Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölüm Kaydının İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İdareyi, işlem yapmaya zorlayacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Mahkemece Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 33. maddesi ve ilgili yönetmeliğe göre mirasçı ............... hakkında ölüm araştırması yapılması nedeniyle mirasçılık belgesi verilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç davanın niteliğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ölüm Kaydının İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

        Bütün maddeler birlikte değerlendirildiğinde nüfus kütüğünde kayıtlı kişinin ölüm kaydı kütüklere işlenmedikçe veya asliye hukuk mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kişinin ölmüş olduğu belirlenmiş olmadıkça dar yetkili sulh hukuk mahkemesince kişinin sağ olduğunun kabul edilmesi gerekir. Nüfus müdürlüklerince ölüm araştırması yapılması ve buna ilişkin açıklama yazılarak kütükteki kaydın kapatılmış olması bu olguyu değiştirmez. Buna göre mahkemece duruşma açılarak davacıya ölümü idari yoldan düşürtmek, murisin nerede öldüğü ve mezarı belli değil ise ölümün idari yoldan düzeltilmesi mümkün olmayacağından ölümün tespiti hususunda asliye hukuk mahkemesinde dava açmak üzere kesin süre verilmelidir. Davacı, verilen kesin süre içerisinde idari başvuru yapar ya da dava açar ise mahkemece bu başvurunun sonuçlanması beklenilmeli ve ölüm kaydı düşürüldüğü takdirde mirasçılık belgesi düzenlenmelidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıtlarının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.03.2001 gün 2001/1 sayılı davanamesi ile, ...'nın ölmediği halde sahte beyan ile nüfusa 15.02.1993 tarihinde ölüm kaydının işlendiği, bundan sonra ...'ın ... adı ile ... ve ... oğlu olarak nüfusa kaydedildiği bildirilerek, ...'nın kaydının iptali, ...'nın sağ olduğunun tespiti ile ölüm kaydının iptali istenilmiş, mahkemece ilk kararla davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiş; temyiz üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 03.05.2012 tarih ve 2012/2950-4971 Esas-Karar sayılı ilamı ile “...'nın kaydının iptali durumunda annesi ...'...

          Dava Türk Medeni Kanununun 29. maddesi gereğince bir kimsenin öldüğünün tespiti istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde " kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin kimlikleri ile yerleşim yeri adreslerinin tespit edileceği, bu belgelerin mülkî idare amirliği aracılığı...

          Dava, "...’nın idarece 00.00.1943 olarak tescil edilen ölüm tarihine ilişkin kaydın iptali ile adı geçenin gerçek ölüm tarihinin tespiti" talebine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ...a'nın ölümünün tespiti, ... ve ...'nın nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: ...'nın 2014/183E, 2014/1 Davaname numaralı davanamesi ile; "...'nin ... ve ... adlı kızları bulunduğunu, ...'nin 12-13 yaşlarında bekar olarak ölmesine rağmen nüfus kayıtlarında sağ göründüğünü, ...'nin ise ... ile yaptığı ilk evliliğinin ... nüfus kaydına işlendiğini bildirerek, ... ...'nin evlenme ve boşanma kaydına ilişkin kişisel hal olayının ... T.C nolu ... ...'nin üzerine aktarılarak ... ...'nin ölüm kaydının düşürülmesine karar verilmesi" kamu adına talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, ...'...

              olma, 03/08/1948 d. lu T1 ait olduğunu, T1 ile Happa Küçükler'in babaları olan her iki Ali Küçükler'in akraba olduklarını, davacının kimliğini kullandığı T1'nün öldüğünü, ancak ölüm kaydının T1'nün nüfus kaydı yerine Happa Küçükler'in nüfus kaydına işlendiğini, oysa ki Happa Küçükler'in bizzat davacının kendisi olduğunu ve davacının da hayatta olduğunu belirterek, davacının nüfus kaydının nesep bağı kurulmak sureti ile TC kimlik no'lu, Ali ve Hatice'den olma Happa Küçükler olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Bütün maddeler birlikte değerlendirildiğinde nüfus kütüğünde kayıtlı kişinin ölüm kaydı kütüklere işlenmedikçe veya asliye hukuk mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kişinin ölmüş olduğu belirlenmiş olmadıkça dar yetkili sulh hukuk mahkemesince kişinin sağ olduğunun kabul edilmesi gerekir. Nüfus müdürlüklerince ölüm araştırması yapılması ve buna ilişkin açıklama yazılarak kütükteki kaydın kapatılmış olması bu olguyu değiştirmez. Buna göre mahkemece duruşma açılarak davacıya ölümü idari yoldan düşürtmek, murisin nerede öldüğü ve mezarı belli değil ise ölümün idari yoldan düzeltilmesi mümkün olmayacağından ölümün tespiti hususunda asliye hukuk mahkemesinde dava açmak üzere kesin süre verilmelidir. Davacı, verilen kesin süre içerisinde idari başvuru yapar ya da dava açar ise mahkemece bu başvurunun sonuçlanması beklenilmeli ve ölüm kaydı düşürüldüğü takdirde mirasçılık belgesi düzenlenmelidir....

              UYAP Entegrasyonu