"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında ..... 6. İş Mahkemesi ile ..... 7. Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü; - K A R A R - Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İş Mahkemesince, davaya bakma görevinin 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi uyarınca genel mahkemelere ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise, açılan davanın ....nun alacağı ile ilgili olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ihtarnamelerde talep edilen miktarlarda yanlışlık olmadığını, davacı tarafından ihtarnamelere karşı menfi tespit davası açılmadığını, davacının dayandığı önceki menfi tespit davasına konu ihtarnamelerdeki miktarların maddi hata nedeniyle yanlış hesaplandığını, bu durumun davacı açısından kazanılmış hak teşkil etmeyeceğini, ihraç kararının doğru olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Şti. hakkında icra takip işlemine girişildiğini, davacı takip borçlusu şirketin yetkilisi olduğunu, davacının takip borçlusu şirkete borcunun olup olmadığının araştırılması gerektiği, üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davasında ispat yükü üçüncü şahsa ait olduğunu, davacının takip borçlusuna borcunun olmadığının ispat etmekle yükümlüğü olduğunu, açılan davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE : Dava; İİK'nun 89/3-son maddesi uyarınca üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davasıdır....
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, menfi tesbit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş.'...
Bu bildirimi alan üçüncü şahıs icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur..." düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan maddedeki yetkiye ilişkin düzenleme aynı Yasanın 72. maddesine göre özel bir düzenleme olup İİK'nun 89. maddesi uyarınca açılan davalarda üçüncü kişi konumunda bulunan davacının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca icra takibinde üçüncü kişi durumunda olan davacının açtığı menfi tespit davasında ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken bu durumun gözden kaçırılarak yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır....
Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından "itirazın iptali" davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, "takibe itiraz" sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....
Belirtmek gerekir ki, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması ( veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası ( kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder ( Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s:146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Eldeki davada da, çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak dava açılmış, İİK’nın 72/6 maddesi uyarınca istirdat istemine yani bedele dönüşmüştür Yeri gelmiş iken Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesinde tanımı yapılan satış sözleşmesi hakkında da birtakım açıklamalar yapılmalıdır....
Davalı vekili, icra takibinin 2007 yılında kesinleştiğini, davacının icra dosyasının her aşamasında borcunu ikrar edici işlemler yaptığını, bu bağlamda İcra Hukuk Mahkemesinde emekli maaşının haczedilemeyeceği iddiasıyla açtığı davadan feragat ettiğini, davacının oğlu ...'in icra kefili olduğunu, yine davacının İcra Hukuk Mahkemesi'nde meskeniyet iddiasıyla açtığı davanın reddedildiğini, istirdat ve menfi tespit talebinin zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre dava konusu senetlerdeki imzaların davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davacının takibe konu senetler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının davalıya ödediği 8.645,44 TL'nin davalıdan istirdadına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-istirdat, ipoteğin kaldırılması, menfi tespit -alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada davalı ... hakkında açılan menfi tespit davası konusuz kaldığından karar tesisine yer olmadığına, istirdat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, ipoteğin devri ve fekki istemi konusuz kaldığından karar tesisine yer olmadığına, birleşen davada birleşen davalı ... İflas idaresi aleyhine açılan menfi tespit ve istirdat davasının reddine, birleşen davalı ... aleyhine açılan ipoteğin fekki davası ile müdahi....'ın ipoteğin fekki davasının kabulüne, birleşen davada davacı.. ile .. aleyhine açılan alacak davasının reddine, birleşen davalı .. aleyhine açtığı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-birleşen dava davalı ..vekilince duruşmalı olarak, birleşen davada davalı-birleşen davada davacı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında ... Sulh hukuk Mahkemesi ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Asliye Hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesince;taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....