"İçtihat Metni" Davacılar ... ve diğerleri vekili arafından, davalı ... aleyhine 31/03/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi dahili davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre dahili davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Dahili davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, bilinçli taksirle ölüme neden olma eyleminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir. (5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir. (6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.'' şeklindedir. Davacı ayıplı ürün nedeniyle satılanın ayıpsız misliyle değiştirilmesine ilişkin seçimlik hakkını kullanmış olup bu hakkını satıcı, üretici veya ithalatçıya karşı kullanma hakkı bulunmaktadır. Ancak davacının servis hizmetlerini yerine getiren davalıya karşı 6502 sayılı yasanın 11. Maddesinin 2.fıkrası gereğince bu hakkı ileri sürme olanağı bulunmamaktadır....
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370) Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı eş yararına hüküm altına alınan 30.000,00 TL manevi tazminat ve davacı çocuk yararına hüküm altına alınan 20.000,00 TL manevi tazminat azdır. 2- Maddi tazminat yönünden ise ; Mahkemece, Kurumca bildirilen ilk psd değerinin rücu edilebilecek kısmının maddi zarardan indirilmesi neticesinde, davalılar yararına, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden 16.014,44 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir....
Ancak; 1-Manevi tazminat şartları bulunmadığı halde davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi, 2- Mahkemenin kabulüne göre el koyma kararına konu olan araca gerçekte 357 gün elkonulmuş olmasına karşın hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre bu sürenin 389 gün olarak belirlenmesi suretiyle fazla maddi tazminata hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebelerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
Mahkemece asıl dava açısından, yapılan ceza yargılaması ile sabit olay nedeniyle tazminat koşullarının oluştuğunun kabulü ile davalının eylemini davacının hakaret eylemine karşılık olarak meydana getirdiği anlaşıldığından belirlenen tazminat miktarından takdiren bir miktar indirim yapılarak davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir....
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Somut olayda, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda davalıya aracın bakım ve kontrolünün uygun şekilde yapılmamasından dolayı da kusur verilmiş ise de, dosyadaki bilgi ve belgelerden kazadan kısa süre önce aracın bakımlarının yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu açıdan hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur oranları kazanın oluş şekline uygun olmayıp işverene atfedilen kusur oranı fazladır....
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin tüm, davalı ...Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ...Ş. vekili yargılama aşamasındaki savunmasında, davacıalrın sigortalı araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir....
Mahkemece manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak hükmedeceği manevi tazminatın adalete uygun olması, zenginleşme aracı olmaması, özendirici nitelikte bulunmaması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, tarafların kusur oranı, davacının yaşı,yaralanma derecesi, ekonomik sosyal durumları, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı yüksek düzeyde olup, hükmedilen manevi tazminattan bir miktar indirim yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. 3-Davalı ... vekilinin aleyhine hükmedilen 449 TL lik karara yönelik temyiz talebinin incelenmesinde, 6100 Sayılı HMK geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK'nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2012 tarihinden itibaren 1.690 TL’ye çıkarılmıştır....
kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Davacının maddi tazminat talebinin ıslah edilen hali ile dikkate alınarak kabulü ile Davacı ... için 6.105,00.-TL, davacı ... için 5.465,00.-TL tazminatın davalı ...'den kaza tarihi olan 18.11.2010, davalı ... şirketinden dava tarihi olan 09.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline; manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; Davacı ... yönünden 2.000,00.-TL, davacı ... yönünden 2.000,00.-TL diğer davacılar yönünden ise ayrı ayrı 1.000,00.-TL olmak üzere toplam 7.000,00.-TL manevi tazminatın davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda dosya kapsamına göre, davacıların murisi ... ...'...