Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

durdurulması talep ve dava etmiştir....

İİK'nun 363. maddesinde temyizi kabil kararlar sayılmış olup, satışın durdurulması talebinin reddine ilişkin kararların temyiz kabiliyeti olduğuna ilişkin olarak adı geçen kanunda ayrık bir düzenleme de bulunmadığından, icra mahkemesince verilen satışın durdurulması talebinin reddi hakkındaki kararın temyizi İİK'nun 364/3. maddesi gereğince satışın durdurulması sonucunu doğurmaz. O halde mahkemece, temyizi kabil olmayan icra mahkemesi kararının temyiz edilmiş olmasının satışı durdurmayacağı gözetilerek şikayetin kabulü ile şikayete konu icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Hukuk mahkemesine dosya hesabına ilişkin olarak yapılan şikayette talep üzerine 25.12.2014 tarihinde tedbiren satışın durdurulmasına, bilahare aynı gün satışın durdurulması kararının kaldırılarak satışın devamına karar verildiği görülmektedir. ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/206 esas sayılı 25.12.2014 tarihli satışın durdurulması hakkındaki bu kararı,bilahare aynı gün kaldırılmış ve bu karar 1.satış günü olan 26.12.2014 tarihinde icra müdürlüğüne ulaşmış ise de; yeniden satış günü belirlenmeden yapılan ihalede, satışın durdurulma kararı talep ve tâlibi etkilediğinden ihalenin feshi sebebini oluşturduğu kuşkusuzdur. Bu hususun ayrıca ispatına gerek bulunmamaktadır. Öte yandan İİK'nun 128/a maddesinin 2. fıkrası gereğince kesinleşen kıymet takdiri üzerinden iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez....

      TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İİK.nın 363.maddesi uyarınca istinaf yoluna başvurunun satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı belirtilmiş olduğundan İcra Müdürlüğüne satışın durdurulması için talepte bulunulduğunu, sözkonusu talep dikkate alınmadan yapılan ihalenin feshi gerektiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık; İİK.nın 16.maddesi uyarınca açılan İcra Memur Muamelesini Şikayete ilişkin olup, davacı yanca satışın durdurulması taleplerinin reddine dair verilen icra müdürlüğü kararının kaldırılarak ihalenin feshine karar verilmesi talep edilmiştir....

      Sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığını, söz konusu icra takibinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olup borçlunun ancak icranın geri bırakılması yolu ile satışı durdurma imkanı mevcut olduğunu, ancak bu hususta icranın geri bırakılma şartlarının dava açısından oluşmadığı gibi bu yönde verilmiş bir kararın mevcut olmadığını, yerel Mahkemenin kararında ilamsız icra takipleri için geçerli olan temyizin satıştan başka işlemleri durdurmayacağı gerekçesi ile karar verildiğini, İİK'nın 33. maddesinin 1. fıkrasında sayılan icranın geri bırakılması sebeplerinin (itfa, imhal ve zamanaşımı) sınırlı olduğunu, icra iflas kanununda ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı takiplerde takibi ve satışı durdurmanın tek yolu itfa-imhal-zamanşımı olup bunun dışında satışın tedbir gibi hukuki yollarla satışın durdurulması yolunun mevcut olmadığını, tedbir ile satışın durdurulması ilamlı takibin yasal hükümlerine ve işlerliğine aykırı...

      , müvekkilinin daha fazla hak kaybına uğramaması bakımından satışın durdurulması gerektiğini ileri sürerek icra müdürlüğünün hukuka aykırı kararları kaldırılarak satışın durdurulmasını talep etmiştir....

      O halde mahkemece, satışın durdurulması istemine yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Toybukoğlu'nun gösterildiğini, dava dilekçesinde de davalı ve davalı vekili gösterilmesine rağmen dava dilekçesinin tebliğ edilmeden dosya üzerinden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf yoluna başvurulmasının satış işlemlerini durduracak nitelikte olduğunu, icra müdürlüğünce verilen satışın durdurulması kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; İİK'nun 149/a-2 maddesine göre icra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararına karşı istinaf yoluna başvuran borçlu veya üçüncü şahsın takip konusu alacağın %15'i nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satışın durmayacağını belirterek davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, icra müdürlüğünün satışın durdurulmasına ilişkin kararının iptaline karar verilmesi talebine ilişkindir. Adana 14....

        Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir” hükmü karşısında hatalı ise de, icra takibinden sonra takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, icra takibi nedeni ile satışın ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması isteminin bu gerekçe ile reddinin gerektiği anlaşıldığından ret kararı sonuç itibari ile usul ve yasaya uygun olduğundan, davacının kanunu yoluna başvurusunun REDDİNE, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine 06.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Satışın durdurulması ise, bu istisnalar kapsamına girmeyip İİK'nın 4. maddesi gereğince bu konu ile ilgili şikayetleri inceleme yetkisi, asıl icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine aittir. Somut olayda, davacı vekili Ankara 18. İcra Müdürlüğü'nün 2017/1296 E. sayılı dosyasında alınan satış kararının usulsüz olduğu belirterek ortaklığın giderilmesi davasının bekletici mesele yapılması ve satışın durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bu nedenle şikayeti inceleme yetkisi Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Yukarıda açıklanalı nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddesi gereğince; Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu