Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince, davacının oğlu Emil Alparslan Akoğlu'nun Türk vatandaşı olduğu ve kayıtlarda sağ olarak gözüktüğü, talebin nüfusta ölü olduğunun tespiti ve tescil istemine ilişkin olduğu, yurt dışında bulundukları sırasında ölen Türk vatandaşlarının ölüm olayının ilgili yerel makamlardan alınan belgenin dış temsilciliklere verilmesi suretiyle bildirileceği ve ölümün dış temsilciliklerce aile kütüğüne tescil edileceği, davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, nüfus kaydındaki yanlış düşülen ölüm kaydının iptali ile sağ görünen kardeşi...'in nüfusuna ölüm kaydının işlenmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, ... adlı kardeşinin kendisine ait nüfus kaydını kullanarak yurt dışına gittiğini, orada öldüğünü ve ölüm kaydının bu kimlikle işlendiğini bildirerek, kendi nüfusuna işlenen ölüm şerhinin kardeşi... nüfusuna işlenmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Miras hukukunu ilgilendiren ölüm kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davada nüfus kaydına ölüm şerhi düşülen...'...

    Usul bakımından, nüfus kaydında sağ gözüken kişinin ölü olduğunun tespiti için açılan davada, öldüğü iddia olunan kişinin tüm mirasçılarının davacı veya davalı olarak yer alması gerekirken tüm mirasçıların davaya dahil edilmemesi, 04.07.2007 tarihli duruşma tutanağının birinci sayfasında zabıt katibinin imzasının bulunmaması, Esas bakımından, nüfus kütüğünde kayden sağ olarak gözüken kişinin, ölü olduğunun tespitine ilişkin davalarda, kişinin ölü olduğuyla birlikte ölüm tarihinin de tespiti gerektiği halde, sadece ölü olduğunun tespitine karar verilerek ölüm tarihine ilişkin her hangi bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.08.11.2010 (Pzt.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Düşme Sanık hakkında sahte nüfus cüzdanı kullanmak iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın 28.11.1997 tarihinde öldüğünden bahisle TCK'nin 64 ve CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca tensiple düşme kararı verilmiş ise de; Hükümden sonra İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/06/2016 tarihli 2015/181 Esas 2016/403 Karar sayılı ilamı ile sanığın sağ olduğunun tespiti ile ölüm kaydının iptaline karar verildiğinin anlaşılması karşısında; yargılamaya devamla sonucuna göre tüm delillerin tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK‟nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Bu sebeple kendisinden uzun süreden beri haber alınamayan ve öldüğünden yoğun şüphe duyulan Memet ATMIŞ'ın ölü olduğunun kabulü gerektiğini, Ölümünün tespiti istenilen Memet ATMIŞ hakkında davacı tarafından ve ilgili tüm kişiler tarafından yapılan araştırmalar sonuçsuz kalmış ve Memet ATMIŞ'ın hayatta olduğuna dair herhangi bir bulguya rastlanmadığını, Ölümünün tespiti istenilen Memet ATMIŞ'ın ölü olduğunun nüfus kayıtlarına işlenmesi gerektiğini, davasının kabulüne ile T.C.Kimlik No'lu Memet ATMIŞ'ın ölü olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

        ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kişinin ölmüş olduğu belirlenmiş olmadıkça dar yetkili Sulh Hukuk Mahkemesince kişinin sağ olduğunun kabul edilmesi gerekir....

          Mahkemece mirasçılardan Osman Talat'ın ölü olup olmadığının davacı tarafça ispat edilemediği, mahkemece de bu eksikliğin giderilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi...

            ın mükerrer kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Nüfus Müdürlüğünün ihbarı üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.01.2012 gün 2012/4 sayılı davanamesinde ... (...) ...'ın mükerrer kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile ... TC kimlik numaralı ...'e ait nüfus kaydının iptaline karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle nüfus müdürlüğünün 26.03.2012 gün 1392 sayılı yazısı içeriğinden; 03.02.1960 doğum tarihli ...'in ... ilçesinde babası ... hanesinden 1964 yılında ailesi ile birlikte Beşiri İlçesi İki Köprü Köyüne naklen gittiği, oradan da evlenerek ... Köyüne naklettiği ve halen sağ olduğu, nakil nedeni ile kapalı olan ancak nakil bilgisinin işlenmemesi sebebi ile açık kalan ......

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/561 esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 06/12/2021 tarih ve 2021/841 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; murisin annesi Gülhan Özler'in annesi olan Hamide Şenkoç'un nüfustan ölüm tarihinin yazılı olmadığını , miras mallarının intikal etmesi için ölüm tarihinin tespiti gerektiğini belirterek ölüm tarihinin tespiti ile tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

              Davacı tarafından mirasçılardan... n ölü oldukları mirasçı olarak eş ya da alt soylarının bulunmadığı öne sürülmekte ise de nüfus kayıtlarının incelenmesinden Bedros oğlu ... ın kayden sağ olarak göründüğü,... ve ... ın kaydının kapalı olduğu ancak neden kapalı olduğunun Nüfus Müdürlüğün'den sorulmadığı için bilinemediği, ...... ın ise Bakanlar kurulu kararı ile vatandaşlıktan çıkmasına izin verildiği için 2001 yılında vatandaşlığını kaybettiği anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı düzenlenmiştir....

                UYAP Entegrasyonu