat yatırılmadan satışın durmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Dörtyol İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/7 E 2019/101 K sayılı ilamının takibin taliki ve iptali talebine ilişkin olduğu, kararın istinaf edilmesi nedeniyle İİK'nun 363. Maddesine göre satışın yapılamayacağı gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve satışın durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/606 Esas, 2021/903 Karar sayılı ve 26/11/2021 tarihli kararıyla kıymet takdirine itiraz davasının reddine karar verildiği, öte yandan meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz nedeniyle satışın iptali talep edilmiş ise de; belirtilen hususların satışın iptalini gerektirmediği, icra dosyasında taşınmazın satış işlemlerinde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davacının meskeniyet şikayetinin esastan, kıymet takdirine ilişkin şikayetinin kesin hüküm nedeniyle, satışın iptali talebinin esastan reddine karar vermiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, yargılama yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, haczedilmezlik şikayetinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu 12....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davacı taraf gerek dava dilekçesinin açıklamalar kısmında gerekse sonuç-talep kısmında karı-koca bulunan davalılar arasındaki taşınmaz satışının muvazadan ibaret olduğunu açıklayarak satışın iptalini istemiştir. Başka bir ifadeyle davacı tarafın talebi satışın iptaline ilişkin olup, tasarrufun iptali ve icra takip yetkisi tanınmasını kapsamamaktadır. Tasarruf tarihi ile dava tarihi arasındaki süreye bakıldığında hak düşürücü sürenin dolmuş olması düşünüldüğünde de davacı taraf ın netice-i talebinin muvazaa nedeniyle satışın iptali biçiminde anlaşılmak gerekir. Bu durumda temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dava dosyasının temyiz incelemesi yapılmak üzere anılan daire başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı idare vekili, vergi borcu nedeniyle dava dışı vergi mükellefi ...aleyhine yürütülen icra takibi sırasında borçlunun taşınmazını yengesi olan dava dışı 3.kişi ...'a onunda ...'na sattığının tespit edildiğini, bu satışın iptali için açılan davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.04.2007 gün 2005/377-2007/80 sayılı kararı ile tasarrufların iptaline karar verildiğini, bu karara rağmen taşınmazı satın alan 4.kişi ...'nın tasarrufun iptali kararından sonra, 07.05.2007 tarihinde taşınmazı 5.kişi konumunda olan ...'a sattığını, tasarrufun iptaline ilişkin mahkeme kararından sonra davalı ... tarafından diğer davalı ...'...

        ın eskiden beri dava konusu taşınmazda oturduğu, satıştan sonrada oturmaya devam ettiği satışın mal kaçırma amacı ile yapıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali olmasına rağmen mahkemenin İİK'nun 277.madde gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olarak nitelemesi hatalı olduğu gibi bu nitelemeye göre dava koşullarının araştırılmamış olması da isabetli bulunmamakla birlikte, davacı lehine boşanma nedeni ile mali haklara hükmedildiği ve bu alacakları için takibe geçildiği, dava konusu satışın davalı ... tarafından alacağın doğumundan sonra borçtan haberdar olan diğer kardeş davalı ...'...

          Hükmü davacı vekilinin temyiz ettiği ve temyiz edenin sıfatına göre de aleyhe bozma yapma imkanı bulunmadığı dikkate alınarak katılma alacağı ile ilgili hüküm bölümünün açıklanan nedenle ONANMASINA, ... vekilinin satışın iptali ile ilgili temyiz itirazlarına gelince; mahkemece ...’nun Ziyaret’e taşınmazı satışında muvazaanın kanıtlandığı gerekçesiyle satışın iptaline karar verilmiştir. Ziyaret aleyhine açılan satışın iptali davasında davacı ..., ...’nun Ziyaret’e satışının boşanma sonucu elde edeceği yasal haklarını fiilen engelleme amacı taşıdığını ve muvazaalı olduğunu ileri sürmüştür. Esasen eşlerden birine ait edinilmiş mallar üzerinde, diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebi söz konusu değildir....

            Bu durumda bu haliyle dairemize verilen tasarrufun iptali davası niteliğinde olmadığı, muvazaya dayalı satışın iptali isteminden ibaret olduğu değerlendirildiğinde temyiz incelemesini yapmak görevi dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 29.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda; uyuşmazlık, Borçlar Kanunun 18. maddesine dayalı muvazaalı satışın iptali istemi olduğuna göre davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/10/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                K A R A R Dava, hukuki ehliyetsizlik nedeniyle yapılan satışın iptali ile tescil, olmaz ise ön alım hakkına dayalı satışın iptali ile tescil istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 01.08.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ......

                  UYAP Entegrasyonu