"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.03.2013 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 04.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, 19.3.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 350 m2 yer satın aldığını, 3 nolu parselden tapu iptal ve tescil talep etmiştir....
Kargı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce; Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabilir ancak, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....
in payını satış vaadi sözleşmesi ile satın alması nedeniyle taşınmazlarda hak sahibi olduğunu, davalının ise diğer mirasçıların paylarını satış vaadi sözleşmesi ile temellük ettiğini ve pay çoğunluğunun kendisine ait olduğunu 2008 yılı Ocak ayından itibaren taşınmazlarda tek başına tasarruf ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve 01.01.2008-20.10.2011 arası dönemler için ecrimisile karar verilmesini istemiş, aşamada ecrimisil isteği eldeki davadan tefrik edilmiştir. Davalı vekili; dava konusu taşınmazların elbirliği mülkiyetine tabi olduğunu ve tüm paydaşların birlikte dava açması gerektiğini, ayrıca müvekkilinin satış vaadi yoluyla büyük bir kısım payı satın aldığı için bağımsız bölümlerin hukuki ve fiili sorunları ile ilgilendiğini belirterek, davanın reddini savunmuş, karşı dava açarak dava konusu bağımsız bölümler için yapılan masrafları talep etmiş, aşamada karşı dava eldeki davadan tefrik edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.06.2005 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.01.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 24.09.1999 günlü biçimine uygun düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı pay tescili istemine ilişkindir. Davalı, savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, istem reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dayanılan sözleşmesinin konusu, 13235 parsel sayılı taşımazda, davalı adına olan 30/258 payın satışı vaadidir. Görülüyor ki, satış vaadi sözleşmesinde bağımsız bölüme isabet eden pay değil, arsa payının satışı vaad edilmiştir....
Davalı ... vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı 29.12.1997 tarihinde tapuda satın aldığını, satış tarihinde tapuda herhangi bir şerh bulunmadığını, müvekkilinin davacılara yapılan satıştan haberdar olmadığını, davacıların işgalci olduklarını, kaba inşaatı davacıların bitirmediğini, inşaatın müvekkili taşınmazı satın aldıktan sonra bitirildiğini, daha sonra davacıların taşınmazı işgal ettiklerini, yazılı veya sözlü sözleşmelere dayalı olarak hak iddia edildiğini, bir kısım satış vaadi sözleşmesinin müvekkilinin taşınmazı tapuda devraldıktan sonra düzenlendiğini, kaba inşaatta, kat irtifakı bile kurulmamış taşınmazda satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bina 45 parsel sayılı taşınmaza taşkın olunca yıkılmasının gündeme geldiğini, müvekkilinin bu parsel maliki ile anlaşarak tevhid ve ifraz işlemi yaptırdığını, bu nedenle müvekkilinin her iki parsel için para ödediğini, bu işlemden sonra taşınmazın büyüdüğünü, davacılar Nermin, Yüksel ve Sevgin ile yapılan satış vaadi sözleşmesi bulunmadığını...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.05.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise tazminat istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davacının tapu iptali ve tescil davasının reddine, davacının tazminat davasının reddine dair verilen 16.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede ise tazminat istemiştir. Davalılardan ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.10.2005 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.09.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 19.10.2005 tarihinde, 28.05.2002 tarihli noter satış vaadi sözleşmesindeki değer esas alınarak Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davada 28.05.2002 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.05.2006 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.08.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 31.05.2006 tarihinde, 05.05.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesindeki değer esas alınarak Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Davada 28.05.2002 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır....
.- TL. değer gösterilerek açılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....
.- YTL. değer gösterilerek açılan taşınmaz satış vaadi Sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....