Gerek satışın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanununun 70. maddesi, gerekse yürürlükteki 5393 sayılı Belediye Kanununun 18/e maddeleri hükmü gereğince belediyeye ait taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması halinde tahsisin kaldırılmasına karar verme yetkisi belediye encümenine değil, belediye meclisine aittir.Davacılar, mirasbırakanına satışın belediye meclisi tarafından yapıldığını kanıtlamadan tescil isteminde bulunamazlar. Mahkemece, açıklanan bu yön nazara alınmadan davanın kabulü doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 14.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildI....
Mahkemece, taraflar arasında yakın akrabalık olmakla birlikte davacının satışın yapıldığı tarihteki ağır hasarlı durumunu tamir ettirdiği, satışın mal kaçırma amacı ile yapılmadığı gibi tasarruf tarihi olan 2001 yılından davanın açıldığı 2008 yılına kadar İİK'nun 284.maddesindeki 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahis ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 4,05 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı alacaklıdan alınmasına 3.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
gelmekle birlikte 1985 yılında dava konusu yeri satın aldığını, yazılı belge düzenlemediklerini imzalı beyanı ile ifade ettiğine, dinlenen tanık beyanlarında da tam tarih belirtilmeyerek satışın yapıldığı tarih 1980 yılı civarı olarak açıklandığına, satışın yapıldığı tarih olarak kabul edilmesi gereken 1985 yılı ile dava konusu taşınmazların... mirasçıları adına intikalin yapıldığı 05.02.2001 tarihleri arasında TMK.nun 713/2 maddesinde yazılı 20 yıllık kazanma koşulunun gerçekleşmediği belirlendiğine göre davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
- KARAR - Davacı vekili, taraflar arasında 22/12/2005 tarihli 4 yıl süreli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının finansal kiralama bedellerini ödemediğini, sözleşmeye konu aracın 14/12/2007 tarihli kati satış sözleşmesi ile davalıya satıldığını, oysa 3226 sayılı Yasanın 7. maddesine göre sözleşmelerin en az 4 yıl süre ile feshedilemeyeceğini ileri sürerek finansal kiralama sözleşmesine konu araca ilişkin kati satış sözleşmesinin iptali ile aracın mülkiyetinin müvekkil şirket adına tespitine, aracın mülkiyeti davalı tarafından üçüncü şahsa devredilmiş ise satışın geçersizliğinin tespiti ile rayiç bedelin şimdilik 100,00 TL'sinin davalıdan tahsiline, finansal kiralama bedeli alacağının şimdilik 9.900,00 TL'sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları ....’in maliki olduğu taşınmazı kadastro öncesinde davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, daha sonra taşınmazların 16 ve 22 parsel olarak davalı adına tescil edildiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapunun iptali ile adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ ... miras bırakan tarafından yapılan satışın gerçek satış olmadığı, muvazaaya dayalı olduğu ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek davalı ...'ün üzerine kayıtlı taşınmazlardaki payını davalı ...'e satışı işlemine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., satışın gerçek bir satış olduğunu, satış bedelinin düşük olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ...'e usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemişlerdir....
vekili, satışın gerçek olduğunu, satıştan elde edilen paranın borç ödemelerinde kullanıldığını, ivazlar arasında da nispetsizlik bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı müflis şirket vekili bu dava ile müflis şirketin ilgisi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili vasıtasıyla davayı takip etmiştir. Diğer davalı ... ... usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir. Mahkemece, ivazlar arasındaki nispetsizliğe, satış işlemlerinin süreç ve tarihlerine, satışın muvazaalı olarak yapılmış olması gerekçesine göre davanın ... ve ... ile ... ... açısından kabulüne diğer davalılar yönünden ise husumet nedeniyle reddine karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacının taşınmazın değerinin düşük tespit edildiği, kdv oranının yanlış yazıldığı ve satış ilanının usulsüz düzenlendiğinden bahisle satışın iptali talebinin reddine yönelik istinaf incelemesi sonucunda, İcra Mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurabileceği özel hükümlerle ayrıca hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nun 363....
a devrettiğini, bunun üzerine Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/101 Esas ... dosyası ile açılan tasarrufun iptali davasında mahkemenin satışın iptaline karar verdiğini, satışın iptali davasının kesinleştirilmemesini fırsat bilen davalı ...’ın taşınmazı diğer davalı ...'a sattığını, iş bu satışın müvekkillerine zarar vermek amacıyla yapılmış olduğunu belirterek bu tasarrufun iptalini talep etmiş ve mahkemece dava; hukuki tasnifinde İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olarak kabul edilmiş ve dava bu şekilde görülmüştür. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
yapılması ve sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verebileceğinden satışın yapılması usul ve yasaya aykırı olacağını, taşınmazın kıymet takdiri raporuna yansıyan imar durumu ile hali hazırdaki durumu birbiriyle çelişmekte, arsa üzerindeki yapının yıkılması şeklinde ortaya çıkacak bu yeni durumda yapılacak gayrimenkulün değeri çok daha yüksek olacağından mevcut haliyle satışın yapılması müvekkilin zararına neden olacağını, satış ilanında hem bağımsız bölüme dair niteliklerin belirlenmiş olması hem de yalnızca arsa değeri üzerinden satışın yapılacak olmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, satışa konu bağımsız bölüm yıkılacak olup arsa vasfına haiz bir gayrimenkul olarak kalacağını, yerine yenisi yapılacak olan gayrimenkul için şuanda öngörülemez bir durum mevcut olduğunu, gayrimenkulün değerinin de satış ilanında belirtilenden çok daha yüksek olacağı açık olduğunu beyanla satışa dair tüm işlemlerin iptali ile birlikte satış ilanı ve satış şartnamesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir...