Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddesi hükmü gereğince, noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin, taraflardan birinin isteği üzerine tapu sicil müdürlüğünce gayrimenkulün siciline şerh edilebileceğini, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamayacağını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin taraflarca noterde düzenleme şeklinde yapıldığını ve tapuya şerh edilmekte olduğunu, satış işlemi neticesinde tescil işlemi yapılmakta olduğunu, dolayısıyla henüz tescil işleminin yapılmamış olmasının sadece satış vaadi sözleşmesinin haciz işlemlerine engel olmayacağını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında, "Mahkememizce yapılan yazışma sonucu Mersin 1....

Dosya kapsamından, taraflar arasında "007384 nolu Armutlu Tatil Köyü Devre mülk satış sözleşmesi" adı altında, adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

    Dosya kapsamından, taraflar arasında "007384 nolu Armutlu Tatil Köyü Devre mülk satış sözleşmesi" adı altında, adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

      Dosya kapsamından, taraflar arasında "007384 nolu Armutlu Tatil Köyü Devre mülk satış sözleşmesi" adı altında, adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

        de mevcut %51 oranındaki kamu payının blok satış yoluyla özelleştirilme sürecini tamamlayan hisse devir sözleşmesi imzalanarak devir yapılmasına ilişkin davalı idare işleminin, hisse satış sözleşmesi ile ilgili diğer hususların belirlenmesi ve satış sözleşmesinin imzalanması ile Karar gereklerinin yerine getirilmesi hususlarında Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkili kılınmasına dair Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 7.11.2005 tarih ve ... sayılı onay kararı uyarınca ve İhale Şartnamesinin 21. maddesi esasları dikkate alınarak tesis edildiği ve hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı ...'nin Düşüncesi: Dava; ... A.Ş.'de (...) mevcut % 51 oranındaki kamu hissesinin blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin süreci tamamlayan, hisse devir sözleşmesinin imzalanarak devir yapılmasına dair 26.01.2006 tarihli işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları yerinde görülmemiştir....

          Mahkemece, Davanın KABULÜNE, Taraflar arasında imzalanan 23/02/2013 tarihli, 3906 sözleşme nolu ... devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Sözleşmeye bağlı olarak yapılan senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline, 4.129,00 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 23.02.2013 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

            Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, davalı yüklenici şirket tarafından inşa edilen binadan bağımsız bölüm satın alan davacının, satış bedelinin bir kısmı için davalı bankanın garantörlüğü kapsamında banka ile imzaladığı konut finansman kredisi ve teminat sözleşmesi gereği kredi taksitlerinin bir kısımın ödediği, ancak satış sözleşmesinde öngörülen tarihte teslimatın gerçekleşmediği iddiasına dayalı taşınmaz satış sözleşmesi ve bağlı kredi sözleşmesinin iptali ile bakiye kredi bedelinden borçlu olunmadığının tespiti, tazminat ve alacak istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, aynı konuda, farklı davacılar tarafından, aynı davalılar aleyhine açılan davalarda verilen bölge adliye mahkemesi kararlarının temyiz incelemesinin Yargıtay 3....

              TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2020 NUMARASI : 2020/158 ESAS - 2020/445 KARAR DAVA KONUSU : Devre Tatil Sözleşmesinin İptali - Alacak KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında devremülk sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin geçersiz ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin mağdur edildiğini, sözleşme imzalanırken vaadedilen hiçbir yükümlülüğün davalı firma tarafından yerine getirilmediğini iddia etmek suretiyle, 03/11/2012 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptali ile peşin ödenen 13.500,00 TL'nın ödeme tarihi olan 15/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı halde yargılamaya katılmamıştır....

              İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı tarafından açılan dava, tapu iptali tescil, bu talep kabul edilmediği takdirde taşınmazın Satış Vaadi Sözleşmesindeki davalı hissesinin bedelinin, bu bedel belli olmadığı takdirde satış bedelinin Satış Vaadi Sözleşmesi'nin düzenlenme tarihinden itibaren güncellenerek davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın getirtilen tapu kayıtlarına göre taşınmaz ... tarihinde davalı adına kayıt ve tescil edilmiştir. Oysa taraflar arasındaki Üyelik Devir Sözleşmesinin tarihi ... tarihidir. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın devri için hisse devir sözleşmesi yapılması mümkün değildir. Hisse devir sözleşmesinin yapıldığı tarihte kooperatife ait taşınmazların tapu kayıtlarının bulunamamış olması nedeniyle harici sözleşme yapıldığı yönündeki beyanlar hayatın olağan akışı çerçevesinde kabul edilebilir beyanlar değildir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-MÜLKİYETİN TESPİTİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı ... asıl dava ile, ortak miras bırakanları ...'in kayden maliki olduğu 389 ada, 22 parsel sayılı taşınmazı , oğlu olan davalılara gerçekte bağışladığı halde tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, temlik işleminin diğer mirasçılarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiş; birleşen dosya davacıları olan murisin oğulları ... ve ... ise; binanın kendileri tarafından yapıldığını ileri sürerek, binanın zemin katının ¾ payı ile zemin üstü 1. ve 3. katının davalı- davacı ...'a, binanın zemin katının ¼ payı ile zemin üstü 2. katının davalı- davacı ...'e ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir....

                  UYAP Entegrasyonu