Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ: 31/08/2022 tarihli ara karar NUMARASI: 2021/833 Esas (Derdest) DAVANIN KONUSU: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 21/02/2023 Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, kaba inşaat yapılması işini konu alan eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece istinafa konu 31/08/2022 tarihli ara kararı ile, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı taşeron şirket vekili, davalı arsa sahipleri ile diğer davalı yüklenici şirket arasında arsa payı karşılığında yapımı kararlaştırılan inşaatın kaba inşaat işinin müvekkili tarafından yapıldığını ve taraflarca yapılan anlaşma gereği...

    Hukuk Dairesisinin görevi ise "Ticari nitelikteki alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalar (ihtiyati haciz talebine ve ihtiyati hacze itiraza ilişkin davalar dâhil) sonunda verilen hüküm ve kararlar"dır. Dolayısıyla istinaf konusu yapılan ilk derece mahkemesi kararının incelenmesinde Dairemiz görevli değildir. Açıklanan nedenlerle, Dairemizin iş bölümü yönünden görevsizliğine, dosyanın görevli ve iş bölümü bakımından yetkili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.13.14 ve 43. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:İş bölümü yönünden Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE,Dosyanın istinaf incelemesi yapmakla görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 352/1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oy birliği ile karar veridi. 22/04/2021...

      GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava, ticari nitelikteki alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 5235 sayılı Yasa m. 35/2 uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi hukuk ve ceza daireleri aralarındaki işbölümü, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 25/06/2020 tarihli ve 564 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İşbölümü kararının 22. Hukuk Dairesi'ne ilişkin bölümünün (1) numaralı bendinde "Ticari nitelikteki alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalar (ihtiyati haciz talebine ve ihtiyati hacze itiraza ilişkin davalar dâhil) sonunda verilen hüküm ve kararlar,..."ın istinaf incelemesinin işbu Daire tarafından yapılacağı belirtildiğinden HMK m. 352/1,a uyarınca, dosyanın 22. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22....

        Dairemiz "tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara" bakmakla görevli ise de, davaya konu ticari ilişki mal alım satımından kaynaklanmaktadır. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 7035 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi gereğince Hukuk Dairelerinin numaraları ile aralarındaki iş bölümünün belirlenmesine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin kararı gereğince "Ticari nitelikteki alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalar (ihtiyati haciz talebine ve ihtiyati hacze itiraza ilişkin davalar dâhil) sonunda verilen hüküm ve kararlar" yönelik istinaf kanun yolu başvurularını inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12,13, 14 ve 43. Hukuk Dairesine verilmiştir....

          İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talep eden vekili, alınan kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, ticari davalarda TTK'nın 5/a maddesi uyarınca arabuluculuk dava şartının kabul edildiğini, bu konuda kararlar bulunduğunu, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunun açık olup açılacak menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuk süresi geçirilene kadar müvekkili aleyhine muhtemel icra takipleri nedeniyle telafisi güç zarara upramaması adına senedin takibe konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir. GEREKÇE : Talep, kıymetli evraktan kaynaklanan talepte bulunanın keşidecisi arşı tarafın lehtarı olduğu senedin icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir....

            Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/10/2021 tarih ve ... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir kararına itiraz eden karşı taraf davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, taşıma sözleşmesine konu olan eşyanın davalı tarafından Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesinin .... sayılı dosyasında verilen karar ile ... .... tevdi edildiğini dilekçelerden öğrendiklerini, davalının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan en fazla 4.000,00 Dolarlık alacak için 55-60 bin Dolarlık eşyanın ... tutulduğunu ve antrepo masraflarının gün geçtikçe maliyet unsuru olarak zarara eklendiğini, müvekkilinin ticari itibarının daha fazla zarar görmemesi için yurt dışından sipariş teklifi aldığını, davalının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan...

              (2) Teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebilir." şeklinde olduğu, anılan kanun maddeleri dikkate alındığında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için teminat alınmasının gerektiği, ihtiyati haciz talep edenin teminat yatırmaktan muaf olmadığı, İİK.'nun 259. maddesinde "Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder." teminatsız ihtiyati haciz kararı verilebilmesine ilişkin hükümlerinin yer aldığı, dava konusu alacağın bu niteliklerde bir belgeye dayanmadığı, ayrıca kefalet sözleşmesinin limitinin belirlenmediği, TMK.'nun 583. maddesinde yer alan şekil şartlarının varlığının tespiti ile geçersiz sözleşmede yer alan kefalet hükmünün akıbetinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....

              İlk derece mahkemesince; "İhtiyati haciz talebinin REDDİNE..." karar verilmiş olup, karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu,davalının borçlu olduğunun sabit olduğunu belirterek, İlk Derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair karar verilmesini talep etmiştir. Dava, araç alım satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin davalıya piyasa değeri 300.000,00 TL civarında olan aracını 235.000,00 TL'ye sattığını davalının toplamda 188.500,00 TL ödeme yapıp kalan 46.500,00 TL'yi ödemediğini belirterek alacak talebinde bulunmuş, dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati haciz ve 34 XX 670 plakalı aracın satışını önleyecek şekilde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....

              Talep, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin ara kararına karşı istinaf başvurusudur. Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir hakkında verilen kararlara karşı ancak belli durumlarda istinaf yoluna başvurulabilecektir. Nitekim, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 396. maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın istinaf yoluna götürülemeyeceği aslında kanun koyucunun da açık ve bilinçli bir tercihidir. Bunun gibi teminat karşılığında tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen 395. maddesinde de aynı yönde bir düzenleme yapılmıştır. Zira sözü edilen HMK’nın 395. maddesinin üçüncü fıkrasında ve 396. maddenin ikinci fıkrasında itiraz hakkında 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarının kıyasen uygulanacağı açıkça belirtilmiştir....

              Davalı vekili, müvekkili şirket hakkında açılan iflas erteleme davasında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu yüzden kira bedellerinin ödenemediğini, davacının sözleşmeyi feshinde ve talebinde haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen kira borcunun bulunduğu, davalıya keşide edilen ihtarnamede verilen süre içerisinde borcun ifa edilmediği ve sözleşmenin haklı olarak feshedildiği, davacının malın iadesi talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne sözleşmeye konu emtianın davacıya aynen iadesine, ihtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu