Somut olayda, her ne kadar mahkemece, istifa iddiasının usulünce ispat edilememesi sebebiyle iş sözleşmesinin işveren tarafından bildirimsiz ve haksız olarak feshedildiği sonucuna ulaşılmışsa da; davacı tanıklarından ...’in feshe dair görgüye dayalı bilgisinin olmadığını, davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini duyduğunu; diğer davacı tanığı ...’ın ise çalışma saatlerinin yoğunluğundan dolayı davacının işten kendisinin çıktığını ifade etmesi karşısında, iş sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin hangi tarafça fesh edildiği bir vakıadır. Davacı dava dilekçesinde iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedildiğini ileri sürmüştür. Dosya kapsamına göre, iş sözleşmesinin işverence değil davacı tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının ödenmemiş bir kısım ücret alacağının bulunduğu sabit olmakla birlikte, davacı iş sözleşmesinin kendisi tarafından haklı nedenle feshedildiğini iddia etmemiştir....
Mahkemece, davalı işverenin iş sözleşmesinin feshi ile ilgili herhangi bir delil ibraz etmediği ve iş sözleşmesinin feshinde ne gibi uygulamalar yapıldığını da ispatlayamadığı, ayrıca feshin son çare olması ilkesinin de işverence dikkate alınmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyada mevcut belgelerden davacının yasal haklarının ödenmesi şartıyla iş sözleşmesinin feshedilmesine muvafakat ettiği anlaşılmaktadır. Davacı işçi dava dilekçesinde bu belgeye karşı irade fesadına dair bir açıklamada bulunmamış, yargılama sırasında da bu yönde bir delile dayanmamıştır. Davacı tanığı iş sözleşmesinin sona erdirilmesi ile ilgili beyanda bulunmamış, buna karşın, davalı tanıkları davacının dilekçeleri kendi isteği ile verdiğine dair anlatımda bulunmuşlardır. Somut olayda, davacı iş sözleşmesinin sonlandırılmasını 16.06.2010 ve 29.06.2010 tarihli dilekçeleri ile istemiş, işverence de davacının isteği doğrultusunda iş sözleşmesi sona erdirilmiştir....
Mirastan feragat sözleşmesi ve kapsamı Türk Medeni Kanunu'nun 528 ve devamındaki maddelerinde düzenlemiş olup, miras sözleşmesinin bir çeşididir. TMK'nın 545. maddesi uyarınca miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur. (Yargıtay İ. B. K. 11.02.1959 tarih 16/14 sayılı Kararı) Vasiyetnamenin açılması ise TMK'nın 596. Maddesinde düzenlenmiş olup vasiyetname açılırken sulh hakimince izlenmesi gereken usul belirtilmiştir. Miras sözleşmesinin ve bu kapsamda yer alan mirastan feragat sözleşmesinin "resmi vasiyetname şeklinde yapılması hususu yalnızca" geçerlilik şekline ilişkin olup, mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunacağına ilişkin kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin mirasbırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesine dair de bir düzenleme söz konusu değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kısıtlı ... adına yapılan rızai taksim sözleşmesinin infazı için işlemlerin yapılması ve kısıtlı ile ... arasında yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin onaylanması istenilmiş, mahkemece davanın kabulü ile rızai taksim sözleşmesinin ve ölünceye kadar bakma sözleşmesinin onaylanmasına karar verilmiş, karar ilgili kişiler ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Vasi ..., vesayeti altındaki kısıtlı adına yapılan rızai taksim sözleşmesinin infazı için işlemlerin yapılması ve kısıtlı ile dava dışı ... arasında yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin onaylanması istenilmiş, Mahkemece davanın kabulü ile rızai taksim sözleşmesinin ve ölünceye kadar bakma sözleşmesinin onaylanmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin başlangıçtan itibaren iptali istemine ilişkin davada Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk ve Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesinin iradesi dışında ve hileyi de içermesi nedeniyle başlangıçtan itibaren iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, açılan davanın kira akdinin iptali, yani akdin feshi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın kira sözleşmesinin hileli olmasından, aykırılığı nedeniyle kira sözleşmesinin kurulduğu andan itibaren geçersizliğine yönelik olduğunu, görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirleneceğini yönünde hüküm kurmuştur....
Davacı bayilik sözleşmesinin 18. maddesi ile belirlenen 200.000 -USD cezai şart ile anlaşmanın bitim tarihine kadar davacının kar kaybı alacağından 10.000 -USD nin davalıdan tahsili talep edilmiştir.Davanın tarafları arasında 14.07.2011 tarihli kira sözleşmesi imzalanmış ,kira sözleşmesinin asıl kiracı davalı ve malik arasında imzalanan sözleşme dahilinde davacıya "alt kiracı" olarak kiralanmasına ilişkin olduğu ,alt kira sözleşmesinin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl süre ile devam edeceği,asıl kira sözleşmesinin herhangibir nedenle sona ermesi halinde alt kira sözleşmesinin devam edeceği kararlaştırılmıştır. Bayilik sözleşmesinin 12,anlaşmanın süresi başlıklı madde de ise , satış yerinin kurulu bulunduğu taşınmazın BP ye kiralanmasına ilişkin olarak asıl kiracı ile BP arasında akdedilen kira sözleşmesinin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl olarak belirlenmiştir....
Bozma sözleşmesinin geçerliliği konusunda bütün bu hususlar dikkate alınarak değerlendirmeye gidilmelidir. Somut olayda davacı bozma sözleşmesinin kendisine işveren tarafından “tazminat istiyorsan ... sözleşmesinin feshedilmesini kabul etmelisin” denilmek suretiyle zorla imzalatıldığını, davalı taraf ise ... sözleşmesinin karşılıklı anlaşma yolu ile sona erdirildiğini belirtmiş, mahkemece davalı tarafın tanık dinletme talebi üzerine “dosyanın içeriği ve geldiği aşama dikkate alınarak” davalının tanık dinletme talebi reddedilmiştir. Dava konusu olayda doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmalı, gösterdiği tanıklar dinlenmeli ve bundan sonra elde edilecek bilgilerle birlikte deliller yeniden değerlendirmeye tabi tutularak, davacının ... sözleşmesinin geçerli ya da haklı bir sebeple veya karşılıklı anlaşma yolu ile sona erdirilip erdirilmediği belirlenmelidir....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin, belirli süreli iş sözleşmesinin Kanun’da öngörülen koşullarını taşımaması sebebiyle belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu, davacının ise çalışmaya devam etmesi yönündeki teklifi kabul etmeyerek belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın sona erdirdiği, bu sebeple kıdem tazminatına hak kazanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz Başvurusu: Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Davacı ve davalı arasındaki temel sorunlar, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin türü, iş sözleşmesinin sona erme biçimi ve davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmayacağı ile ilgilidir....
Davacı işçinin çalışma süresi ve iş sözleşmesinin emeklilik ile son bulduğu hususları çekişmesizdir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin feshinde hak edildiği halde kullanılmamış yıllık izin ücretlerinin toplu iş sözleşmesinin hangi düzenlemesine göre ödeneceği noktasında toplanmaktadır. Fesih tarihinde yürürlükte olan 01.03.2010-29.02.2012 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesinde, yıllık izin süreleri, iş sözleşmesi yürürlükteyken yıllık iznin uygulanması ve sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti ayrı maddeler halinde düzenlenmiştir. Toplu İş Sözleşmesinin 44/1-b. maddesinde, yıllık ücretli izinler başlığı altında, yıllık izin kullanmakta olan işçiye izin döneminde ödenmesi gereken ücretin % 55 zamlı verileceği belirlenmiş; 29. maddesinde ise iş sözleşmesinin feshinde izin ücreti başlığı altında, fesih tarihinde kullanılmamış yıllık ücretli izne ilişkin ücretin sözleşmesinin sona erme günündeki şartlara göre hesaplanarak ödeneceği düzenlemesi getirilmiştir....
Ancak toplu iş sözleşmesinin yararlanma maddesinin de değerlendirilmesi gerekir. Toplu iş sözleşmesinin 6/c maddesinde birleşme öncesi ... işçisi olarak çalışanlar bakımından ayrık bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de davacı işçinin sendika üyeliğinin bildiriminden önce 28.09.2006 tarihinde imzalanan protokolde, ..., ... Center, ... Depo ve Tanet işyerlerinde çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesinin 52,53 ve 55. maddeleri dışında kalan parasal ve ayni hak sağlayan hükümlerden yararlanamayacağı kararlaştırılmıştır. Sözü edilen protokol toplu iş sözleşmesinin taraflarınca imzalanmış olup toplu iş sözleşmesinin eki mahiyetindedir. Bu itibarla birleşme öncesi ... işçisi olarak çalışan davacı bakımından toplu iş sözleşmesinin parasal ve ayni haklarından yararlanma, 01.05.2005- 30.04.2007 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin 52,53 ve 55. maddeleri ile sınırlıdır....