WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğünün 2008/7205 Esas sayılı dosyasından borçluya ait ... ili ... ilçesi, 300 ada, 78 parseldeki taşınmaz üzerine ....06.2008 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı vekilinin ....05.2010 tarihinde taşınmazın satışına karar verilerek satış avansının alınmasını ve satış işlemlerine başlanmasını talep etttiği, ... müdürlüğünce taşınmazın satışına ve satış avansı olarak 250,00 TL yatırılmasına karar verildiği, ....05.2010 tarihinde satış avansının yatırıldığı, satış talebinin bir kez yapılmasının, kural olarak haczin ayakta kalması için yeterli olduğu ve sıra cetvelinde birinci sırada yer verilen ... .... ... Müdürlüğünün 2008/7205 Esas sayılı dosyasından konulmuş olan haczin halen devam ettiği, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetlerin reddine dair verilen karar Dairemizin 2015/5822 Esas, 2016/305 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Şikayetçi vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur....

    Aynı Kanun'un 110. maddesinde ise; "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar" hükmü yer almaktadır.Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re’sen gözetmelidir. Satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddetmelidir. Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekir (Baki Kuru, İcra El Kitabı,s.520).Somut olayda, satışa konu taşınırların fiilen 18.09.2013 tarihinde haczedildiği ve 23.07.2014 tarihli ihale ile satıldıkları görülmektedir. Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun 106. maddesine göre taşınırlarda satış isteme süresi altı ay olup haciz tarihi ile alacaklı tarafından satış talebi ve satış avansının yatırıldığı 22.05.2014 tarihi arasında altı aylık süre geçmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.05.2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; ... iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 07.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....

        Mahkemece, davanın kabulü ile davalılar ... ile ... arasındaki "Adana ili, Seyhan ilçesi, Cemalpaşa mah. .../... ada/parsel sayılı taşınmazın "3. kat 8 nolu bağımsız bölümün satış işlemine ilişkin 16/05/2014 tarihli tasarrufun iptaline, davacıya tapu kaydında tashih işlemine gerek kalmadan satış konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi tanınmasına karar verilmiş; karara karşı davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, 19/09/2019 tarihli ek karar ile davalı ... vekili Av. ...'un temyiz talebinin HMK 346/1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi ek kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22/01/2016 tarih 2016/42 Esas, 2016/20 karar sayılı dosyasının temyiz aşamasında olup kesinleşmediği, söz konusu karar kesinleşmeden icra müdürlüğünce taşınmazın satışına karar verilmesinin İİK'nun 364/3. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek satış kararının iptalinin istendiği, satış kararının iptaline ilişkin talebin müdürlüğün 04.02.2016 tarihli kararıyla reddi üzerine, bu kez borçlunun icra mahkemesine başvurarak, icra müdürlüğünün söz konusu ret kararının iptalini talep ettiği, mahkemece, İİK.nun 364/3. maddesi gereğince şikayet davası temyiz edilmiş ve kesinleşmemiş bulunduğundan şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 04/02/2016 tarihli kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir....

            bulunmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekalet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini belirterek öncelikle davanın görev ve yetki itirazları kapsamında İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, müvekkili yönünden husumet nedeniyle reddine, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasına, esasa ilişkin diğer itirazları kapsamında haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            DAVA Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; satış ilanı ve şartnamesinde taşınmazın önemli nitelik ve vasıflarının yazılmadığını, satış ilanının ilgililere ve dosya alacaklılarının tümüne usulüne uygun tebliğ edilmediğini, taşınmazın kıymet taktirinin yapıldığı tarihten sonra ihaleye konu taşınmazın değerinin çok fazla yükselmesi nedeniyle değerinin çok altında bir bedelle satıldığını, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olup şerhteki ilgili tüm kişilere satış ilanının tebliğ edilmediğini ileri sürerek ... İli ... İlçesi ......

              Somut olayda, 672 parsel nolu 88.000,00 TL muhammen bedelli taşınmazın 91.050,00 TL'ye satıldığı; 749 parsel nolu 100.250,00 TL muhammen bedelli taşınmazın 117.550,00 TL'ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedellerinin, taşınmazların muhammen bedellerinin üstünde olduğu anlaşılmıştır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin, muhammen bedelin üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Mahkemece, ihalenin feshi isteminin belirtilen nedenle reddi gerekirken, zarar unsurunun yokluğu tesbit edilmekle birlikte işin esasının incelenerek yazılı gerekçeyle reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonucu itibariyle doğrudur. Ancak İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir....

                Davacı adına satış ilanı tebliği elektronik ortamda usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, bu tarihten itibaren ıttıla vuku bulacağından satışa hazırlık aşamasında yapılan işlemlere ilişkin şikayet süresinde olmadığından ihalenin feshi davasında da ileri sürülemeyeceğinden davacının bu beyanına itibar edilmemiştir. Davacı adına satış ilanının elektronik ortamda tebliğ edildiği, rapor düzenleme tarihinden itibaren iki yıllık sürenin geçmediği, İİK 129. Maddeye göre, ihale bedelinin muhammen bedelin %50'sini ve satış masraflarını aştığı, ihalenin usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddi ve %10 para cezasına hükmedilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 24....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fesat iddiasına ilişkin olarak dinlenen tanığın ihaleye katıldığı, diğer katılımcılar tarafından böyle bir beyanının ileri sürülmediği dolayısıyla fesat iddiasının ortaya konamadığı, satış talebinin süresinde yapılmış olduğu ihalenin muhammen bedelin yarısını ve satış masraflarını karşıladığı ilam sürelerine uyularak tellal eşliğinde elektronik teklifler de yazılmak sureti ile ilamda belirtilen yer ve zamanda usulüne uygun şekilde ihalenin yapıldığı, kamu düzeninin de bir aykırılık bulunmadığı, yapılan ilamların satış kararına uygun olacak şekilde gazetede ve belediyede ayrıca adliye divanhanesinde ilan edildiği gerekçesiyle ihalenin feshi talebinin reddine, ihalenin feshi talebinin reddine karar verildiğinden ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiştir IV. İSTİNAF A....

                  UYAP Entegrasyonu