K A R A R Dava, hukuki ehliyetsizlik nedeniyle yapılan satışın iptali ile tescil, olmaz ise ön alım hakkına dayalı satışın iptali ile tescil istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 01.08.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ......
evrak üzerinde, icra dosyası celp edilip incelenmeden, şikayet dilekçesindeki iddiaların satışın durdurulmasını gerektirmediğini, iddiaların ihalenin feshi davasında ileri sürülebileceği belirtilerek, satış işleminin iptaline ilişkin şikayetin ve satışın durdurulması talebinin kesin olarak reddine karar verildiği ancak takibin iptali talebi yönünden bir karar verilmediği görülmektedir....
e devrettiğini, yapılan satışın muvazaalı olduğunu, ... adına kayıtlı 24/40 hissenin iptali ile davacı adına tescilini dava ve talep etmiştir. Davalılar vekili, davalı ...'ın dava dışı paydaşlardan satın aldığı hisselerin bedelini ödeyemediği için taşınmazdaki payını dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazda paydaş olan diğer davalı ...'e sattığını, satışın muvazaalı olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne davalı ... adına kayıtlı olan 24/40 payın tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir....
İcra Müdürlüğünün 2019/16386 esas sayılı dosyasından verildiğinden bu nedenle satışın iptali talebinin de esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesinden istenebileceğinden ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nin 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut uyuşmazlıkta; satış işlemi, satıcı veya alıcı tarafından noter aracılığı ile davacıya bildirilmemiş olup bu nedenle davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır....
Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak ... iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut olayda; davalının dava konusu taşınmazda pay satın aldığı tarih 26.04.2012, davacının dava açma tarihi ise 12.05.2014'tür. Dosya kapsamında davacıya yapılmış bir ihtar bulunmadığı, TMK 733. Maddesinde belirlenen iki yıllık hak düşürücü sürenin de dolduğu anlaşılmaktadır....
Bankası A.Ş. tarafından davacı aleyhine açılan Tasarrufun İptali davası hükme esas alınmış ise de ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/364 Esas sayılı ... Bankası A.Ş. tarafından ... Tic. Ltd. Şti. vs. aleyhine açılan Tasarrufun İptali davasında davalılar vekilinin satışın gerçek satış olduğuna ilişkin hiçbir dilekçe ve beyanı mevcut değildir. Davalılar vekili Av. ...'ın 07/11/2007 tarihli cevap dilekçesi davada hak düşürücü sürenin gerçekleştiğine ve esasa ilişkin beyanda bulunma haklarının saklı tutulmasına ilişkindir. Mahkemece de, Tasarrufun İptali davasında hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Görüldüğü üzere, Tasarrufun İptali davasında, mahkemece satışın gerçek olduğu hiçbir şekilde tartışılmadığı gibi bu husus mahkemece hükme de esas alınmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı satışın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalı ...'in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını, ancak borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait traktörü babası olan diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan satışın iptali ile borçlu davalı ... adına tescilini talep etmiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece satışın muvazaalı olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur.Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olaya gelince; davalı ve davacının dava konusu taşınmazda kayden malik oldukları dosya içerisindeki mevcut 18.02.2015 tarihli tapu kaydından anlaşıldığından, mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Türk Medeni Kanun’unun 733/4. maddesi gereğince önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığı ile bildirilmesi hak düşürücü sürenin başlaması bakımından zorunludur. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olayda, dava konusu pay 26.02.2009 tarihinde satılmış, davacı satıştan haberdar edilmemiş ve davasını 24.02.2011 tarihinde yani iki yıllık hak düşürücü süre içinde açmıştır....