Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna ... kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Somut olayda; kayıt sahibi olan davalı ...'in mülkiyet satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın bertaraf edilmesi kastiyle ve kötüniyetle kazandığı ileri sürüldüğünden, malikin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi olup olmadığının araştırılması zorunludur. Burada satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilip edilmediğinin önemi yoktur. Önemli olan, mülkiyet hakkı sahibinin satış vaadi sözleşmesinin bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının saptanmasıdır. Bu durumda, davacının kötüniyet iddiası ile ilgili delilleri sorulup toplanmalı ve davalı ...'...

    Noterliğinde 03/04/2000 tarih ve 05220 yevmiye sayılı Satış Vaadinin Temliki Sözleşmesi imzalandığını, temlik sözleşmesinin imzalandığı tarihte tarafların kendi aralarında harici yazılı bir sözleşme daha yaptıklarını, bu sözleşmeden satış vaadinin temliki sözleşmesinde gerçek amacın taşınmaz satışı olmadığının, borcun teminatı olarak yapıldığının anlaşıldığını ve bu şekilde taraf muvazaasının yazılı belge ile kanıtlandığını, ayrıca taşınmazın satış vaadinin temliki sözleşmesindeki değeri ile gerçek değeri arasında da açık nispetsizlik olduğunu ileri sürerek, satış vaadinin temliki sözleşmesinin zamanaşımı, taraf muvaazası, gerçek amacın taşınmaz satışı olmayıp bir borcun teminatı olarak yapıldığının tespiti ile taşınmazın gerçek değeri ile satış vaadinin temliki sözleşmesindeki değer arasındaki açık nispetsizlik nedenleriyle sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS - ALACAK Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Davada, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak tasarrufun iptali değil, harici satış sözleşmesine dayalı mülkiyetin tesbiti istenmiştir.İddianın ileri sürülüşü itibariyle hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay yüksek 13. hukuk dairesine aittir. Bu nedenle dava dosyasının anılan daire başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Maddesi ve Medeni Kanun hükümleri gereğince taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuda şerh edilmesini müteakip, beş yıl içerisinde tapu siciline işlenen haciz, şerh ve benzeri kayıtların kaldırılması konusunda satış vaadi sözleşmesinin lehtarı taraf ehliyetine sahip olduğunu, bu kuralın tek istisnasının yasal süresi içerisinde satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil davasının açılmış olması olduğunu, müvekkili tarafından süresi içinde dava açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, taşınmaz kaydına konulan haciz kaydının işbu 5 yıllık süre içerisinde olduğunu, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği tarihten sonra yasal 5 yıllık süre içerisinde tescil davası açılması şartıyla taşınmaz kaydına işlenen bütün hacizlerin usulsüz hale geldiğini, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği tarih olan 17/06/2008 ' den sonra yapılan bütün haciz işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu belirterek icra müdürlüğünün ret kararının kaldırılmasına, olmadığı taktirde...

          - KARAR - Davacı vekili, taraflar arasında 22/12/2005 tarihli 4 yıl süreli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının finansal kiralama bedellerini ödemediğini, sözleşmeye konu aracın 14/12/2007 tarihli kati satış sözleşmesi ile davalıya satıldığını, oysa 3226 sayılı Yasanın 7. maddesine göre sözleşmelerin en az 4 yıl süre ile feshedilemeyeceğini ileri sürerek finansal kiralama sözleşmesine konu araca ilişkin kati satış sözleşmesinin iptali ile aracın mülkiyetinin müvekkil şirket adına tespitine, aracın mülkiyeti davalı tarafından üçüncü şahsa devredilmiş ise satışın geçersizliğinin tespiti ile rayiç bedelin şimdilik 100,00 TL'sinin davalıdan tahsiline, finansal kiralama bedeli alacağının şimdilik 9.900,00 TL'sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....

            en yüksek faiz ile ödenmesine, devredilen kamyonun trafik kaydının iptali ile mülkiyetin müvekkiline ait olduğunun teslimine, bu araçtan mahrum kalınan kazanç kaybına ilişkin şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL’nin davalılardan tahsiline, mümkün olmaması halinde kasko değerinin ve araç kazanç kaybının satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile 4.600,00 TL bedelli bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve bonoların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece, Davanın KABÜLÜ ile; Taraflar arasında imzalanan 12/10/2014 tarih İD 05933 Sayılı devremülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 400,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Sözleşmeye bağlı olarak düzenlenen 14.739,00-TL bedelli borç senetlerinin iptali ile davacının bu senetler bakımından davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, karar verilmiş; hükmün davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 12.10.2014 tarihli İD 05933 no lu devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve imzaladığı senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan anneleri ... ... dava konusu 169 ada 1 ve 169 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarını 20.03.1996 tarihinde oğlu ... ... .. satış suretiyle temlik ettiğini, satışın diğer mirasçılardan mal kaçırma ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek satış sözleşmesinin iptali ile miras payı oranında mirasçı adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. 19.10.2008 tarihinde ölen ... ...'un mirasçıları olan davalılar, satış sözleşmesinin muvazaalı olmadığını, satış bedelinin mirasbırakana ödendiğini, ... ... ...'ın o sıralarda taşınmazları alacak maddi durumunun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, taşınmazların satışına ilişkin işlemde muris muvazaası olgusunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  Yukarıda açıklanan sebeplerle İlk Derece Mahkemesince de Mülkiyetin Saklı Tutulması Kaydıyla Satış Sözleşmesinin geçersiz olması sebebi ile davanın reddine dair karar yerinde olduğundan davacı alacaklının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu