Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalı satıcının sözleşmeye taahhüt ettiği kömürü istenilen vasıfta süresinde teslim etmemesinden kaynaklanan, doğrudan alıcı Afyon ... tarafından aralarındaki sözleşmeye istinaden davacı istihkakından kesilen tutarlardan, davalı tarafça fatura mukabilinde yapılan kısmi ödeme düşüldüğünden bakiye 34.270.91 YTL'nin talep edilebileceği, manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 34.270.91 YTL maddi tazminatın 11.4.2005 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair maddi tazminat ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebinden vazgeçip manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminatın yasal unsurları TBK.nun 58.m.sinde;"- Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Manevi tazminat taleplerinde 6098 sayılı TBK'nun 56.(818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47.) maddesi hükmüne göre, Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır....
Borca aykırılık hâlinde tazminat alacağının zamanaşımı bu alacağın doğduğu andan itibaren işlemeye başlar (Oğuzman/Öz: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C.1, 16. bası, İstanbul 2018, s. 594). İş kazası hâlinde alacağın doğduğu zaman ise alacağın yani hakkın doğduğu andır. İş kazasına dayalı tazminat davalarında zamanaşımına tabi olan hak işçinin kaza nedeniyle uğradığı zararları karşılamak için tazminat davası açabilme hakkıdır. Bu hak ise iş kazasıyla birlikte doğmaktadır (..., L.: İş Kazasından Doğan Maddi Tazminat, Ankara 2001, s. 283). Bu durumda iş kazası hâlinde TBK’nın 149. (BK 125.) maddesinde belirtilen “on yıllık” zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi kural olarak iş kazasının meydana geldiği tarihtir (..., s. 283; Kaplan, s. 154; Kılıçoğlu, M.: Tazminat Hukuku, İstanbul 2005, s. 464; Güneren, A.: İş Kazası ve Meslek Hastalığından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları, 3. Baskı, Ankara 2018, s. 1268; Çelik, A. Çelik: Tazminat ve Alacaklarda Sorumluluk ve Zamanaşımı, 3....
Maddesi ise '' (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.'' şeklindedir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince; davacı taraf, maddi ve manevi tazminat davasını birlikte açtığından maddi ve manevi tazminat açısından avukatlık ücretinin ayrı kalemler olarak hükmedilmesi gerekmektedir....
Davacı vekili, 11/10/2010 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmeye aykırılık teminatı olarak 10.000,00 TL, manevi tazminat olarak 1.000,00 TL, telif ücreti olarak 11.880,00 TL olmak üzere toplam 22.800,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının kitabı müvekkil şirkete teslim etmediğini, davacıyla defalarca kitabın yazılması konusunda görüşüldüğünü, son olarak şirketten ayrılma esnasında sözleşmenin taraflarca şifahi olarak feshedildiğini, davacı iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen 23.09.2010 havale tarihli birinci bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu edilen "......
ın sözleşmeye aykırılık ve haksız fesih nedeniyle maddi ve manevi zarar talebinde bulunamayacağı, somut olayda lisans sözleşmesinin izinsiz genişletilmesi veya 3.kişiye devri söz konusu olmadığından bu davacının patent hakkına tecavüz vakıasına dayalı taleplerinin de reddi gerektiği, ...’ın karşı davası yönünden yapılan değerlendirmede ise İşbirliği Anlaşmasını kusurlu olarak feshetmesi sebebiyle kendisi tarafından yapılan masrafları ve yerine getirilen edimlerin karşılığı tutarı istemesine olanak bulunmadığı gibi karşı davalıların adres bildirilmesi ve pazarlama yükümlülüklerini ihlal ettikleri yönündeki karşı davacı iddialarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl dava yönünden davacı ... yönünden açılan davanın reddine, davacı ......
feshetmemesi, ------ bayiilik veren lehinde düzenlenmiş bir maddde olması karşısında, davacı-karşı davalının cezai şart alacağına hak kazanmadığı anlaşılmakla, bu cihetteki davasının reddine, --- manevi tazminatın tahsili bakımından;------hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebileceği, dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgeler incelendiğinde, Davacı -Karşı Davalıya karşı yapılmış bir kişilik hakkı zedeleyici bir unsur tespit edilemediğinden, bu cihetteki davasının reddine, karar verilmiştir....
Mahkemece, davanın 6680 TL maddi, 3000 TL manevi tazminat üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Borçlar Kanunu 58.maddeye göre kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören manevi tazminat talep edebilir. Davalının sözleşmeye aykırı davranışından, kişilik hakkının zedelendiği kabul edilemez. Manevi tazminat koşulları gerçekleşmemiştir. Mahkemece, manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Mahkemece, aracın ayıplı olduğu gözetilerek yaratacağı değer kaybı miktarı üzerinden davanın kabulüne 2.500,00 YTL maddi, 1.500,00 YTL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı aracın boyasındaki ayıp nedeniyle satışta değer kaybına uğrayacağını ileri sürerek değer kaybı ile bu konuda harcadığı çaba ve çektiği sıkıntı için manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece 2.500,00 YTL değer kaybı yanında 1.500,00 YTL. manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmeye aykırı davranılmasında B.K. 49. maddesindeki şartlar gerçekleştiğinde manevi tazminat istenebilir....
AŞ aleyhine 09/01/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; haksız haciz nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalı banka tarafından müvekkilinin imzası bulunmayan kredi kartları sözleşmesine dayanılarak müvekkili hakkında yasal takip başlatıldığını ve mal varlıklarına haciz koyulduğunu, bu haciz işlemi nedeniyle de müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur....