Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca, TMK'nın 732. maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin kurulması yeterli değildir. Satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği 12.12.2011 tarihinden sonra 11.12.2013 günü bu davayı açtığından TMK'nın 733/son maddesinde açıklanan iki yıllık hak düşürücü süre geçmiş değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir. Bozma ilamı yazılırken maddi hata yapıldığı anlaşıldığından, dosyayla ilgisi olmayan bölümün çıkarılarak yukarıdaki sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

    Ayrıca, TMK'nın 732. maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin kurulması yeterli değildir. Satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği 12.12.2011 tarihinden sonra 11.12.2013 günü bu davayı açtığından TMK'nın 733/son maddesinde açıklanan iki yıllık hak düşürücü süre geçmiş değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir. Bozma ilamı yazılırken maddi hata yapıldığı anlaşıldığından, dosyayla ilgisi olmayan bölümün çıkarılarak yukarıdaki sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

      Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır" şeklinde düzenleme getirilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler doğrultusunda Yargıtayın istikrar kazanan emsal içtihatları da; "önalım hakkının, payın üçüncü kişiye satılması halinde kullanılabileceği, mülga 743 sayılı Kanun ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda öngörülen azami (mülga 743 sayılı Yasada 10 yıl, halen yürürlükte olan 4721 sayılı Yasada 2 yıl) hak düşürücü sürenin satış tarihinden başlayacağı; satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan tescil davası sonucu pay iktisabının da bir nevi satış olup, mahkeme ilamının satış akdi yerini aldığı; tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı iktisap edildiğinden şuf'a hakkının bu tarihte doğduğu ve azami hak düşürücü sürenin başlangıcının tescil ilamının kesinleşme tarihi olduğu" yönündedir....

        Ayrıca, TMK'nın 732. maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin kurulması yeterli değildir. Satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği 12.12.2011 tarihinden sonra 11.12.2013 günü bu davayı açtığından TMK'nın 733/son maddesinde açıklanan iki yıllık hak düşürücü süre geçmiş değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir. Bozma ilamı yazılırken maddi hata yapıldığı anlaşıldığından, dosyayla ilgisi olmayan bölümün çıkarılarak yukarıdaki sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

          Ayrıca, TMK'nın 732. maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin kurulması yeterli değildir. Satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Davacılar, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği 12.12.2011 tarihinden sonra 11.12.2013 günü bu davayı açtıklarından TMK'nın 733/son maddesinde açıklanan iki yıllık hak düşürücü süre geçmiş değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir. Bozma ilamı yazılırken maddi hata yapıldığı anlaşıldığından, dosyayla ilgisi olmayan bölümün çıkarılarak yukarıdaki sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

            Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır" şeklinde düzenleme getirilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler doğrultusunda Yargıtayın istikrar kazanan emsal içtihatları da; "önalım hakkının, payın üçüncü kişiye satılması halinde kullanılabileceği, mülga 743 Sayılı Kanun ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda öngörülen azami (mülga 743 Sayılı Yasada 10 yıl, halen yürürlükte olan 4721 Sayılı Yasada 2 yıl) hak düşürücü sürenin satış tarihinden başlayacağı; satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan tescil davası sonucu pay iktisabının da bir nevi satış olup, mahkeme ilamının satış akdi yerini aldığı; tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı iktisap edildiğinden şuf'a hakkının bu tarihte doğduğu ve azami hak düşürücü sürenin başlangıcının tescil ilamının kesinleşme tarihi olduğu" yönündedir....

              Davacı dava dilekçesinde terditli olarak 45 ve 46 nolu bağımsız bölümlerin 17/02/2016 tarihli konut satış sözleşmesi gereği tapu iptali ile müvekkili adına tescilini, taşınmazların zamanında teslim edilmemesi nedeniyle şimdilik her bir taşınmaz için 1.000,00'er TL kira bedelinin avans faizi ile birlikte davalı ... Şirketinden tahsiline, eksik işlerin tespiti ile davalı ... A.Ş.'den tazmini açısından şimdilik 1.000,00 TL'nin avans faizi ile birlikte ödetilmesini; bu taleplerin kabul olmaması halinde anahtar teslim satış bedeli üzerinden tespit edilecek müvekkilinin uğramış olduğu müspet zararın davalı şirketlerden müşterek ve müteselsilen tazminine; bu talebin kabul edilmemesi halinde ise, müvekkilinin satış bedeli olarak ödemiş olduğu toplam bedelden şimdilik 500.000,00 TL'nin ödeme tarihi olana 15/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. 17/02/2016 tarihli Konut Satışı Sözleşmesinin incelenmesinde; satıcının .......

                Davacı dava dilekçesinde terditli olarak 45 ve 46 nolu bağımsız bölümlerin 17/02/2016 tarihli konut satış sözleşmesi gereği tapu iptali ile müvekkili adına tescilini, taşınmazların zamanında teslim edilmemesi nedeniyle şimdilik her bir taşınmaz için 1.000,00'er TL kira bedelinin avans faizi ile birlikte davalı İztem Şirketinden tahsiline, eksik işlerin tespiti ile davalı SN forum A.Ş.'den tazmini açısından şimdilik 1.000,00 TL'nin avans faizi ile birlikte ödetilmesini; bu taleplerin kabul olmaması halinde anahtar teslim satış bedeli üzerinden tespit edilecek müvekkilinin uğramış olduğu müspet zararın davalı şirketlerden müşterek ve müteselsilen tazminine; bu talebin kabul edilmemesi halinde ise, müvekkilinin satış bedeli olarak ödemiş olduğu toplam bedelden şimdilik 500.000,00 TL'nin ödeme tarihi olana 15/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. 17/02/2016 tarihli Konut Satışı Sözleşmesinin incelenmesinde; satıcının İztem Ltd....

                Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davacı ve davalı arasında yapılmış, 6098 sayılı TBK'nın 2.kısmında 207- 281.maddeleri arasında düzenlenen menkul ve gayrimenkul satış sözleşmesi ile diğer satış sözleşmesinin söz konusu olmadığı, 282- 284.maddeleri arasında düzenlenen mal değişim sözleşmesi bulunmadığı, 285- 298.maddeleri arasında düzenlenen bağışlama sözleşmesi bulunmadığı, 379- 392.maddeleri arasında düzenlenen ödünç sözleşmesi bulunmadığı, 393- 447.maddeleri arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesinin bulunmadığı, 448- 460.maddeleri arasında düzenlenen pazarlamacılık sözleşmesi bulunmadığı, 461- 469.maddeleri arasında düzenlenen evde hizmet sözleşmesi bulunmadığı, 502- 514.maddeleri arasında düzenlenen vekalet sözleşmesinin bulunmadığı, 526- 531.maddeleri arasında düzenlenen vekaletsiz iş görmenin söz konusu olmadığı, 555- 560.maddeleri arasında düzenlenen bir havale ilişkisinin bulunmadığı, 581- 603.maddeleri arasında düzenlenen kefalet sözleşmesi bulunmadığı, 607- 619.maddeleri...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davaya konu 1 parsel sayılı taşınmazın tamamını izale-i şuyu satış dosyasında satın aldığını, ihalenin kesinleştiğini, ilgili tapu sicil müdürlüğünün taşınmazda maliye hazinesinin de payı olması nedeniyle tescilin yapılmayacağını bildirdiğini, oysa mülkiyetin ihale ile kendisine geçtiğini, hukuka aykırı olarak kararın infazı ve tapuya tescilden kaçınıldığını ileri sürerek, mülkiyetin tespiti ile taşınmazın tapuda adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartları yokluğu nedeniyle reddine ilişkin karar, Dairece; " ... mahkemenin davacının dava açmakta hukuki yaranının olmadığı şeklindeki gerekçesi yerinde değildir....

                  UYAP Entegrasyonu