WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a satışını öngören 13.02.2002 günlü düzenleme satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu için iptalini, ancak satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil kararı verilebilmesi için öncelikle tapu maliki ... mirasçıları arasındaki elbirliği mülkiyetin birlikte mülkiyete çevrilmesini istemiş, 09.06.2006 günlü oturumda ise gayrimenkullerin değerinin Sulh Mahkemesinin görev sınırının üzerinde olduğunu beyan etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil istemine ilişkindir. Davada, 13.09.1994 günlü düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Bu sözleşmede, satımı vaadedilen taşınmazların toplam 50.000.000.TL. olduğu yazılıdır....

    -TL değer gösterilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2023/337 Esas KARAR NO:2024/254 DAVA:Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:02/06/2022 KARAR TARİHİ:06/03/2024 Mahkememizde görülen Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin --------- uğraşan saygın bir tüccar olduğu, arsa sahibi ---- arasında ---- ve ----- akdedildiği, -----arsanın sahibi olduğu,----- arasında ------akdedildiği, sözleşmeye göre davalıların belirlediği yerlerin alıcıları tarafından ödenen satış tutarının % 42'si yüklenici olan ---- arsa sahibi---- yapıldığını, arsa sahibi -------Müvekkil ödemeleri de dahil tüm alıcılar tarafından yapılan ödemelerinden payına düşeni hiç bir itirazda bulunmadan kabul ederek aldığını, yüklenici ----- inşaatını tamamlayıp ------ aldıklarını, kat irtifak tapularının çıktığı, arsa sahibi ------ Adına olduğunu, müvekkilinin ----parselde bulunan...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 16/03/1989 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, birleşen 2007/580 esas sayılı dosya davacıları tarafından davalılar ... ve ... aleyhine 10/10/2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmelerinin iptali, müdahalenin önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine birleşen 2007/580 esas sayılı davanın kabulüne dair verilen 25/10/2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı birleşen dosya davalısı ... ve birleşen 2007/580 esas sayılı dosya davalısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 27.03.1979 tarihli 15681 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

          Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı davalarda zamanaşımı kural olarak alacağın muaccel olduğu andan itibaren başlayacağından ve taşınmazlar vaat alacaklısına teslim edilmişse veya davanın tarafları taşınmazda birlikte zilyet iseler cereyan etmeyeceğinden bu hususlar araştırılmamıştır. Eksik incelemeye araştırmaya dayalı hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 24.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde dava konusu taşınmazın satış bedelinin 50.000.000 TL. (50,00 YTL). olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kat karşılığı sözleşmesine istinaden inşaatı yapmış olan müteahhitten satış vaadi sözleşmesi ile daire satış taahhüdü alan bir “nihai tüketici” olduğunu, 6502 sayılı Tüketicinin korunması Hakkında Kanun'un 1., 2. ve 73. maddesi gereğince görevli mahkeme, Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri olmadığının, görevli mahkemelerin İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğunu, göreve itiraz ettiklerini, davacılar ile müteahhit T8 arasında bir kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmış olduğu ve yapı, arsa sahiplerinin onayladığı projeye göre tamamlandığını, davalının ise, katkarşılığı inşaat sözleşmesine göre müteahhide isabet eden dairelerden birisini satış vaadi sözleşmesi ile müteahhitten devraldığını, müteahhitin arsa sahiplerine onaylattığı projeye göre imalatı yapıp bitirdiği halde arsa sahipleri imara aykırılıktan bahisle müteahhit aleyhinde sözleşmenin feshi ve tapu iptali davaları açtığını ve bu davaların sonuçlandığını...

              Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davacının da kabulünde olduğu şekilde, ... kaydındaki satış vaadi şerhi, 5 yıllık süre geçtikten sonra satış vaadi borçlusu ve taşınmaz maliki davalı ...’nin talebi üzerine 12.04.2010 tarihinde terkin edilmiştir. Satış vaadi şerhinin terkininden sonra ise, davalı ... vekili ... tarafından sözleşmeye konu payla birlikte taşınmazın toplam 1/2 hissesi 14.04.2010 tarihinde davalı ...’a satılmıştır. Davalı ... satış vaadi sözleşmesine konu payı satış vaadi şerhi ile yükümlü olarak almamış ve bu kişinin kötüniyetli olduğu, taşınmazı muvaazalı olarak devraldığı da ispat edilemediğinden bu davalı hakkındaki mülkiyet aktarımına ilişkin isteminin reddi yerine, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Davacı, davada ikinci kademedeki istek olarak bedel ödetilmesini de dava konusu yaptığından, davacının bu talebi; incelenip olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmalıdır. Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır....

                Mahkemece, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca dava konusu bağımsız bölümün kime düştüğünün tespiti ile yükleniciye isabet ediyorsa ve yüklenici sözleşme uyarınca üzerine düşen edimleri yerine getirdiyse davacının taşınmazı edinirken iyiniyetli olup olmadığı araştırılıp yükleniciye isabet eden bağımsız bölüm ise, davalının taşınmazda haklı bir sebebe dayalı olarak zilyet etmesi nedeniyle açılan davanın reddi gerekirken dosya içeriğine ve yasal dayanaklar tartışılmadan verilen kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan değerli çoğunluğun onama görüşüne katılamıyorum. KARŞI OY Davacı, dava konusu 10 nolu bağımsız bölümü, 25.04.2013 tarihinde tapuda yapılan satış işlemi ile kayıt maliklerinden satın almış olup; ayni hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmaktadır. Davalı ise ......

                  Asıl davada, 04.11.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 403 sayılı parselin muris muvazaası suretiyle davalıların murisi ...’ya satışının vaat edildiği ileri sürülerek satış vaadi sözleşmesinin iptali dava edilmiştir. Birleşen davada ise, ... mirasçıları 04.11.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece asıl dava kabul edilmiş, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası reddedilmiştir. Görüldüğü üzere, asıl davada muris muvazaasına dayanıldığından ve sözleşmenin bu nedenle iptaline karar verildiğinden hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil, 1.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, anılan dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, ortaya çıkan görev itirazların incelmek üzere dosyanın yüksek 1.Başkanlığa gönderilmesine, 28.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu