teşhir ürünü olduğunu, değiştirilmesini talep ettiğini ancak değişimin yapılmadığını, ayıplı olan koltuk takımının yenisiyle değiştirildiğini, değiştirilen koltuk takımının da ayıplı olduğunu, koltuk minderlerinde çökme, fermuarlarında yırtık, pufta çökme, koltuk yanlarında sökük, kapitone düğmelerinin bulunduğu yerlerden iplik sarkması olduğunu, yemek masasının ayaklarının sallandığını, konsolun çekmecesinin kapanmadığını, gümüşlük ve konsolun ayaklarının sallandığını ve çocuk odası takımının elbise dolabının kapak sürgülerinin bozuk olduğunu, almış olduğu ürünlerin henüz garanti kapsamında olmaları ve kısa süre kullanmasına rağmen ürünlerde kusur meydana gelmesi, davalı firmanın duyarsız kalarak aynen değişimine yanaşmaması nedeniyle ürün bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, dava değeri olarak da 14.300,00 TL göstermiştir....
GEREKÇE : Taraflar arasında davaya konu koltuk takımı alımı konusunda akdi ilişki kurulduğu hususundan uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, koltuklarda varlığı iddia edilen ayıpların üretimden mi kullanımdan mı kaynaklı olduğu, onarımın gereği gibi yapılıp yapılmadığı, davacının sözleşmeyi feshederek ödediği bedeli talep edip edemeyeceği hususundadır. İlk derece mahkemesince, tarafların sunmuş oldukları deliller dosya arasına alınarak tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince " ....davacının davalı firmadan bir adet koltuk takımı satın aldığı, dosya kapsamında bulunan belgelerden ve alınan bilirkişi raporundan koltuk takımının ayıplı olduğun görüldüğü, bu durumda koltuk takımının beklenen faydayı sağlamayadığı ve 6502 sayılı yasaya göre davacının seçimlik haklarını kullanmak istediği anlaşıldığı..." gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür....
Şti’den 01/11/2010 tarihinde satın aldığı İstikbal marka koltuk takımının gizli ayıplı olduğunu belirterek, ayıplı ürünün iadesi ile, ödediği 2.850 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... A.Ş. davanın reddini dilemiş, diğer davalı ... Ltd. Şti. ise davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu “Karizma” koltuk takımının davalı tarafa iadesi ile 2.850,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ......
Dava, davalıdan satın alınan koltuk ve yemek odası takımındaki ayıplar nedeniyle bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı davalıdan 2010 yılında koltuk, yemek odası ve tv ünitesi satın aldığını, ürünlerin ayıplı olduğunu iddia ederek bu ürünlerin davalıya iadesi ve ürünler için ödediği bedelin davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise sadece kumaşlarda sorun olduğunu ve tamir hakkının kullanıldığını, diğer ürünlerde bir ayıp olmadığını, süresinde kendilerine ihbarda bulunulmadığını savunmuştur....
Somut olayda; davacının davalı şirketten 11/02/2018 tarihli faturalara konu davalıdan 1 adet Roma yatak odası, 1 adet SOHO Koltuk takımı, Mehtapline cevaz mutfak masası, 4 adet sandalye, 1 bench, 2 adet 90 cm x 190 cm baza ve yatak başlığı, 160 cm x 200 cm Milky yatak olmak üzere toplam 14.000,00 TL değerinde mobilya satın aldığı, ayıplı mal iddiasıyla açılan davada aldırılan bilirkişi raporunda dava konusu koltuk takımının üçlü koltuklarının orta taşıyıcı ayaklarının kısa bir kullanım süresi içende kırılmış olmasından dolayı 2 adet 3 kişilik koltuğun ayıplı bir ürün olduğu, yatak odası takımının en büyük parçası olan elbise dolabının raylı kapaklarında bulunan ray sisteminin arızalnmış olması ve ray sisteminin düzgün çalışmamasından dolabı kullanma zorluğunun mevcut olduğu bu nedenle elbise dolabının ayıplı olduğu, yatak odasının takımının çift kişilik karyolasının taşıyıcı ayağının bağlantı yerinden vida bağlantısının de deforme olmasından dolayı bağlantı yerinden çıkmış olmasından...
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketten 12/06/2017 tarihinde satın aldığı koltuk takımının 17/07/2017 tarihinde tarafında ayıplı olarak teslim edildiğini, 8.200,00 TL bedel ile davalıdan aldığı koltuk, masa, sandalye takımının ayıplı olduğunu, malın iadesini talep etmesine rağmen davalının bu talebi kabul etmediğini, ayıplı ürünlerin değişime götürüldüğünü ve sonrasında 18/08/2017 tarihinde tarafına getirilen ürünlerin yine sorunlu olduğunu, ürünleri teslim almayacağını ve iade talep ettiğini belirtmesine rağmen ürünlerin bedelinin tarafına iade edilmediğini belirterek, dilekçede açıkladığı nedenler ile mahkemece dikkate alınacak nedenler karşısında ödemiş olduğu 5.000,00 TL ayıplı mal bedelinin davalıdan yasal faizi ile alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa konu karar, İstanbul Anadolu 7....
Yargılama sırasında alınan 17/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda, davaya konu koltuk ve vites kolu derisinin ayıplı olduğunu, bu ayıplar kullanım sırasında ortaya çıktığı için gizli ayıp olduğunu; otomobil servislerinde araç koltuk kılıflarında sorun yaşanıldığında servis tarafından kılıf değişimi yapılmadığını, bunun yerine komple koltuk değişimi yapıldığını, davaya konu aracın sadece şoför koltuğunun değişiminin yapılması durumunda değişen koltuklar ile diğer koltuklar arasında renk farklılığı yaratılacağı için koltukların takım olarak değiştirilmesinin gerektiğini aksi durumda tüketicinin mağdur edileceğinin görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiş, Mahkemece de işbu bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne, satılan araç koltuk takımının ve vites topuzunun bilirkişi raporu doğrultusunda davalı tarafından ücretsiz olarak onarılmasına, karar verilmiştir....
Somut olayda, dava dilekçesinde davacının davalı firmadan satın aldığı köşe koltuk takımının 9-10 günlük kullanım sonucu deforme olduğunu, “Müvekkilin 10 günlük kısa süreli kullanımda koltuğu yıpratması düşünülemeyeceği gibi evde müvekkil ve eşi çalışmakta çocukları ise okula gitmektedir, yani sadece akşam evde vakit geçirmektedirler” şeklinde koltuklarda ayıp olduğu ileri sürümektedir. Bu kapsamda davacı her ne kadar tacir ise de koltuk takımının ev içinde kullanılmak için satın alındığı, ticari iş faaliyeti sebebiyle satın alınmadığı sabit olmasına göre, davacının Kanun'da tanımı yapılan tüketici kapsamında olduğu anlaşılmaktadır....
-Mahkememiz dosyası davaya konu eşyaların bulunduğu adreste mobilya alanında uzman bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yapılarak dava konusu ürünlerde herhangi bir ayıp olup olmadığının belirlenmesi, varsa bu ayıbın gizli/açık ayıp niteliğinin belirlenmesi amacıyla bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 14/11/2023 tarihli raporda özetle; dosyada mevcut belgeler, ürünlere ait 08.03.2020 tarihli 21.000 TL‘lik fatura ve mahallinde yapılan incelemeler neticesinde koltuk takımının 1 Adet açık bej renk 3’lü Koltuk düğmeleri kopmuş, ahşap kısımlarında çizikler olduğu görülen 3’lü koltuğun ayıplı olduğu, bu ayıpın açık ayıp olduğu koltuk takımının 1 adet 3’lü ve 2 adet tekli berjer de herhangi bir ayıp görülmediği, TV Ünitesi kapaklı dolap içindeki 1 adet raf pimi eksik olduğu, ayıplı olduğu, bu ayıpın açık ayıp olduğu, TV ünitesinde eksik raf pimi hariç herhangi bir ayıp görülmediği, köşe koltuğun pufun üstü yırtık olduğu, pufun ayıplı olduğu, bu...
Dava, ayıplı mal nedeniyle satış bedelinin iadesi talebine ilişkin olup, davacı, satın aldığı koltuk ve yemek odası takımının ayıplı olduğundan bahisle bu satış için ödediği bedelin iadesini istemiştir. Davalı ise malların davacının eşi tarafından imzalanan irsaliyeli fatura ile eksiksiz telim alındığını, ayıpları kabul etmediğini ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını savunmuştur. Dosya kapsamından davacının eşyaları 1.8.2009 tarihinde teslim aldığı anlaşılmaktadır. Davacı hernekadar davalının eşyaları şikayeti üzerine gelip aldığını ve sonra aynen geri getirdiğini iddia etsede davalı bu iddiaları kabul etmemiştir. Tarafların beyanları ve bilirkişiler tarafından yapılan tespitler birlikte değerlendirildiğinde maldaki ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı davalıya süresinde ayıp ihbarı mükellefiyetini gereği gibi yerine getirdiğini kanıtlamak zorundadır....