Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı satışın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ...'in müvekkili belediyede memur olarak çalıştığı dönemde zimmetine 70.251,60 TL geçirdiğini, anılan suç nedeniyle 10.3.2009 tarihinde tutuklandıktan sonra adına kayıtlı iki taşınmazdan birini 7.5.2009, diğerini 18.5.2009 tarihinde damadı davalı ...'e sattığını, ancak taşınmazları halen borçlunun kullandığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satışın iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; merhum ... 'ın Ümraniye Vergi Dairesi Müdürlüğüne 12/06/2015 tarihi itibari ile 920.343,00-TL vergi borcu bulunduğunu, vergi mükellefinin borcunu tahsil aşaması sırasında ... ilçesindeki 2 taşınmazını 2013 yılında kardeşi ...'ya sattığının öğrenildiğini, kardeşe yapılan satışın muvazaalı ve alacaklıdan mal kaçırma amacıyla yapıldığını, vergi mükellefi Kerim'in haziran 2014 tarihinde vefat ettiği için eşi ... ve kızı ...'ın davalı gösterildiğini, 6183 sayılı AATUHK gereğince satışın alacaklıdan mal kaçırma amaçlı muvazaalı satışın iptali ve eski hale iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      nin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak, iptali istenilen ipoteğe konu alacağın miktarı, taşınmaz değerine göre oranı ve makul olup olmadığı tesbit edilerek, ipoteğin geçersiz olduğunun tespiti halinde hem 15.12.2008 tarihinde davalı... lehine tesis edilen ipoteğin iptaline hem de bu ipotekten sonra anılan şirketin ortağı davalı ...'a yapılan satışın da önceki karar gibi iptaline karar verilmesi, aksi durumda yani ipoteğin geçerli olması halinde sadece satışın iptaline karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ...... vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ...... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ......'...

        Davalı borçlu Bilent, satışın gerçek bir satış olduğunu, 3.kişinin banka kredisi kullanmak suretiyle taşınmazı satın aldığını, 3.kişinin eşi ile bu süre aynı şirkette çalıştıklarını ancak daha sonra aralarında husumet olması nedeniyle şirketten ayrıldığını beyan etmiştir. Davalı 3.kişi Kader vekili, taşınmazın 140.000 TL ödenmek ve bankadan kredi çekilmek suretiyle satın alındığını, satışın gerçek olduğunu, taşınmazın daha sonra diğer davalı ...'e satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı 4.kişi ... davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, taşınmazın satıldığı tarihte takip konusu vergi borcunun oluşmadığını, taşınmazın 20.5.2011 tarihinde konut kredisi kullanılarak satın alındığını ve halen avukatlık ofisi olarak kullanıldığını satışın gerçek olduğunu savunmuştur. Mahkemece davalı borçlunun dava konusu taşınmazı ortağı olduğu şirketin mali müşavirliğini yapan kişinin eşi olan davalı 3.kişi ...'...

          Bu şekildeki ihale davacılara şahsi hak sağlar ve ihaleyle satışın onaylandığı 03.03.2003 tarihinde satış yanlar arasında sözleşmeye bağlanmış sayılır. Ne var ki; dosyadan kayıt maliki davalı Belediye Başkanlığı'nın başkanlık işlemiyle 09.04.2004 tarihinde satışın hukuka aykırı olmasından ötürü iptal edildiği, davacıların işlemin iptali için Ankara İkinci İdare Mahkemesi'nin 2004/1600 Esasında kayıtlı davayı açtıkları, İdare Mahkemesinin dava konusu edilen işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliği bulunmaması nedeniyle açılan davayı "usuli bir nedenden" dolayı reddettiği görülmektedir. İdare Mahkemesi kararında vurgulandığı üzere başkanlık makamının oluru ile tesis edilen işlem daha sonra Belediye En-cümeni'nce alınacak ihale iptaline ilişkin kararının hazırlayıcı işlemi niteliğindedir. Bu işlem idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir işlem olarak görülmediğinden, idari dava reddedilmiştir....

            Davalı borçlu, itirazın iptali davasında teminat mektubu sunulduğu ödeme gücünün olduğunu ve satışın muvazalı olmadığını belirtmiştir....

              nun kendisine ait dava konusu 196, 197, 1395, 1396, 1398, 1495, 1496, 1499 ve 1506 parsel sayılı taşınmazlarını kadastro tespiti sırasında, satış suretiyle temlik ettiğini beyan ederek davalılar adına tescil ettirdiğini, murisin taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığını, satışın gerçek olmadığı gibi, kadastro tespitinden 10 yıl öncesinde davalıların taşınmazları satın alacak maddi güçlerinin bulunmadığını, amacın kız çocuklarını mirastan mahrum etmek olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini olmadığı takdirde saklı payları oranında tenkisini istemişlerdir. Davalılar, mirasbırakanlarının mevcut borçlarını ödediklerini, karşılığında kendilerine taşınmazların verildiğini, amacın mirastan mal kaçırmak olmadığını, satışın gerçek olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, satış işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir....

                Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Olayımıza gelince; davaya konu 444 ve 557 parsel no'lu taşınmazlarda, davalının dava dilekçesinde bahsettiği hissedar ...'...

                  Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Olayımıza gelince; davaya konu 78,82 ve 490 parsel no'lu taşınmazlarda, davalının dava dilekçesinde bahsettiği hissedar ...'...

                    Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 733 / 3 maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığı ile bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Olayımıza gelince; dava konusu edilen payın ilişkin olduğu ... No’lu parselin paydaşlarından ..., ..., ..., ... ve ... taşınmazdaki toplam 6 / 16 paylarını 1.3.2011 tarihinde toplam 69.650.02 TL bedelle eşit olarak davalılara satmışlardır. Dosyaya celp edilen tapu kaydına göre taşınmazın diğer paydaşları ... ve ...'dir....

                      UYAP Entegrasyonu