"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı (karşı davacı) avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılar, davalıdan taşınmaz satın aldıklarını, satın bedeline karşılık 5.6.1997 vade tarihli bono verildiğini, sözleşmede projedeki eksikler giderilmediği takdirde satıcının bono bedelinin yarısını cezai şart olarak bırakacağının kararlaştırıldığını, davalının proje masrafı bedeli 13.500 DM tutarı düşerek icra takibi başlattığını icra tetkik mercinin takibi 50.000 DM üzerinden devam ettirdiğini davalının kabul ettiği masraf tutarından borçlu olmadıklarını ileri sürerek 13.500 DM karşılığı Tl üzerenden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava dilekçesinde menfi tespit ve itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulü; birleşen davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının harici araç satış sözleşmesine dayanarak icra takibi yaptığını, davacının sözleşmede imzasının olmadığını, kimseye de yetki vermediğini belirterek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında bireysel krediden kaynaklanan tüketici ilişkisi olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi ise taraflar arasında 4077 sayılı Kanunda belirtilen akdi bir ilişki bulunmadığı ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul 25....
Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı 2014/1177 esas sayılı menfi tespit davasının kabulüne ilişkin verilen kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından 03/10/2017 tarihinde onandığı, karar düzeltme isteminin de 27/02/2018 tarihinde reddedildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, her ne kadar davalı ... iyi niyetli olduğu savunmasında bulunmuş ise de; çekişmeli taşınmazların... tarafından 11/09/2008 tarihli resmi akitle davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği, akit tablosunda hem alıcı hem satıcının ‘Toros sokak 21/1 Sıhhiye ...’ adresini gösterdikleri, her ne kadar davalı ... adrese ilişkin bu durumun tapu memurunun hatasından kaynaklandığını ileri sürmüşse de, gerçek adresin bu olmaması halinde, tapu memurunu uyarması gerekirken bunu yapmamış olması, akitteki adresin doğru olduğunun kabulünü gerektirmektedir. Bu da, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerinin delilidir....
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının, genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını, kredi borçlusunun çeklerden kaynaklanan borcuna kefil olmadığını ve ipotekli olarak satın aldığı taşınmazdan kaynaklanan kredi borcunu ödediğini ileri sürerek menfi tespit davası açtığı, banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarından davacının davalı bankanın ... Şubesi’nde bulunan ...'nin kredi hesabına 04.02.2013 tarihinde 115.000.-TL, cari hesabına da 22.02.2013 tarihinde 4.200.-TL ödeme yaptığı, davacı tarafından yapılan bu ödemelerin dava dışı asıl kredi borçlusu ...'...
de bulunmadığını, menfi tespit davası sonucunda verilen hükmün kesin hüküm olarak itirazın iptali davasını etkileyecekse de bu durumda en fazla iki davanın birleştirilmesi, bu mümkün olmazsa, menfi tespit davasının, sonra açılan itirazın iptali davasında bekletici mesele yapılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/82 E sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davasının olduğunu, açılan davanın icra dosyasında satış işlemi yapılmış olması nedeniyle menfi tespit davası olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının icra dosyasında borcu kabul edip ödeme taahhüdünde bulunduğunu, borcunu ödemediğini, diğer davalı ..., davacının daha önce aynı nedenlere dayanarak açtığı davasının ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/108 E- 2014/114 K sayılı ilamı ile reddedildiğini, İcra Müdürlüğü dosyasında yapılan satış işlemi ile taşınmazı aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın davalı ... Bankası yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ... yönünden ise davacının aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2....
Menfi tespit ilamları, İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulamaz. İlamda yer alan eklentiler de ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin de ayrıca takibe konu edilmeleri söz konusu olamaz. Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi tespit davası sonunda alınan ilam, yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK. 07/11/1990 tarih, 1990/12-46 Esas, 1990/564 Karar sayılı kararı, Dairemizin 28/04/2014 tarih 2014/8704 Esas, 2014/8483 Karar sayılı kararı) Somut olayda; takip konusu İstanbul 26....
sona erince, kefil de borcundan kurtulur" hükmü gereğince asıl borçlu hakkında verilen menfi tespit kararının icra kefilini de bağlayacağı açıktır....
-2- 2009/5141 2009/7720 bir bölümünü alan üçüncü kişinin İİK’nun 280/son maddesi uyarınca borçlunun alacaklıdan mal kaçırma kastını bildiğinin kabulü gerektiği, borçlu tarafından açılan menfi tespit davasının sonucunun beklenmesinin gerekli olmadığı” gerekçesi ile davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, alacaklının İİK’nun 99. vd. maddesi uyarınca açtığı “istihkak iddiasının reddi ” davası niteliğindedir. Takip borçlusu tarafından alacaklı aleyhine, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2008/10 Esas sayı ile menfi tespit davası açıldığı, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Görülmekte olan istihkak davasının sonucunu etkileyeceği için menfi tespit davasının sonucu beklenmeden yazılı biçimde karar verilmesi isabetli olmamıştır. 2.Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir....