Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacının dava konusu ettiği taşınmazın köy adına mera olarak sınırlandırılan 115 ada 54 nolu mera parseli içinde kaldığı, bir kısmının ise orman olarak sınırlandırılan 125 ada 1 parsel içinde kaldığı, davacı mera parseli hakkında köy tüzelkişiliği ile Hazineye husumet yönelterek dava açmasının yasaya uygun olduğu, bu nedenle 115 ada 54 parsel hakkındaki davanın husumet yönünden reddedilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu, ne var ki; sonuçta dava reddedilmiş olması nedeniyle kararın sonucu itibariyle doğru olduğu, davacının diğer dava ettiği parsel bölümlerinin ise Hazine adına taşlık ve kayalık olarak tescil edilen 115 ada 51 nolu parsel ve yine orman olarak tescil edilen 125 ada 1 nolu parselin bir bölümü olup, bu bölümlerin bitişik orman ve arazisinin devamı niteliğinde yüksek eğimli ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu ve zilyetlikle kazanma koşullarının da oluşmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde...

    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacının dava konusu ettiği taşınmazın köy adına mera olarak sınırlandırılan 115 ada 54 nolu mera parseli içinde kaldığı, bir kısmının ise orman olarak sınırlandırılan 125 ada 1 parsel içinde kaldığı, davacı mera parseli hakkında köy tüzelkişiliği ile Hazineye husumet yönelterek dava açmasının yasaya uygun olduğu, bu nedenle 115 ada 54 parsel hakkındaki davanın husumet yönünden reddedilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu, ne var ki; sonuçta dava reddedilmiş olması nedeniyle kararın sonucu itibariyle doğru olduğu, davacının diğer dava ettiği parsel bölümlerinin ise Hazine adına taşlık ve kayalık olarak tescil edilen 115 ada 51 nolu parsel ve yine orman olarak tescil edilen 125 ada 1 nolu parselin bir bölümü olup, bu bölümlerin bitişik orman ve arazisinin devamı niteliğinde yüksek eğimli ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu ve zilyetlikle kazanma koşullarının da oluşmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.02.2007 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, ... Köyü 132 ada 1 parsel ve 133 ada 2 parsel sayılı taşınmazların 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı adına senetsizden tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların mera parseli içerisinde kalması nedeniyle zilyetlik ile kazanımlarının mümkün olmadığından söz edilerek dava konusu taşınmazların ... kaydının iptali ile mera vasfı ile sınırlandırılması istenmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

        Mahallinde yapılan keşif ve uygulama, tüm kayıt ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Elazığ ili Merkez ilçei Gözebaşı Köyünde 1974 yılında yapılan tapulama çalışmalarında 68 Nolu Toprak Tevzi Komisyonu tarafından tescil harici bırakılan alanların 11.04.1977 tarihli ve 309 yevmiye numaralı karar ile mera parseli olarak mera özel siciline kaydedildiği, Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğünce tescil harici olarak görünen bu alanda 05.02.2004 tarihinde idari yoldan bir kısım parseller oluşturulduğu, bu şekilde idari yoldan oluşturulan 4908 parsel sayılı taşınmazın 18.08.2004 tarihinde satış yoluyla davacıya devredildiği, daha sonra 2014 yılında yapılan sayısallaştırma çalışmalarında Mera Yaylak ve Kışlak kütüğünde kayıtlı bulunan ve A harfi ile gösterilen mera parselinin 4958 parsel numarası aldığı ve 4958 parsel içerisinde kalan 4908 ve diğer parsellerin mükerrer olduğunun belirtildiği, 2004 yılında yapılan idari yoldan tescil işleminin 1977 yılında Mera Yaylak Kışlak kütüğüne tescili...

        Mahkemece, taşınmazın tapu kaydına dayalı olarak tespitinin yapıldığı, taşınmaz hakkında mera tahsis kararı bulunmadığı, kesinleşen tespitten sonra zilyetlik sürdürülmemesinin taşınmazın mera vasfında olduğunu kanıtlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli değildir. Çekişmeli taşınmaz "iskan haritasında 1 ada 1 sayılı mera parseli olarak gösterilmiş ise de tespit maliklerinden Dr. Mehmet Faik Göksu'nun yaptığı itiraz üzerine İskan Müdürlüğünce mera tahsis ve temliki yapılmadığından" bahisle Nisan 328 tarih ve 18 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak 1/6'lık mütegayyip eşhastan intikal eden payı Hazine adına, Nisan 1951 tarih ve 31 (okunamamakla 38 de olabileceği) sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak kalan payları Mehmet Faik Göksu ve müşterekleri adına 13.08.1968 tarihinde tespit edilmiştir. Yapılan bu tespite karşı itirazlar olduğu tespit tutanağından anlaşılmaktadır....

        Nitekim; anılan kanunun 3. maddesi (i) bendinde çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisinin sınırlandırmaya tabi olduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar bir yerin çayır olması mutlak suretle zilyetlikle kazanmaya elverişli olmadığının kabulünü gerektirmez ise de bu yerin özellikleri ve kullanma biçimi, özellikle de taşınmazın mera niteliği ile sınırlandırılan parsel içinde kalması mera bütünlüğünü bozacağından o yerin meradan açıldığını ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğunu gösterebilir. Ne var ki; mahkemece bu konuda yapılan inceleme ve araştırma ile bilirkişi raporu yetersizdir. Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazın 133 ada 8 sayılı mera parseli içinde kalıp kalmadığı, özelliği ve bu özelliğinden dolayı mera parselinin bütünlüğünü bozup bozmadığı yerinde yeniden keşif yapılarak incelenmeli, konusunda uzman olan bilirkişilerden bu konuda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak bunun sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır....

          Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan; taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmaz ile mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, zaman içinde taşınmazın sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı hususları, etraflıca sorulup tek tek ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiye keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmaz ile komşu 108 ada 96 sayılı mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini...

            Dava, mera komisyon kararının iptali, tapu kaydının iptali ve tescili niteliğindedir. 1- Dava konusu Kurtköy 500 parsel sayılı taşınmaz 1,062,500 m2 yüzölçümü ile tüzel kişiliğe ait mera olduğu kadastro tespit tutanağı da belirtilerek 18.10.1962 tarihinde tesbiti yapılmış, ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.12.2010 gün ve 25/49 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dava dilekçesinde; 101 ada 1 sayılı parselin atalarından kaldığını, tarım arazisi olduğunu babasının zilyetliği altında bulunan yaklaşık 3600-3700 m2 civarındaki taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, Hazine adına bulunan tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazineye dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın, yargılama oturumlarına katılmamıştır....

                Çekişmeli parselin Alanya Kadastro Müdürlüğünün 07.06.2001 gün ve 1686 sayılı yazısında 115 nolu mera parseli içerisinde kaldığı belirtilerek paftasının ve tutanağının gönderildiği, 115 numaralı parselin 393.750 m2 yüzölçümüyle ve mera niteliğiyle 21.08.1958 tarihinde tespit tutanağı düzenlenip askıya çıkartılarak 12.03.1960 tarihinde kesinleştiği, orman ve meraların zilyetliğe konu olamayacağı ve sürdürülen zilyetliğin suç oluşturacağı bir yana, 08.05.1987 gün ve 1986/3-1987/4 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı ve Hukuk Genel Kurulunun 24.06.1988 gün 1988/8-303-647 sayılı kararın da benimsenen ilkeye göre, mera niteliğiyle sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılacak davaların 766 sayılı Yasanın 31II ve 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olacağına ve çekişmeli taşınmazın 115 numaralı mera parseli içerisinde kaldığının bilirkişi raporu, kadastro müdürlüğünün yazısı ile kesinleşen orman kadastro haritalarından da açıkça anlaşıldığına...

                  UYAP Entegrasyonu