Davalı, sözleşmenin haksız feshedilmediğini, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü tarafından 2011-2013 yılları arasında yapılacak olan WTA Tour Championship Tenis turnuvaları için Sinan Erdem Spor Salonunun tahsis edildiğini, söz konusu spor salonunda hali hazırda bir skorboard sistemi bulunmakta olup salondaki her türlü tasarruf yetkisinin Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'ne ait olduğunu, bu nedenle sözleşmenin feshinin sözleşmenin 10. maddesinde değinilen mücbir sebeplerden olduğunu, ayrıca 2010 yılından itibaren düzenlenmeyen WTA İstanbul Cup Turnuva bedellerinin talep edilmesinin de sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını savunmuştur....
KARŞI OY YAZISI Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesinde sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 1 yıl olacağı düzenlenmiş devamı maddesinde ise fesih ve infisah şartları hüküm altına alınmış olup müddet sonunda yenilenmemesi de bu şartlardan birisidir. Sözleşmenin kuruluş tarihi 20.04.2001 olup, ilk 1 yıllık süre 20.04.2002 tarihinde sona ermektedir. Bu tarihten sonra davacıya verilen yetkilerle sözleşme bir yılı kapsar şekilde uzatıldığı, en son 01.01.2007 tarihli yetkiden sonra sürelerin 30.06.2007’ye kadar 6 ay, 30.06.2007-31.12.2007 arası 6 ay, 01.1.2008-20.06.2008 arası 6 ay ve son olarak da 30.06.2008 tarihinde verilen yetki ile yine 6 aylık süreyle 31.12.2008 tarihine kadar uzatıldığı görülmüştür. 31.12.2008 tarihinden sonra sözleşmenin 3.1.5. maddesinin son cümlesinde belirtilen ve sözleşmenin yürülük şartı olan teminatın iadesi faks yazısıyla davacı tarafından istenilmiştir....
SAVUNMA : Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, anahtar teslim götürü bedel olarak imzalandığını ve tasfiye süreci dahil olmak üzere davacı şirket ile yapılan tüm işlemler, sözleşmeye uygun şekilde gerçekleştirildiğini, ancak davacı şirketin, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getiremediğini ve iş bu sözleşmeni, Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre feshedildiğini, davacı şirketin, sözleşmenin feshinden sonra sözleşmenin türüne karşı itirazlarını sunduğunu ve sözleşmenin devamı aşamasında bu yönde herhangi bir itirazı bulunmadığını, oysaki sözleşmenin türüne ilişkin itirazların, ihale aşamasının konusu olduğunu, müvekkili İdarenin, aldığı her kararda ve firma ile yaptığı her yazışmada imzalanan sözleşmede yer alan hükümlerin dışına çıkmadığını; hukuka aykırı herhangi bir işlem tesis etmediğini, davacı şirketin, sözleşmeden doğan yükümlüğünü yerine getiremediğinden sözleşmenin feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davanın hukuki nitelendirmesinin mahkemeye ait olduğunu, sözleşmenin 29 ncu maddesinin uygulanamayacağı görüşünün yerinde olmadığını, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin 9 ve 26 ncı maddelerinin göz önüne alınması gerektiğini, sözleşmenin 5 nci maddesinin geniş yorumlandığını, sözleşmenin 9 ncu maddesinde süresinin üç ay olduğunun belirtildiğini, dosyadaki tüm raporlarda sözleşmenin haksız feshedildiğinin belirtildiğini, ihale edilen işin bedelinin 5.968.607,10 TL olup 2.316.163,76 TL tutarında iken işin sonlandırıldığını, işin %80i bitmediğini, sözleşmenin 29 uncu maddesine göre munzam zararlarının hesaplanması gerektiğini, ilk 1.5 aylık süre zarfında gelir-gider kazanç kaybı hesabı yapılmış ise de bu hesabın 4735 sayılı Yasa kapsamında doğru bir hesaplama olmadığını, sözleşmenin haksız feshi sebebiyle 828 işçinin işe erken giriş ve çıkışlarından kaynaklanan KDV ve SGK zararlarının munzam zarar olarak hesaplanması gerektiğini...
Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairemizin 25.04.2022 tarih, 2020/8442 E. ve 2022/3376 K. sayılı kararı ile "Mahkemece, sözleşmenin 7.1.1. maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmişse de, gerek dosyada alınan bilirkişi raporunda saptanan olgular gerekse sözleşmenin 15. maddesi ve İdari Şartnamenin 24. maddesi ile, sözleşmenin yürürlüğü sırasında vergi yükümlülüğünden kaynaklanan artışlarda davacı yüklenicinin sorumluluğunun açıkça belirtildiği, davanın her iki tarafı da tacir olmakla, karşılıklı yükümlülüklerin açıkça belirlendiği durumlarda sözleşmenin aksine bir yorumla sonuca gidilmesinin sözleşme özgürlüğü kapsamında mümkün olmadığı, her ne kadar Mahkemece, sözleşmenin 7. 1. 1. maddesinin yine sözleşmenin 15. maddesinin istisnası olduğu belirtilerek sonuca gidilmişse de, 15. maddede açıkça, 7.1.1. maddenin istisna olduğu belirtilmediği gibi, eldeki dava açısından açıkça...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin geriye etkili feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı yüklenici şirketle müvekkili arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile kararlaştırılan inşaatın hukuki imkansızlık ve ifa imkansızlığı nedeniyle yerine getirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili olarak feshini ve tapu kaydındaki şerhin terkinini; talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin başından itibaren yüksek gerilim hattının varlığı bilinerek ve bu duruma esneklik getirecek şekilde sözleşme imzalandığını savunarak, sözleşmenin geçerliliğinin devamını, haksız açılan davanın reddini istemiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin (1) yıllık süre ile devam ettiğini ve 2002 yılında davalı tarafından sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca davalıya 7.000 YTL teminat yatırdığını, davalının sözleşmenin fesh edildiğinde teminatı gelir kaydedip müvekkiline iade etmediğini davalının bu isteminin BK’nun 19-20.maddesine aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100. YTL’nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 31.10.2001 tarihinde sözleşme imzalandığı ve sözleşmenin 5.maddesi uyarınca davacının teminat yatırdığını ancak davacının sözleşme hükümlerine aykırı davranışı sonucu sözleşmenin 26.12.2005 tarihinde fesh edilip, teminatın da gelir kaydedildiğini, yapılan işlemin sözleşme hükümleri ve kanuna uygun olduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Kaldı ki sözleşmenin işbu 6.maddesinin 3.madde ile birlikte değerlendirilmesinde, sözleşmenin süre sonunda ancak tarafların karşılıklı mutabakati ile yenilenebileceği göz önüne alındığında sözleşmenin süresinin bitmesinden 60 gün evvel feshi ihbar edllmediğinde sözleşmenin 1 yıl yenilenmiş sayıldığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının sözleşmenin yenilenmiş sayılmasına dayalı olarak ücret ve cezai şart talebi mahkememizce yerinde görülmeyerek reddedilmiştir....
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; bilirkişi raporunun hukuka ve maddi gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmenin Şubat 2014'te başlatılmış olup 2 yıl süreli olarak hüküm süreceğini, sözleşmenin bitiminden 90 gün önce feshedilmediği sürece 1 yıl uzatılacağına hükmedildiğini, buna karşılık sözleşmeye dair 8. Madde ile bağlantılı hükümlerin 2 yıl için akdedildiğini, cezai şartın sözleşmenin ilk 2 yılı için geçerli olduğunu, sözleşmenin feshine dair 10....
Taraflar arsında imzalanan sözleşmenin incelenmesinde; sözleşme başlığının "temsilci sözleşmesi" olarak yazıldığı 1. maddesinde temsilcinin görevleri, 2. maddesinde şirketin görevleri, 3. maddesinde sözleşme süresi, çıkış ve tazminat hükümlerinin düzenlendiği ve 4. maddesinde diğer koşulların düzenlendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında sözleşme yaparken her ne isim altında yaparlarsa yapsınlar bu sözleşmenin hukuki yorumlaması hakime aittir. Taraflar arsında yapılan bu sözleşmenin Borçlar Kanunu 520. vd. maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesi olduğu kanaatine varılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2/f 1. cümle ile 2/f 2. cümlesinin birbiri ile çelişki halinde olduğu allaşılmaktadır....