kusur atfedilemeyeceği birlikte değerlendirildiğinde davaya konu cep telefonun ayıplı mal niteliğinde olduğunu, davacının dosyaya yansıyan gerçek iradesinin en başından bu yana sözleşmenin feshi seçimlik hakkının kullanımı olduğu anlaşılmakla, şartları oluşan davanın kabulü ile sözleşmenin feshine karar verilmesi gerekir iken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve bedel iadesi istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Hukuki niteliği itibariyle, Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshi dolasıyla, feshin haksız olduğunun tespiti, teminat mektubunun iadesi, sözleşmenin feshin tarihinden itibaren teminat tutarına faiz işletilerek davalıdan tahsili, sözleşmenin feshi dolasıyla kar kaybı, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, hak ediş bedelinin tazminine ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat isteminin şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir. 6100 Sayılı HMK.'nın 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/09/2021 NUMARASI : 2020/274 ESAS-2021/495 KARAR DAVA KONUSU : MALIN AYIPLI OLMASINDAN KAYNAKLANA KARAR : Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/274 Esas, 2021/495 karar sayılı 15/09/2021 tarihli kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıdan 34 XX 609 plakalı aracı 04/05/2020 tarihli noter satış belgesiyle 67.500,00 TL bedelle satın aldığını, aracın kilometresiyle oynanarak düşük gösterildiğini beyanla; ayıplı mal nedeniyle oluşan zararın dava tarihinden itibaren yasal faiz ve yargılama giderleriyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, deliller, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin 7.2. maddesi ve 9. maddesi hükümleri uyarınca davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa etmediği, davalının sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkı bulunduğu, sözleşmenin davalı tarafından feshinin haklı nedenlere dayandığı ve teminat çeklerinin iadesi talebinin de sözleşmenin 9. maddesi hükmüne aykırı olduğu, üç yıllık sürenin dolmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davaya konu aracın ayıplı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, dava devam ederken aracın davalıya satılarak devredildiği sözleşmenin feshi ve semenin iadesine ilişkin davanın konusuz kaldığı alım ile satım bedelleri arasındaki farkın BK.nun 205.maddesi uyarınca davacının araçtan faydalanmasının karşılığı kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle sözleşmenin feshi ve semen iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına maddi ve manevi tazminat talebinin ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 08.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunla tüketiciler ile satıcı ve üretici firma arasındaki mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması görevi tüketici mahkemelerine verilmiştir. Dava devremülk satışından kaynaklanmaktadır. Sözleşmenin niteliği ve taşınmaz sayısı itibarıyla davacı yönünden, 6502 sayılı Kanunda öngörülen tatil amacı bulunmayıp, kâr amacı bulunduğu anlaşıldığına göre uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle iş sahibi kooperatifçe sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığının eldeki davada sonuca etkisinin bulunmamasına, sözleşmenin feshi ile birlikte tarafların yek diğerinden aldığını vermekle yükümlü bulunmasına ve sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığının ileride bu dava dışında açılabilecek davalarda değerlendirilebileceğinin tabiî bulunmasına göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 2.762,95 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve alacak hukukuna ilişkin davada İstanbul 3. Tüketici ile 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, güneş enerji sistemi alım ve montaj işinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın önce 18.03.2004 tarihinde İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı bu mahkemece verilen 06.07.2004 tarihli görevsizlik kararının 12.08.2007 tarihinde tebliğ edildiği, H.Y.U.Y.'nın 193/4. maddesine göre 10 günlük yasal süre içinde dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmek üzere başvurulmadığı, davacı tarafından 01.11.2004 tarihinde müstakilen Tüketici mahkemesinde ayrı dava açıldığı, 3....
Somut olayda; taraflar arasında dava konusu dükkanın satımı konusunda sözleşme düzenlendiği, dükkanın sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmemesi nedeniyle taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ile ödenen miktarın iadesi talep edilmektedir. Dava konusu dükkanın satışının ticari ve mesleki faaliyet için yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına girmemesi nedeniyle asliye ticaret mahkemesinde görülerek, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 2 maddeleri gereğince; ... Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....