Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı,dava dışı üvey annesi ... ile Noterder 12.05.2008 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını,14 gün sonra ...., ın satış vaadine konu edilen taşınmazları 26.05.2008 tarihinde yine Noterden Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalıya sattığını ve tapuya şerh verildiğini,12.05.2008 tarihli garimenkul satış vaadi sözleşmesinin önceki tarihli olduğunu ileri sürerek davalı ile ... arasında yapılan 26.05.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali ile bu sözleşme ile ilgili tapuya verilen şerhin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ,davanın reddini dilemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2006 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar satış vaadi sözleşmesinin alınan borç paraya karşılık teminat amacıyla düzenlendiğini açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava red edilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Davalıların taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin iptali için açtıkları davanın aynı yer 2....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2006 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar satış vaadi sözleşmesinin alınan borç paraya karşılık teminat amacıyla düzenlendiğini açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava red edilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Davalıların taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin iptali için açtıkları davanın aynı yer 2....

        Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Somut olayda, dava konusu ... 1. Noterliğinin 11.12.1996 tarihli ve 19307 yevmiye no'lu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinin üçüncü sayfasında, taşınmazın zilyetliğinin vaat alacaklısına devredildiği belirtildiğinden zamanaşımı savunması ve bu yöndeki mahkeme gerekçesi yerinde değildir. Ayrıca, mahkemece bedelin ödenmediği kabul edilmiş ise de davalı tarafça bu yönde bir iddia ileri sürülmemiştir. Kaldı ki satış vaadi sözleşmesinin üçüncü sayfasında satış bedelinin tamamının tahsil edildiği belirtilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL VEYA TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, davalı tarafından, miras bırakanları ...'in ölümünden sonra mirasçıları aleyhine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan ferağa icbar davası sonucunda, miras bırakan'a ait 124 ve 398 parsel sayılı taşınmazların hükmen adına tescilinin sağlandığını, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin, miras bırakan ile damadı olan davalı arasında mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla düzenlendiğini, satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescili olmadığı takdirde tenkisi isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, murisleri ...’ın maliki olduğu 101 ada 82 parsel sayılı taşınmazı damadı ... ...’a 23/05/2002 tarihinde satış yoluyla devrettiğini, satışın diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek satış sözleşmesinin iptali ile taşınmazın miras payları oranında mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, satış sözleşmesinin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

              ne devrettiği anlaşılıyorsa da sözleşmede gösterilen satış vaadi sözleşmesinin mahkeme kararları kesinleşmeden devredilemeyeceği yönündeki şartın satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik şartı olmadığı, iptali istenen satış vaadi sözleşmesinin değil sonraki devir sözleşmesinin geçersizliğinin vurgulandığı, davalının sözleşmeyi dava dışı şirkete devretmesinini sözleşmenin iptali sebebi sayılamayacağı ancak davacı açısından davalının sözleşmeyi dava dışı 3. kişiye devretmesi işleminin geçersiz sayılması gerektiği, davacı tarafın dayandığı diğer sebeplerin sözleşmenin iptalini gerektiren hususlar olmadığı zira söz konusu iddiaların taraflar arasında bulunan vekalet sözleşmesinin iptalini gerektiren sebepler olarak ileri sürülebileceği, satış vaadi sözleşmesinin ise taraflar arasında yapılan vekalet sözleşmesi ile ilişkisinin bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Taraflar arasında imzalanan ... 7....

                Davaya dayanak satış vaadi sözleşmesi ile de davalılar Yaşar, İsmet, Gülcan, Fatma ve ... (satış vaadi borçluları), davacı ...’a (satış vaadi alacaklısına) dava konusu 704 ve 705 parsellerde miras hak ve hisselerinin tamamını 500.000.000 TL’ye satmıştır. Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/429 E. - 421 K. sayılı veraset ilamına göre davacı ve davalıların Hasan ...’ın mirasçıları oldukları görülmektedir. Başka bir deyişle gerek satış vaadi borçluları davalılar, gerekse de davacı taşınmazın elbirliği ortaklarından olup, davacının tereke dışında üçüncü bir kişi olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

                  Noterliğinde tanzim edilen 19/03/2012 tarih ve 0033012 yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile kendisine ait bir kısım taşınmazların davalı Alper Saygılı'ya satmayı vaadettiğini, davalının bu doğrultuda mahkememizin 2014/554 esas sayılı dava dosyası ile satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığını, davacının kardeşi Mustafa'nın da aynı davada karşı dava yoluyla satış vaadi sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle iptal talebinde bulunduğunu, muris Yusuf'un satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte temyiz kudretinin bulunmadığını ve sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini ayrıca eldeki dava dosyasının mahkememizin 2014/554 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davanın, asıl dava yönünden Kadirli 2....

                  Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

                    UYAP Entegrasyonu