. + KDV bedel karşılığında yapımını üstlendiği, ancak mutfak dolaplarının eksik ve kusurlu yapıldığı iddiasına bağlı olarak bedelden indirim, menfi tespit ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup mahkemece verilen ilk kararın Dairemizce bozulmasından sonra davalı yüklenici ödenmeyen iş bedelinin ve fazladan yapılan imalât tutarının tahsilini istemiş, karşı davada ise iş sahibince gecikmeden doğan alacağın tahsilini istemiştir....
Ancak; 1)Üzerinde kat mülkiyetine tabi bina bulunan taşınmazın bahçesine kısmen el atılmış olup, bu durumun Kamulaştırma Kanununun 11/1-ı maddesinde belirtilen objektif değer azaltıcı unsur olarak kabul edilmesi ve takdir edilen bedelden belirli bir oranda indirim yapılması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, 2)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden, Davalı idare vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda...
AYIPLI ESEREKSİK VE AYIPLI İMALATİŞİN KABULÜ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 359 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, eksik ve ayıplı imalâtın giderilme bedelinin tahsili, karşı dava ise, ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, karşı dava ile ilgili olarak harcı ödenerek açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davada yapılan işte bir kısım ayıplar bulunduğu ve sözleşmede kararlaştırılan bazı işlerin yapılmadığı ileri sürülmüştür. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde hiç yapılmayan iştir....
Tüketici Mahkemesinin 18/01/2017 tarihli ve 2015/905 Esas 2017/15 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile, davaya konu ... Plaka sayılı, 2015 model ... marka, ticari adı ... 1.4 Sport 140 HP MT6, gövde tanımı heçbek, yakıt türü benzinli olan davaya konu otomobilin davalı tarafından ayıpsız misliyle değiştirilerek davacı tüketiciye teslim edilmesine karar verilmiştir. Bu karar, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan gizli ayıplar olduğu iddiası ile terditli olarak ayıplı ürünün ayıpsız misli ile değişimini, bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemi ile eldeki davayı açmıştır....
Görüldüğü üzere, hakem heyetince çıkarılan kesin hesap bedelinden temliknamelere konu edilip de ödenmeyen bakiye bedel olarak dava konusu edilen 10.113.390,02 USD iş bedeli mahsup edilmemiştir. Uyuşmazlık tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 167. maddesi gereğince, borçlu iş sahibi şirket temlik eden yüklenici şirkete karşı haiz olduğu def’i ve itirazlarını, temellük eden davacı konsorsiyuma karşı da ileri sürebilir. Davalı, Borçlar Kanunu’nun 81. maddesinden kaynaklanan haklarını da aynı madde uyarınca temlik alanlara karşı ileri sürebilir. Bu durumda, yüklenici şirket temlik ettiği haklardan kaynaklanan alacağını kesinleşen hakem kararı ile tahsil imkanına kavuştuğundan temlik alanlar tarafından açılan davanın dinlenmesi imkanı bulunmamaktadır....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
Ancak; Dava konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyetli yapı mevcut olup, kamulaştırmaya konu bölümünün yapının bulunduğu kısım dışında kalması ve inşaat alanının etkilenmemesi nedeniyle, Kamulaştırma Kanununun .../...-i maddesi uyarınca bu hususun objektif değer azaltıcı unsur kabul edilmesi gerekir. Bu itibarla bilirkişi kurulundan objektif değer azaltıcı unsur oranının tespiti yönünden ek rapor alınması ve bu oranda bedelden indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ....01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şöyle ki; 1)Bozma öncesinde taşınmazın metrekare birim fiyatının 13,14TL/m2 olarak belirlendiği, bu husus bozmaya konu edilmediği ve davalı idare yönünden usuli kazanılmış hak olacağı gözetilmeden, bozma sonrası metre kare birim fiyatının 14,02 TL/m2 olarak belirlenmesi suretiyle fazlaya hükmedilmesi, 2)Dava konusu taşınmazlardan 118 ada 11 ve 13 parsel sayılı taşınmazlardan geçen ve tapu kaydında da yer alan eski irtifaklar nedeniyle meydana gelecek olan değer düşüklüğü oranı belirlenip, taşınmazın kamulaştırılan kısmı için belirlenen bedelden bu oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 06/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; tahakkuk ettirilen takibe konu bedelden davalı aboneden sonra inşaat işini alan firmanın (fiili kullanıcı) sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık; davalının aboneliğinin bulunduğu yerde su kullanılmasından dolayı sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Su kullanımdan dolayı fiilen kullanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak bu sorumluluk davalı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Fiilen su kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir....