Maddesine göre velayet altındaki çocuğun borç altına girebileceği işlemlerin geçerliliğinin kayyımın katılmasına ve hakimin onayına bağlı olduğunu, her ne kadar yaşı küçük olduğu için adına annesi Mevlüde imza atmışsa da hakim onayı olmadığından dayanak satış ve devir işleminin geçersiz olduğunu, yapılan satış işleminin gerçekte bağış sözleşmesi olup muvazaalı bir satış olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalı, davacının dava konusu taşınmazların devrini yeni öğrendiği iddialarının doğru olmadığını, dava konusu taşınmazlardan 130 ada 22,23,25 parsellerin kamulaştırma bedellerini davacıya ödediğini,bu hususa diğer kız kardeşlerin de şahit olduğunu, bu taşınmazlar üzerinde bulunan bağ omcalarının tarafından dikilerek yetiştirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
İli ...t Köyü ... parsel ile ... köyü ..., ..., ..., ..., ... parselde bulunan hisselerini kardeşleri olan diğer davalılara devrettiğini belirterek, bu taşınmazlara ilişkin satış işleminin iptali ile eski hale iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar ... ve ... vekili, davalı ... tarafından yapılan devir işleminin gerçek bir satış olduğunu, mal kaçırmaya yönelik olmadığını, taşınmazda Derya'nın eşinin büyük yatırım yaptığını, anne ve amcasına ait olan hisselerin de satın alındığını, davalı-borçlu ...'in borçlarından haberdar olmadıklarını ve takibin devirden sonra yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
a 6292 sayılı Kanun'un uyarınca yapılan satış sonucunda adlarına tescil edilmiş, bakiye kalan 3.908.351/8.891.351 hisse (39.083,51 metrekare) ise Hazine uhdesinde kalmış, bilahare dava dışı ... hissesi 01.08.2018 tarihinde satış yoluyla dava dışı ... adına tescil edilmiştir. Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; 159 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1.251.000/8.891.351 hissesinin (12.510,00 metrekare) 6292 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi uyarınca davalıya satıldığını ancak satış işleminin aynı kanun ve 355 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğine aykırı olduğunu belirterek taşınmazın satış işleminin ve tapu kaydının aynı Kanun'un 11/4 üncü maddesi uyarınca iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen gerçek değeri arasında misli fark bulunduğu, davalı 3.kişinin tapudaki bedel dışında ödeme yaptığını ispatlayamadığı, davalı 3.kişinin davadan sonra yaptığı onarımların satışın gerçek bir satış ve 3.kişinin iyiniyetli olduğunu göstermediği, satış işleminin cezaevinden verilen vekaletname ile gerçekleştirildiği, davalılar arasındaki devrin gerçek anlamda devir olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun ve tapu kaydının iptali taşınmazın davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali istemine ilişkindir1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına,eldeki...
e yapılan idarî işlem niteliğindeki satış işleminin iptalini istediği, idarî işlemlerin iptali taleplerinin ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usûlü Kanunu'na göre idarî yargı yerlerinde yapılacağı ve o mahkemelerce karara bağlanacağı gerekçe gösterilerek davanın yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK'nin 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş, hükmün davacı ... mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6292 sayılı Yasa gereği yapılan satış işleminin iptali istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesinin 10/03/2021 tarihli ve 2021/163 E. 2021/183 K. sayılı kararıyla; davacıların murisinin 13/04/2002 tarihinde vefat ettiği, dava konusu satış işleminin 03/06/2003 tarihinde gerçekleştiği, satış işlemi sonucu oluşan tapu kaydının kadastro sırasında 101 ada 4 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü, taşınmazın kadastro tespitinin 09/09/2003 tarihinde yapılıp askı ilanından sonra 25/01/2005 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla davaya konu satış ve yolsuz tescil işleminin kadastro tespitinden önce gerçekleştiği, eldeki davanın ise 01/08/2019 tarihinde açıldığı, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3.maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, anılan hüküm gereğince kadastro çalışma alanı içerisinde kalan taşınmazlara ilişkin eski tapu kayıtlarının, kadastronun geçmesiyle birlikte işleme tabi kayıt olma niteliklerini kaybedeceklerinden kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamayacağı gibi, mahkemelerce...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı ...'in paydaşı olduğu 516, 3167, 3208 ve 3210 parsel sayılı taşınmazlarını eşinden mal kaçırmak amacıyla kardeşi davalı ...'e görünürde satış sözleşmesiyle 18/02/2013 tarihinde devir ettiğini, temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişmeli parsellerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına miras hissesi oranında tescilini, olmadığı takdirde tasarruf işleminin tenkisi ve intikal tarihinden itibaren faizin davalıdan tahsilini istemiştir....
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek; iddia ve savunma doğrultusunda tarafların gösterdiği tüm kanıtlar toplanmalı, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin resmi belgeler ve satış senetleri ile davacılar tarafından açılan tazminat davasına ilişkin dosya getirtilmeli, taşınmazın satış günündeki gerçek değeri ile resmi satış senedinde gösterilen satış bedeli arasında fark olup olmadığı saptanmalı, davalılardan ...'in davacıların alacağını karşılamaya yetecek değerde başka taşınmazı bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve tüm kanıtlar değerlendirilerek, davalılar arasında yapılan satış işleminin danışıklı olup olmadığı tartışıldıktan sonra varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmelidir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçeyle istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Taşınmaz satışında, satış işleminin taraflarının temsil yetkisindeki sakatlık,bir diğer ifadeyle ehliyetsizlik, o satış işleminin tarafı olanları etkiler. Davalı ---- satış işleminin tarafı olduğundan, iyiniyetli üçüncü kişi olmadığından, satışın geçersizliği---- sürülebilir. -------- sayılı kararın kesinleşmesi ile davalı şirketin taşınmazının yetkisiz temsilci tarafından satışa konu edildiği ve tescilin yolsuz olduğu anlaşılmış aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....
Taşınmaz satışında, satış işleminin taraflarının temsil yetkisindeki sakatlık,bir diğer ifadeyle ehliyetsizlik, o satış işleminin tarafı olanları etkiler. Davalı ---- satış işleminin tarafı olduğundan, iyiniyetli üçüncü kişi olmadığından, satışın geçersizliği---- sürülebilir. -------- sayılı kararın kesinleşmesi ile davalı şirketin taşınmazının yetkisiz temsilci tarafından satışa konu edildiği ve tescilin yolsuz olduğu anlaşılmış aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....