ın bıraktığı araba galerisinde emniyetin yaptığı denetimlerde araçtaki sahteliğin farkedildiği, yine ...'a ait olup 26.09.2006 tarihinde çalınan aracın sanık ... tarafından temin edilik sanık ...'a getirilen hasarlı ... plakalı araç bilgilerine göre şasi numarasının kaynak yapılarak monte edildiği sonrasında, sanık sanık ... tarafından açık oto pazarında mağdur ...'a satıldığı, araçtaki sahteliği farkeden mağdur ...'ın emniyete başvurduğu somut olaylarda, nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
a ait olduğunu bildirmesi, dosya içerisinde mevcut suça konu sürücü belgesi aslı üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde, mevcut fotoğrafın düzenli görünümde olduğu ve belge üzerinde soğuk mühür izinin bulunduğu, sahteliğin ilk bakışta dikkat çekmediği ve belgenin aldatma niteliğinin bulunduğunun anlaşılması karşısında, Kanun Yararına Bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik 1 nolu bozma düşüncesi yerinde görülmediğinden REDDİNE, 2-TCK'nın 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerekir. Somut olayda; sanık ...'...
A.Ş.’nin kötü niyetinin ve muvafakatnamedeki bu sahteliğin, bunu hazırlayan banka yetkilisiyle diğer davalının ortaklaşa olarak hazırlandığının ya da yetkilinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının reddine, dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması davasının ise kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur....
Kriminal Polis Laboratuvarının 20.02.2012 tarihli uzmanlık raporunda; nüfus cüzdanının tamamen sahte olarak düzenlendiği ve belgenin orjinallerinin içerdiği genel şartları taşıdığı, bu itibarla sahteliğin ilk nazarda ve kolaylıkla fark edilemeyecek nitelikte olduğundan aldatıcılık niteliğinin bulunduğu belirtilmiştir. IV. GEREKÇE 1. Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarihli ve 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ile 23.01.2018 tarihli ve 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 81 inci maddesiyle yapılan değişikliğin ve 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesine ilişkin uygulama yönünden Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. 2....
Sahtecilik suçlarında belgenin aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığını değerlendirme görevinin hakime ait olduğu, Mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, dosyada aslı bulunan suça konu sürücü belgesi üzerinde heyet olarak yapılan incelemede; düzenlemedeki şekil şartlarına uygun olduğu, sahteliğin ilk bakışta anlaşılamadığı ve belgenin aldatıcılık niteliğinin bulunduğu değerlendirilmiştir. 2. Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak; Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Kırşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/86 esas 2011/339 Karar sayılı ilamının kesinleşme ve yerine getirme tarihlerine göre tekerrüre esas olamayacağı ancak sanığın adli sicil kaydında yer alan Kırşehir 2....
Sahtecilik suçlarında belgenin aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığını değerlendirme görevinin hakime ait olduğu, Mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, dosyada aslı bulunan suça konu nüfus cüzdanı üzerinde heyet olarak yapılan incelemede; düzenlemedeki şekil şartlarına uygun olduğu, sahteliğin ilk bakışta anlaşılamadığı ve belgenin aldatıcılık niteliğinin bulunduğu değerlendirilmiştir. 2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir. 3....
Jandarma Genel Komutanlığının 14.12.2015 tarihli uzmanlık raporunda, suça konu sürücü belgesinin tamamen sahte olarak düzenlendiği, damga izinin bulunduğu ve sahteliğin ilk bakışta anlaşılamayacağı, bu haliyle aldatıcılık niteliğini haiz olduğu belirtilmiştir. 4. Belge aslı üzerinde mahkeme tarafından yapılan gözlemde, sürücü belgesinin Casım Yaşar adına düzenlendiği, sürücü belgesinin üzerinde soğuk damganın bulunduğu baskı tekniği ve sürücü belgesi tüm bilgileri taşımasıyla görünüş itibariyle aldatıcılık niteliğini haiz olduğu belirtilmiştir. 5. Mahkemece, sanık savunması, uzmanlık raporu ile tüm dosya kapsamından, sürücü belgesinin aldatma kabiliyetinin bulunduğu ve sanığın atılı suçu işlediği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir. IV. GEREKÇE A....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/05/2022 NUMARASI : 2018/15 E - 2022/281 K DAVA KONUSU : Sahteliğin tespiti KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine, İstanbul 6....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Talep, “inanç sözleşmesi” başlıklı belgenin sahteliğinin ve geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. HMK'nın 359/3 maddesi uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK'nın 355/1 maddesi gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, sahteliğinin ve geçersizliğinin tespiti istenilen belgenin Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, davacının hakkında açılan icra dosyalarında borçlu olmadığının tespiti ve icra takiplerinin durdurulması talepli menfi tespit davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Somut olayda davacı kurum vekili haklarında Kars 2. İcra Müdürlüğü 2016/5931 Esas ve 2016/5962 Esas sayılı dosyaları üzerinden gerçeğe aykırı maluliyet raporu ile bağlanan aylıklar nedeniyle oluşan zararın tahsili için başlatılan icra takiplerinin durdurulmasını ve müvekkil kurumun borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....