Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin sigorta şirketinden rücuen tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece, 6111 sayılı Yasanın 59.maddesi ile 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde yapılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı,trafik kazaları sonucu genel sağlık sigortalılarına yapılan sağlık giderlerinin zorunlu mali sorumluluk poliçesi limiti kapsamında kalan kısmı yönünden sigorta şirketlerinin ve sürücünün sorumluluğunun ortadan kalktığı ve Kurumun rücu imkanı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına...

    Davalının babasının 1479 sayılı Yasaya tabi olduğu dönemde, kendisi ve eşi için yapılan sağlık yardımlarının, bu kanun kapsamında karşılanması gerekmekte ise de, sağlık yardımından yararlanma şartları yönünden, 1479 SK.’nun Ek 12. maddesi hükmüne göre; ilk defa sigortalı olanların sağlık yardımından yararlanmaları, en az sekiz ay, yeniden sigortalı olanların ise, en az dört ay eksiksiz sağlık sigortası primi ödemiş olmaları, sağlık ve sigorta prim borcu bulunmaması şartına bağlandığından, davalının babasının yeniden 1479 sayılı Yasa kapsamında ... sigortalısı olduğu gözetilerek, 4 ay süreyle davalının sigortalılığından dolayı, hak sahibi anne ve babanın sağlık yardımlarından faydalanabileceği gözetilerek, bu süre dışındaki dönem yönünden davanın kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

      Şayet bir vatandaşın konumu, 60. maddede belirtilen bentlerin hiçbirine girmiyor ve o kimse başka bir ülkede sağlık sigortası yardımlarından yararlanamıyorsa genel sağlık sigortalısı sayılır. Amaç, hiç kimseyi genel sağlık sigortası kapsamı dışında tutmamaktır. O nedenle ülkemizde “herkes genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır” diye bir sonuca varılabilir....

        Kamu kurum ve kuruluşları ve Devlet üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yapmış oldukları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle idare tarafından ödenen tazminattan dolayı açılan rücu davalarından, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yargılaması devam edenler bakımından ek 18 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca karar verilmek üzere Mesleki Sorumluluk Kuruluna başvurması için davacıya iki aylık süre verilir. Başvuru yapılmaması hâlinde dava usulden reddedilir. Bu durumda yargılama gideri taraflar üzerinde bırakılır ve davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmez.” hükmünü haizdir....

          KARŞI OY Genel olarak 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun, daha önce farklı yasalarda düzenlenen sağlık yardımı hususunu, Genel Sağlık Sigortası kavramı altında 60-78. maddeler arasında yeniden düzenlemiştir. 5510 sayılı Kanunun 60. maddesinde, genel sağlık sigortasından yararlanacak olanlar ana gruplar halinde sıralanmış, daha sonra özel durumda olanlar sayılmıştır. Belirtildiği gibi 60. maddede sağlık sigortası kapsamında olanlar tek tek sayıldıktan sonra (g) bendinde ise, “Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar” genel sağlık sigortası sayılmıştır. (g) bendinin lafzından tüm vatandaşların re’sen sağlık sigortası kapsamına alındığı izlenimi anlaşılmakta ise de genel sağlık sigortası yasal düzenlemelerinin seyri izlendiğinde durum netleşecektir. 5510 sayılı Kanuna göre genel sağlık sigortalısı sayılabilmek ve sigortalılığın başlangıcı için bildirim ve tescil gereklidir....

            CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kurum tarafından verilen sağlık hizmetleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucuları ve sağlık hizmeti alanlarının kuruma yönelik bu talep hakkının özel sağlık sigorta poliçesi yada Mecburi Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesine istinaden, sigorta şirketlerine halefiyet yolu ile geçmesi mümkün olmadığını, kurumun genel sağlık sigortası kapsamında sağladığı sağlık hizmet bedelleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının ve sigortalıların kuruma karşı talep hakları hiçbir şekilde üçüncü kişilere, bu kapsamda zararı gideren sigorta şirketlere geçemediğini, 5510 Sayılı Kanun'a göre bir sağlık hizmeti sunucusunun sağlık hizmeti bedeli olarak kuruma karşı sahip olduğu alacağın devri, aynı Kanun'un 93/1 maddesiyle yasaklandığını, bu alacakların Türk Ticaret Kanunu'nun halefiyete ilişkin hükümlerine istinaden sigorta şirketine geçmesi ve kurumdan sigorta şirketi tarafından talep edilmesi mümkün bulunmadığını, davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle...

            CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kurum tarafından verilen sağlık hizmetleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucuları ve sağlık hizmeti alanlarının kuruma yönelik bu talep hakkının özel sağlık sigorta poliçesi yada Mecburi Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesine istinaden, sigorta şirketlerine halefiyet yolu ile geçmesi mümkün olmadığını, kurumun genel sağlık sigortası kapsamında sağladığı sağlık hizmet bedelleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının ve sigortalıların kuruma karşı talep hakları hiçbir şekilde üçüncü kişilere, bu kapsamda zararı gideren sigorta şirketlere geçemediğini, 5510 Sayılı Kanun'a göre bir sağlık hizmeti sunucusunun sağlık hizmeti bedeli olarak kuruma karşı sahip olduğu alacağın devri, aynı Kanun'un 93/1 maddesiyle yasaklandığını, bu alacakların Türk Ticaret Kanunu'nun halefiyete ilişkin hükümlerine istinaden sigorta şirketine geçmesi ve kurumdan sigorta şirketi tarafından talep edilmesi mümkün bulunmadığını, davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle...

              Dosya kapsamına göre, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı arasında 01/01/2017-2018 tarihleri arasında Grup Sağlık Sigorta Poliçesi düzenlendiği, sigortalının 16/05/2016 tarihli çift taraflı trafik kazası sonucu yaralandığı, tedavisinin gerçekleştirildiği hastaneye, davacı sigorta şirketinin poliçe kapsamında 19/12/2018 tarihinde 41.300,40-TL ödeme yaptığı ve ödediği bedellerin rücuen tazmini istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Dava, grup sağlık sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödeme yapan davacı sigorta şirketinin ödemiş olduğu bedelin, TTK 1472. maddesindeki halefiyet ilkesi gereği davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir....

                "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 14.05.2008 Nosu : 218-107 - K A R A R - Dava, Karayolları Trafik Kanunu'nun 108/b. maddesi gereğince davacı kurumca Karayolları Trafik Garanti Sigortası hesabından ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 13.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Şayet bir vatandaşın konumu, 60. maddede belirtilen bentlerin hiçbirine girmiyor ve o kimse başka bir ülkede sağlık sigortası yardımlarından yararlanamıyorsa genel sağlık sigortalısı sayılır. Amaç, hiç kimseyi genel sağlık sigortası kapsamı dışında tutmamaktır. O nedenle ülkemizde “herkes genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır” diye bir sonuca varılabilir. Zira 60. maddede kimlerin genel sağlık sigortası sayılacağı ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş, durumları bu ayrıntılı hükümlere uymayanlar genel sağlık sigortalısı sayılmıştır. Diğer taraftan Genel Sağlık Sigortası geçiş hükümlerini düzenleyen 5510 sayılı Kanun’un Geçici 12. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, 60. maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendinde belirtilen kişilerin Genel Sağlık Sigortasından yararlanmalarını 01.01.2012 tarihine kadar ertelemiş, böylece düşük gelirliler yönünden yeşil kart uygulaması bir süre daha devam ettirilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu