Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, Taraflar arasında akdedilen 18/01/2015 tarih ve İD 200043 nolu devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, sözleşmeden dolayı davacı tarafından ödenen 8.000,00 TL'nin dava tarihi olan 24/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, Davacı tarafından davalı tarafa verilen 4.500,00 TL bedelli senetin iptali ile davacıya iadesine, Davacının 18/01/2015 tarih ve İD 200043 nolu devre mülk satış vaadi sözleşmesinden dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının TESPİTİNE karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 18.01.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

    Mahkemece, Davanın KABÜLÜ ile; Taraflar arasında imzalanan 13/12/2015 tarih İD 204416 Sayılı devremülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 200,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Sözleşmeye bağlı olarak düzenlenen 15.000,00-TL tutarlı borç senetlerinin iptali ile davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 13.12.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

      nin sözleşmenin yapıldığı 08.03.1974 tarihinde hukuki ve fiili ehliyeti mevcut ise de mülkiyetin devredildiği 17.02.2000 tarihinde hukuki ehliyetinin bulunmadığı, vekil edenin sonradan hukuki ehliyetini yitirmiş olması sebebiyle yaptığı işlemden dönebilme ve verdiği vekalet yetkisini geri alabilme iradesinden yoksun kaldığından, vekalet yetkisinin kullanılabilme olasılığının bulunmadığı, dolayısıyla mülkiyetin iadesinin gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği, hükmün 29.06.2009 tarihinde kesinleştiğini, ancak satış vaadinde bulunanın sözleşmenin yapıldığı tarihte hukuki ehliyeti bulunduğundan sözleşmenin geçerli olduğunu belirterek davalılar adına olantapu kayıtlarının iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalılar, mülkiyetin yargı kararı ile iptaline karar verildiğini, ayrıca kesin hüküm bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; mülkiyetin saklı tutulması suretiyle taşınır satışı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 764. maddesiyle düzenlendiği, anılan madde uyarınca sözleşmenin geçerliliği resmi şekilde yapılması ve noterlik özel siciline kaydedilmesi koşuluna bağlandığı, mülkiyetin muhafazalı satış gerçekleştirildiğinde ancak satış bedelinin tamamı ödendikten sonra mülkiyeti alacaklıya geçeceği, Denizli 6. Noterliğinin 04/04/2013 tarihli 05620, 05621, 05622, 05623 yevmiye numaralı sözleşmeler incelendiğinde sözleşmenin şekil şartlarını içerdiği, araçların mülkiyet saklı tutularak satıldığının anlaşıldığı, Denizli 1....

        Dava alacak davası olmayıp, mülkiyetin tespiti davasıdır. Buna göre, görev, mülkiyetin tespiti istenen malların dava tarihindeki değerine göre saptanacaktır. Yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna göre dava konusu bölümlerin değeri 1.137,08 YTL olarak belirlenmiş olup, Asliye Hukuk Mahkemesinin görev sınırının altındadır.Bu durumda uyuşmazlığın, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu sözleşmede, eser sözleşmesinin konusu olan inşaat yapma edimi ile taşınmaz satım sözleşmesindeki mülkiyetin nakli borcu bir araya gelmektedir.Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut bulunmamaktadır....

            Hisseli Gayrımenkul Satış sözleşmesinin feshine, Davacı tarafça ödenmiş 12.000,00 TL bedelin davalıdan tahsiline, Sözleşme gereği düzenlenmiş 30/06/2014 ödeme tarihli, 2.250,00 TL bedelli senedin davalıdan davacıya iadesine, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve imzaladığı senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, yanlar arası sözleşmenin niteliğinin Devre tatil sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacının sözleşme hükümlerine göre alması gereken hizmetten faydalanmaya başlamadığı, bu süreçten önce cayma hakkını usulünce ortaya koyduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

              “Muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibarıyla nispi muvazaa türüdür. 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İBK'da değinildiği gibi, bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Kanunu'nun 18. maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri kabul edilmektedir. Tapulu taşınmaz mallarda mülkiyeti nakleden akitlerin resmi biçimde yapılması Medeni Kanu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26.maddesi hükümleri gereğidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekilleri tarafından, davalılar aleyhine 30.06.2006 gününde verilen dilekçe ve birleştirilen dosyalarda davacılar vekilleri tarafından verilen dilekçeler ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kamulaştırma öncesi mülkiyetin tespiti, kamulaştırma bedelinin davacılara ödenmesi kabul edilmez ise tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine, kamulaştırma öncesi mülkiyetin tespiti ve kamulaştırma bedelinin davacılara ödenmesine ilişkin taleplerin reddine, tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair verilen 03.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi bir kısım davacılar vekili Av. ..., davalı-karşı davacı ... vekili, davalılar ... ve ... vekili, asli müdahiller ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.10.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden bir kısım davacılar vekili Av. ..., davalı-karşı davacı ... vekili...

                Somut olaya gelince; satış vaadine konu payı vaat borçlusundan satın alan davalı ..., satış vaadi borçlusu Habil'in yeğeni ve aynı zamanda dava konusu taşınmazın paydaşlarındandır. Davacı tarafın dinletmiş olduğu her iki tarafa akraba olmayan tarafsız tanıklar, davalı ...'in satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini bildiğine dair beyanda bulunmuşlardır. Bu nedenle mahkemece kayıt malikinin iyiniyetli olduğundan bahisle tapu iptali ve tescil isteminin reddi doğru değildir. Ancak mahkemece taşınmaz payının devredilip devredilemeyeceği yönünden 5403 sayılı yasa yönünden gerekli değerlendirmeler yapılmamıştır. Bu nedenle; satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu