WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Dava, davacı tüketici ile davalı arasındaki paket tur satış sözleşmesin dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacının satış bedelini istemekle sözleşmeden döndüğünün kabulü ile noter satış sözleşmesin de iptal edilmiş sayılacağının anlaşılmasına ve öte yandan, aracın ilamın, infaz aşamasında davalıya iade edileceğinin tabi bulunmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.377,88 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      sayılı taşınmazın satış bedeli peşin veya taksitle ne şekilde almak istediklerine dair Satı Özel ve T3'e 31.01.2018 tarih ve 1167555- 415- 2953 sayılı tebliğ yazıları ile bilgi verildiğini, ancak anılan taşınmazın - kiymet takdirinin süresi dolduğundan yeniden değerlendirme yapılmasına esas olmak üzere taşınmazın satış bedeline yapılan itirazlar sonucu ,Milli Emlak Müdürlüğü ve Belediyeden oluşan kıymet takdir komisyonunca 07.02.2019 tarihli raporla taşınmazım2 sine 4.300,00TL/m2 değer takdir edilmiş olduğu belirtildiğini, ayrıca Emlak ve İstimlak Müdürlüğünce dosyasında yapılan incelemede;118 ada,9 parseli satış bedelini ödediklerini belirtikleri arsa bedeline ilişkin dekontlara ve satış vaadi sözleşmesin rastlanılmadığını, tapu tahsis belgesinin de dosyalarında mevcut olmadığı belirtildiğini, Sefaköy Kartaltepe mahallesi,243DS | d pafta,118 ada,9 parsel sayılı taşınmaz imar planında Ticaret Konut alanında kaldığından 2981/3290 sayılı yasalara göre devir yapılamadığını, 4706/491...

      a vekalet verdiği, davacılar dışındaki iştirak maliklerin dava dışı ...ediğini, vekil...ın vekaletnameleri kötüye kullanarak muvazaalı şekilde satış vaadi sözleşmeleri düzenlediği gerekçesiyle satış vaadi sözleşmelerinin iptaline karar verilmiş ise de satış vaadi sözleşmelerinin muvazaalı yapıldığı kanıtlanamamış soyut değerlendirmelerle sözleşmenin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Birleştirilen davadaki satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil talebine gelince, davaya konu taşınmaz asıl davanın davacıları ..., ..., dava dışı ..., ...., ..., ... ve H....in'in murisi... adına kayıtlıdır. Murisin satış vaadinde bulunmayan mirasçıları da mevcut olduğundan taşınmazdaki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete çevrilmeden sözleşmelerin ifa kabiliyeti yoktur. Bu nedenle de birleştirilen davanın davacısının satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekir....

        Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin varlığından ve taraflarını bağlayıcılığından söz edebilmek için icap ve kabulün karşılıklı ve birbirine uygun olması, başka bir anlatımla aktin esaslı noktalarında irade beyanları arasında birlik bulunması, ayrıca, yine tarafların aktin esaslı noktalarında uyuşmaları gerekir. Böylece taraflar ileride diğer bir akit yapma borcu altına girer. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılınca bir aktin hükümlerini yerine getirmek değil, ileride yeni bir sözleşme yapmak mukavele edilmiş olur. Fakat tarafların biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi yapmalarına rağmen gerçek iradeleri ileride bir taşınmaz satışı yapılması doğrultusunda değil, örneğin; ödünç paranın teminatı olmak üzere birleşmiş ise gerçek bir satış vaadi sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Zira bu gibi durumlarda satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz teminat olarak gösterilmekte, üzerinde rehin tesis edilmektedir....

          Noterliğinin 06.06.1997 tarihli ve 37685 yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmelerine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davada dayanılan satış vaadi sözleşmeleri yasanın öngördüğü biçim koşuluna uyularak düzenlenmiştir. Burada belirtilmelidir ki, satış vaadi sözleşmesinin Borçlar Kanunu’nun 162. vd maddelerinden yararlanılarak alacağın temliki suretiyle satış vaadi alacaklısı tarafından üçüncü bir kişiye temliki olanaklıdır. Bu şekilde bir temlik varsa yeni satış vaadi alacaklısı, alacağı gerçek alacaklıdan temlik alan kişidir. Dolayısıyla, davacının satış vaadi sözleşmesine dayanarak istemde bulunması mümkündür. Somut olayda; ... 32. Noterliğinin 24.02.1997 tarihli 5892 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinde, ... satış vaadi borçlusu, diğer davalı ... ise satış vaadi alacaklısıdır....

            Ancak, lehine şerh konulan kişiye şerhten sonra taşınmaza malik olanlara karşı satış sözleşmesini ileri sürme olanağı tanır. Ne var ki, somut olayda davacı ...’in satış vaadi borçlusu davalı ... aleyhine Alanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/510 esasında kayıtlı davayı açarak, satış vaadi sözleşmesi nedeniyle ödemiş olduğu bedelin istirdatını istediği bu davanın da derdest olduğu görülmektedir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa hak ve borçlar yükleyen tam iki yanlı sözleşme türlerindendir. Sözleşme henüz ifa edilmeden vaad alacaklısı olan davalı ödemiş olduğu satış bedelinin istirdatını istemiş olduğundan dayandığı 4.6.1998 günlü satış vaadi sözleşmesinden dönmüş sayılır. Satış vaadi sözleşmesiyle sağladığı ifa menfaatinden dönen alacaklı artık sözleşmenin tapuya şerh verilmesiyle kazanacağı haklardan yararlanamaz. Böyle olunca, satış vaadi sözleşmesinin şerhi istemiyle açılan davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması doğru olmamıştır....

              Davaya dayanak satış vaadi sözleşmesi ile de davalılar Yaşar, İsmet, Gülcan, Fatma ve ... (satış vaadi borçluları), davacı ...’a (satış vaadi alacaklısına) dava konusu 704 ve 705 parsellerde miras hak ve hisselerinin tamamını 500.000.000 TL’ye satmıştır. Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/429 E. - 421 K. sayılı veraset ilamına göre davacı ve davalıların Hasan ...’ın mirasçıları oldukları görülmektedir. Başka bir deyişle gerek satış vaadi borçluları davalılar, gerekse de davacı taşınmazın elbirliği ortaklarından olup, davacının tereke dışında üçüncü bir kişi olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

                Davacı-davalı ... vekili ise, davacı ...’nın emlakçi olan davalı ...’e noterden düzenlenen 12.10.2006 tarihli vekaletname ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve satımı konusunda genel vekaletname verdiğini, davalı ...’in ...’nın talimatı olmadan dava konusu 429 ada 55 parseldeki payını muvazaalı şekilde işçisi olan davalı ...’e 16.10.2009 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını öne sürerek, 16.10.2006 tarihili taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali istemiyle dava açmıştır. Davalı ... duruşmadaki beyanında, ...’nın eşi ...’ın ...’e borcu olduğu için ...’nın dava konusu 429 ada 55 parsel sayılı taşınmazdaki payını ...’e noterde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını, ancak satış vaadi sözleşmesinde peşin alındığı belirtilen 30.000 TL satış bedelini ise almadığını belirtmiştir....

                  KARAR Davacı, davalı ... ... ile kardeş olduklarını, davalıya vekalet vermek için notere gittiğini, noterde belgeleri imzaladığını, bilahare öğrendiğine göre imzaladığı belgenin vekaletname olmayıp gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olduğunu, satış yapmadığını, para almadığını, bu belgenin hata ve hile ile imzalattırıldığını ileri sürerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiş, birleşen dava ile de aynı sözleşmenin iptalini istemiştir. Davalılar cevap vermemiş, duruşmalara katılmamışlardır. Mahkemece, her iki davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından tem yiz edilmiştir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin bu davadan önce davalı ... ... tarafından ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/667 esas sayılı dosyasıyla, 25.04.2005 tarihinde davacı aleyhine satış vaadi sözleşmesine dayanarak tescil davası açılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu