"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.10.2008 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.03.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, satış vaadi sözleşmesinin oğlunun davacıya olan borcu nedeniyle teminat amacıyla düzenlendiğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....
Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....
Noterliğinde 04.07.2006 tarih ve 19520 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde Satış Vaadi İçerikli ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlendiği, dava konusu H blok 11 No.lu bağımsız bölümün yükleniciye kalan bölümlerden olduğu, yüklenicinin arsa sahibine karşı şahsi haktan kaynaklanan alacağın temliki hükümlerine dayalı olarak dava konusu dairenin adi yazılı belge ile davalıya satıldığı, yargılama süresince inşaat seviyesinin şahsi hakkın istenebileceği seviyeye ulaşmadığı ancak davacı tarafından yüklenici aleyhine kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine ilişkin herhangi bir davanın da açılmadığı anlaşılmaktır. 4. O halde yüklenici ve ardılı konumunda olan davalının taşınmazdaki şahsi hakkı halen devam etmekte olup sözleşme ayakta olduğuna göre yüklenicinin edimini yerine getirebilme imkanı söz konusu olduğundan yazılı şekilde elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. VI....
Noterliğinin 06.06.1997 tarihli ve 37685 yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmelerine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davada dayanılan satış vaadi sözleşmeleri yasanın öngördüğü biçim koşuluna uyularak düzenlenmiştir. Burada belirtilmelidir ki, satış vaadi sözleşmesinin Borçlar Kanunu’nun 162. vd maddelerinden yararlanılarak alacağın temliki suretiyle satış vaadi alacaklısı tarafından üçüncü bir kişiye temliki olanaklıdır. Bu şekilde bir temlik varsa yeni satış vaadi alacaklısı, alacağı gerçek alacaklıdan temlik alan kişidir. Dolayısıyla, davacının satış vaadi sözleşmesine dayanarak istemde bulunması mümkündür. Somut olayda; ... 32. Noterliğinin 24.02.1997 tarihli 5892 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinde, ... satış vaadi borçlusu, diğer davalı ... ise satış vaadi alacaklısıdır....
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Asıl dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, ecrimisil birleşen dava ferağa icbar davası olup, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 01.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
Hükmü, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Kararı temyiz eden davalı ... anılan satış vaadi sözleşmesinin tarafı değildir ve bu sözleşmeye konu olan taşınmazlarda satış vaadi sözleşmesine konu diğer bir kısım davalıların paylarını satın almadan önce de paylı maliktir. Mahkemece sadece satış vaadi sözleşmesine konu olan payın iptali ve tesciline karar vermekle yetinilmesi gerekirken davalı tapu maliki ...’in miras yoluyla edindiği ve satış vaadi sözleşmesine konu olmayan payının da iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.05.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 02.11.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve pay tescili istemine ilişkindir. Davalı, satış vaadi sözleşmesinin vekalet görevinin kötüye kullanılması sonucu düzenlendiğini ve satış vaadi sözleşmesinin iptali istemiyle dava açtığını savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.12.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, taşınmazın 2510 sayılı İskan Kanununun 30. maddesi hükmü uyarınca 10 yıl süre ile satılamaz şerhinin bulunması nedeniyle devredilemediğini, sözleşme bedelinden bakiye 80.000 TL’nin de ödenmediğini, satış vaadi sözleşmesini 08.03.2006 günlü ihtarname ile feshettiğini, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.01.2010 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava konusu taşınmazlarda iştirak halinde mülkiyet çözülünceye kadar sözleşmenin henüz ifa olanağı olmayacağından davanın bu yönden reddine dair verilen 14.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bir kısım davalılar davayı kabul etmiş, diğer davalılar, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.06.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali, birleşen davada satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 21.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ve birleşen dosyanın davacısı Serhat Altunboğa ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 04.11.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesinin muris muvazaası sebebiyle iptali, birleşen dava ise 04.11.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanılarak tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....