Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.12.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 10.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.07.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı maliki .....'den gayrimenkul satış vaadi ile satın aldığını, ancak davalının haksız olarak konutu işgal ettiğini belirterek elatmasının önlenmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000,00 TL ecrimisilin tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. . ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 30.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, TAZMİNAT -KARAR- Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 03.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bağlı olduğu taşınmazla beraber satış vaadi sözleşmesine konu teşkil ederlerse de yalnız başına satış vaadi sözleşmesinin konusu olamazlar. Bu tür malların bağlı olduğu esas taşınmaz ile birlikte taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu olabilmeleri bir zorunluluk değil yasal bir sonuçtur. Somut olaya gelince, 7330 ada 14 parsel sayılı taşınmaz tapuda arsa vasfı ile Şişli Belediyesi adına kayıtlıdır. Dosyaya, dava konusu taşınmazda gerek dava dışı ...'ın gerekse muris ...'ın hak sahibi olduğuna dair tapu tahsis belgesi sunulamamıştır. Talep, dava konusu taşınmazda bulunan 60 kapı no'lu gecekonduya yöneliktir. Satış vaadi sözleşmesine konu olamayacak bir muhdesatın temliki geçersiz olduğundan, muhdesattan kaynaklanan şahsi hakkın temlikine dayanılarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, davacının mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi isteminde bulunduğu, tapu kaydına göre davaya konu taşınmazın maliki olduğu, davalının ise kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yükleniciye düşen dava konusu taşınmazı haricen satın alan kişi konumunda bulunduğu, sözleşmenin kendisine kişisel hak imkanı tanıdığı, davacının mülkiyet hakkı karşısında kişisel hakka değer verilemeyeceği, üstün hak niteliğinde olan mülkiyet hakkına dayalı açılan elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalı, istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz isteminde bulunulmuştur. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 29.04.2021 tarihli ve 2020/452 Esas, 2021/3977 Karar sayılı ilamı ile; "davacı ile dava dışı yüklenici firma olan Oftaş AŞ arasında Ankara 3....
Dosya içerisindeki taraflar arasında düzenlenen 09.06.1975 tarihli satış vaadi sözleşmesine göre dava konusu taşınmazın kamulaştırılmak suretiyle S.S. ...... Sitesi Yapı Kooperatifi arsası haline getirildiği ve davalı kooperatifin taşınmazı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı kooperatif, taşınmazı iyiniyetli üçüncü kişi sıfatıyla edindiğinden ve davacı ... ile arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından davalı kooperatifin elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan davacı ... satış vaadi sözleşmesine dayanarak açmış olduğu davada ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuş ve mahkemece davalı kooperatif aleyhine tazminata hükmedilmiş ise de yukarıda belirtildiği üzere davalı kooperatifin davacı ... ile sözleşme ilişkisi söz konusu olmadığından davacı sadece satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan ...'ın mirasçılarından tazminat isteyebilir....
Davalılar, taşınmazı satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak uzun yıllardır kullandıklarını, açılmış bulunan davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davanın reddine ve yıkım talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar, Dairece; ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak ayni hak niteliğinde olan mülkiyet hakkına üstünlük tanımak suretiyle davalıların haksız müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine....