Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya bakıldığında, borçlunun 18.07.2014 tarihinde satışın durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece aynı tarihte taşınmaz satışının tedbiren durdurulmasına karar verildiği, dolayısıyla şikayet tarihi itibariyle henüz yapılmış bir ihalenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, şikayetçinin satışın durdurulması talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, şikayet dilekçesindeki talep ile bağlı kalınmaksızın, başvuru yanlış vasıflandırılmak suretiyle ihalenin feshi istemi olarak kabul edilip ortada yapılmış bir ihale bulunmadığı halde istemin reddine ve olayda uygulanma yeri bulunmayan İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca taşınmazların muhammen bedeli üzerinden şikayetçinin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizdir....

    Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar davacı vekili tarafından satışın durdurulması ve iptali istemiyle açtıkları davanın reddine ilişkin kararı istinaf etmiş olmaları sebebiyle İİK'nun 364. maddesi gereğince satışın yapılmaması gerektiği iddia edilmiş ise de, söz konusu şikayetin ilk derece mahkemesince 15/09/2021 tarihli karar ile kesin olarak reddine karar verildiği, davacının istinaf başvurusunun da verilen kararın kesin olması sebebiyle ek karar ile reddine karar verildiği, ihalenin 16/09/2021 tarihinde gerçekleştirildiği, buna göre söz konusu satışın durdurulması ve iptali istemi üzerine verilen karar kesin olduğundan, istinaf edilmiş olmasının satışın yapılmasına engel teşkil etmediği, satış ilanının davacı vekiline 30/06/2021 tarihinde e-tebligat yoluyla usulüne uygun tebliğ edildiği, diğer ilgililer ile ilgili satış ilanı tebliğ edilip edilmediğine ilişkin iddianın ise ancak ilgilisi tarafından ileri sürülmesi gerektiği, mükellefiyet listesinin...

    İcra Müdürlüğü'nün 2015/2081 Esas sayılı dosyasından 25.01.2016 tarihinde fesih konusu olan taşınmazların satışı için talimat yazıldığı, bilahare borçlu ve şikayetçiler tarafından satışın durdurulması istemiyle yapılan 19/02/2016 tarihli başvuru üzerine ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30/03/2016 tarih ve 2016/138 E.-218 K. sayılı kararı ile; "... 5. İcra Müdürlüğü'nün 2015/2081 Esas sayılı takip dosyasında, icra müdürlüğünün satışın yapılmasına dair 21.01.2016 tarihli kararının kaldırılmasına" karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 149/a-2. maddesine göre, icra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararını temyiz eden borçlu veya üçüncü kişi takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satış durmaz. Ancak istem, icranın geri bırakılması değil de İİK'nun 16-18. maddeleri kapsamında şikayet ise genel kural olan İİK'nun 364/3.maddesi uyarınca temyiz istemi satışı durduracaktır. O halde, mahkemece, ... 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Alacaklının, satışın durdurulması kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir....

        Mahkemece, durumun aciliyeti, icra dosyasındaki satışın gerçekleşmesi halinde telafisi mümkün olmayan zararların doğacağı ve davacının daha fazla mağdur olmaması için ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2012/5339 Esas sayılı takip dosyasından yapılacak olan satışın dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına karar verildiği, itiraz eden vekilinin belirttiği itiraz sebeplerinin davanın mahiyeti itibariyle yerinde görülmediği, tedbir kararında yazılı gerekçenin henüz ortadan kalkmadığı, talepten bir gün sonra satışın olması nedeniyle duruşma açılmadığı gerekçesiyle muteriz ... vekilinin satışın tedbiren durdurulması kararına itirazının reddine karar verilmiştir. Kararı, İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz Eden vekili temyiz etmiştir....

          Maddesinde gösterilmiş olup buna göre İcra Mahkemesi'nce 85. maddenin uygulanma biçimi, İcra Dairesi tarafından hesaplanan vekalet ücreti 103. maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yedieminin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, taşkın haciz itirazı, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satış talebinin reddi, satışın durdurulması, satış ilanının iptali, süresinde satış istememesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263. maddenin uygulanma biçimi, iflas idaresinin oluşturulması, İcra Mahkemesi'nin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlar, iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası, İİK 36. maddeye ilişkin kararlar kesin nitelikte olup istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir....

          Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar davacı tarafça açılan davada geçici olarak satışın durdurulması talebinde bulunulmuş ise de, bu talebin ilk derece mahkemesince 02/04/2021 tarihli tensip ara kararı ile reddine karar verildiği anlaşılmış olup, İcra İflas Hukukunda geçici hukuki korumalar pek çok bakımdan klasik ihtiyati tedbirlerden ayrılmakta olup, HMK'nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir niteliğinde kararlar olmayıp, takibin veya satışın geçici durdurulmasına yönelik kararlar İcra İflas Kanununda özel olarak düzenlenmiş takip hukukuna özgü kararlar olması sebebiyle HMK'nun 397/2 maddesinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu sebeple icra mahkemesince davacının satışın durdurulması talebinin reddine ilişkin ara karar istinafı kabil kararlardan olmayıp, kesin nitelikte bulunduğundan bu ara karara yönelik istinaf başvurusu talebinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının kendisine 28.06.2021 tarihinde tebliğ edilen hesap kat ihtarnamesine itiraz etmediğini, kendisine 19.07.2021 tarihinde tebliğ edilen icra emrine karşı şikayet yoluna başvurmadığını, takibe konu taşınmazın 20.12.2022 tarihinde yapılacak satış ile paraya çevrilmesine karar verilmesi üzerine ikame edilen şikayet dosyasının, münhasıran satışın durdurulması talebine yönelik olduğunu, İİK m.363 hükmü uyarınca, icra mahkemesinin satışın durdurulması talepleri hakkında verdiği kararların kesin olduğunu, borçlunun şikayetinin konusunun yalnızca satışın durdurulmasına yönelik olduğu gözetilerek şikayetin İİK m.363 hükmü tahtında kesin olarak reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/08/2019 tarih 2015/6 Esas - 116 Karar sayılı satışın durdurulmasına, ilişkin ek karar olup, ek karar tarihi itibariyle satışın durdurulması şikayetine ilişkin kararın istinaf incelemesine tabi olup, temyize konu karardaki izaleyi şuyu kararının onanması yasal anlamda ek karara ilişkin olmadığından ek karara yönelik istinaf talebi ilgili Bölge Adliye Mahkemesi dairesince incelenmelidir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 4....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Yerel mahkemece verilmiş olan 02/03/2021 tarih 2021/85 Esas sayılı Tedbiren satışın durdurulması talebinin reddine ilişkin kararının itirazen kaldırılması ve satışın durdurulması kararı verilmesini talep ettiği, Samsun 3. Sulh Hukuk Satış Memurluğu’nun 2020/32 Satış sayılı dosyasında satışına karar verilen Samsun İli, Atakum İlçesi, Alanlı Mah....

            UYAP Entegrasyonu