Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnceleme konusu karar, sözleşmenin feshi ile ifa edilmemesinden doğan kazanç kaybının tahsili isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 13.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. .......

    Birleştirilen dosyada davacı site yönetimi satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmadığından sözleşmelerin nispiliği gereği satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklı zararın sıra cetveline kaydını talep ve dava hakkı davacıya ait olmadığından davanın (taraf) sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2020/634 Esas KARAR NO:2021/284 DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ :18/11/2020 KARAR TARİHİ:20/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 19/05/2018 tarihli Ticarethane Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin abonelik sözleşmesinden doğan edimini gereği gibi ve zamanında ifa ettiğini, davalı ise kullanımdan kaynaklanan borcunu süresi içinde ödemeyerek temerrüde düştüğünü, faturalar ile sabit olan tüketim borcunun ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde takip başlatıldığını, davalının takibe de kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa...

        Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı mahkemeye sunduğu 01.07.2009 tarihli dilekçesinde, mülkiyet aktarımı talebi yerinde görülmezse, sözleşmede satış bedeli olarak kararlaştırılan 1.000,00 TL’nin denkleştirici adalet kuralı doğrultusunda tespit edilecek dava tarihindeki değerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekilinin bu dilekçesi, davanın ıslahı mahiyetindedir. Gerçekten, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin taraflara yüklenemeyecek bazı nedenlerle ifasında olanaksızlık her zaman mümkündür....

          İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ön ödemeli konut satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

          Sadece akidi olan yükleniciden Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak ve o maddedeki koşullar yerine gelmişse adem-i ifa sebebiyle tazminat isteyebilir. Borcun ifa edilmemesi borçlunun sözleşmenin kendisine yüklediği ifa yüküne karşı bir davranış içinde olmasını ifade eder. Bu durumda borçlu ya borcu ifa imkanını kendi kusuru sonucu kaybetmiştir ya borcu ifa imkanına sahip olduğu halde haklı bir sebep bulunmaksızın ifadan tüm olarak kaçınmaktadır veya ifa etmiştir ama bu ifası noksandır, ayıplıdır, ya da borçlu ifada kusurlu olarak gecikmiştir. Kural olarak borcun ifa edilmemesi borçlunun sorumluluğu sonucunu meydana getirir ve borcun ifa edilmemesinde borçlu “kusurlu” kabul edilir. Borçlar Kanunun 96-100. maddeleri muaccel borcun ifa edilmemesi sonuçlarını düzenlemektedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin herhangi bir nedenle ifa edilmemesi sonucu vaat alacaklısı alacağını kısmen veya tamamen elde edemez. Dolaysıyla ademi ifa nedeniyle zarara uğrar....

            vaadi sözleşmesinin ifa imkanının bulunmadığını, öncelikle taşınmazın, Hüseyin Kaplan'ın ve kendisinden sonra ölen, satış vaadi sözleşmesinin de tarafı olan eşi Fatma Kaplan'ın mirasçılarına intikal ettirilmesi gerekmekte olduğunu, taşınmazda intikalin yapılmamış olması, halen muris adına tapuda kayıtlı olması yani ifa imkansızlığı sebebiyle reddi gerekirken, ilk derece mahkemesinin, bu hususları gözetmeden verdiği davanın kabulü kararı hukuka aykırıdır....

            Görüldüğü üzere burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme feshedilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. 32. Borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı-yüklenici yukarıda değinildiği gibi sözleşmenin ifa edilmesi isteği yani aynen ifayı beklemek yerine sözleşmenin geriye yönelik feshi hakkını da kullanabilir. Bu hâlde alacaklı, borçlunun kusurlu olması hâlinde menfi zararını da isteyebilecek ancak müsbet zarar dolayısıyla kâr mahrumiyeti talebinde bulunamayacaktır. 33....

              Mahkemece, bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; itiraz iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı dava olup takip talebinde taraflar arasındaki sözleşmeye dayanarak asıl alacak, işlemiş faiz, komisyon bedeli ve cezai şart talep edildiği, davacının, davalının hesabına intikal ettirdiği barter çekinin kendi hesabına iadesini başka bir dava ile talep edebilmesinin yanı sıra işbu itirazın iptali davasında sözleşmenin 5. maddesinde yer alan sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan zarar ziyan ve ayrıca cezai şartı talep edebileceği, itiraz iptaline konu takip talebinde zarar ziyan talebinin bulunmadığı, davacının takip talebinde barter çekinin serbest bırakılması konusunda takip talebinde bir talebinin de bulunmadığı, talep edilen 85.000,00 TL'lik asıl alacağın başka bir davanın konusu olabileceği, davacının takip talebi ile talep ettiği asıl alacak ve komisyon alacağının yerinde olmadığı, taraflar arasında 24.06.2014 tarihli tekne satış sözleşmesi imzalandığı...

                Mahkemece, 2008 yılındaki fiyatlarla 2010 yılındaki fiyatlar karşılaştırıldığında soğanın %100'e yakın değer artışına uğradığı sözleşmenin ifa edilmemesinden yaklaşık 2 yıl sonra davacının takibe geçerek alacağını tahsil etme yoluna gitmesi MK 2. Maddesindeki iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı sözleşme ile davalıdan satın aldığı ve bedelini peşin ödediği kuru soğanın teslim edilmediği iddiası ile alacak istemli eldeki davayı açmış, davalı ise soğanları teslim edemediğini ikrar ederek, davacı ile bedelin aynen ödenmesi konusunda anlaştıklarını savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu