, sözleşmenin adap ve ahlaka aykırı olacağı, bu durumda sözleşmenin tamamen ya da ilgili maddelerinin iptal edileceğine dair Yargıtay içtihatları bulunduğunu, davacının istemlerinin zaman aşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, davaya konu sözleşmenin Hastane Başhekimliği tarafından imzalanmış olmasının mevzuat hükümlerine uygun olduğu, sözleşmenin geçerli ve ilgili bakanlığı (Sağlık Bakanlığı) bağlayıcı mahiyette bulunduğu, sözleşmeye aykırılık halinde Bakanlığın sorumlu olacağı, sözleşmenin fiilen uygulanmaz hale geldiği, sözleşme taraflarından birinin kendi iradesiyle başka bir kurumun bünyesinde birleşmesinin fiili imkansızlık olmayıp, sözleşmenin dolaylı ihlali olduğu, davacının cezai şart talep hakkının doğduğunun ilke olarak kabul edildiği, sözleşmenin .... maddesiyle sözleşmenin süresinden önce feshi halinde, kurumun 120.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin tümü birlikte değerlendirildiğinde üç yıllık maaş ödemesi karşılığında davacının yaptığı ödemenin tamamının cezai şart olarak ödenmesinin fahiş bulunduğu, BK'nın 161/.... maddesine göre; hakimin fahiş gördüğü cezaları tenkis ile mükellef olduğu, davalı tacir olmadığına...
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 4.900 TL kira parası, 610 TL ortak gider bedeli ve 8.437 TL hor kullanma tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik olmamasına göre temyiz eden davalı ...’in temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı ...’in temyiz itirazlarına gelince ; Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı ...’in kiralananda 28.08.2006 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, ancak kiralanan dairenin kiracının kardeşi diğer davalı ... tarafından kullanıldığını, sözleşmenin özel 11. maddesi gereğince sözleşmenin sona ermesinden iki ay önce tarafların yazılı ihbarda bulunmaması halinde sözleşmenin bir yıl daha uzamış sayılacağını, davalının bu konuda bir ihbarda bulunmaması nedeniyle sözleşmenin yenilendiğini, buna karşın Ağustos 2007 ayı kirasının ödenmediğini, bu...
Taraflar arasında imzalanmış olan 22.07.2010 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin 2. maddesine göre sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğu, taraflardan herhangi birisi işbu sözleşmenin bitiminden iki ay önce sözleşmeyi feshettiğini yazılı olarak karşı tarafa bildirirse sözleşmenin süresi sonunda fesih olacağı, aksi takdirde sözleşme bir yıl daha uzamış olacağı hükmü yer almaktadır. Davalı taraf 23.10.2012 tarihinde yolladığı ihtarla sözleşmeyi feshettiklerini ve süresi sonunda sözleşmeyi yenilemeyeceklerini bildirmiştir. Sözleşmenin bu hükmü karşısında davalı tarafından davacı avukatın haksız azledildiğinden bahsedilemez. Taraflar arasındaki sözleşme hukuken geçerli olup tarafları bağlar ve somut uyuşmazlığın çözümünde sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Sözleşmenin 5. maddesinde "...konusunu para teşkil eden alacak ve tazminat davalarında kanuni avukatlık ücreti hariç olmak üzere tahsilat üzerinden %10 avukatlık ücreti avukata ödenir " ifadeleri yer almaktadır....
Davalı vekili, davacının bayilik sözleşmesini tek taraflı sona erdirmesinden sonra davacı ile başka bir sözleşmenin yapılmadığını, sözleşmenin sözleşme görüşmeleri safhasında kaldığını, davacı ile mutabık olunamadığından sözleşmenin kurulmadığını, davacının dayandığı mail yazışmalarında icaba uygun bir kabul beyanın olmadığını, sözleşmenin kurulmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Şekil zorunluluğunun birinci istisnası, sözleşme adi yazılı şekilde olsa bile taraflardan birinin edimini tamamen veya reddolunmayacak oranda yerine getirmiş olması halinde diğer tarafın artık bu sözleşmenin geçersizliğini ileri süremeyeceği kuralıdır. Çünkü böyle bir davranış TMK'nın 2. maddesinde tanımlanan bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni koruma kuralına aykırı düşer. Somut olayda; davacı tarafından sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesi talep edilmiş olup; taraflar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı, tapu devri yapılmadığı gibi sözleşmenin geri dönülmeyecek şekilde ifası söz konusu olmadığından, geçerli bir KKİS’ den bahsedilemez. Bu nedenle, “çoğun içinde az da vardır”, ilkesi gereğince fesih yerine sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerekmektedir....
Yerel mahkemece taraf teşkili sağlandıktan sonra arsa sahiplerine belirsiz bir süre bekleme yükümlülüğünün yüklenemeyeceği, davalı yüklenicinin temerrüde düştüğü ve bu şartlarda sözleşmenin feshi koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, sözleşmenin feshine karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 27....
Davacı davaya konu ruhsatı devralarak sözleşmenin tarafı olmuştur. Sözleşmenin 8. maddesinde; rödevansçının iflası, işlerini tasfiye etmesi veya mücbir sebep dışında yılda toplam 4 ay süreyle sahada çalışma yapmaması halinde sözleşmenin tek taraflı feshedileceği düzenlenmiştir........ Müdürlüğü'nün tespitlerinden kiracı tarafından açılan ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilen dava dosyasındaki bilirkişinin raporundan ve davalının cevap dilekçesindeki kabule ilişkin beyanından davalı kiracının 2008 yılından beri sahada faalliyet göstermediği anlaşılmaktadır. Davalının sahada çalışma yapmaması hali sözleşmenin 8. maddesinde yazılı akde aykırılık nedenini oluşturacağından davacı tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetmekte haklıdır....
Dava taraflar arasında düzenlenen Bayilik Sözleşmesi gereğince sözleşmenin haksız feshi nedeniyle istenen müspet zarar ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı şirketin sözleşme uyarınca eksik ürün aldığı, sözleşme hükümlerini yerine getirmediği kabul edilerek sözleşmenin davalı yanca haksız feshedildiği kabul edilmiş, söz konusu karar davalı yanca temyiz edilmediğinden sözleşmenin haksız feshi sabit hale gelmiştir. Mahkemece sözleşmenin haksız feshedildiği kabul edildiğine göre mahkemece hüküm altına alınan müspet zararın (her ne kadar menfi zarar denilmiş ise de) yanında sözleşmenin 9.maddesi uyarınca, sözleşmenin davalı alıcı tarafından haksız feshedilmesi sebebiyle ayrıca cezai şart da talep edebileceği gözetilmeksizin cezai şart isteminin reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
gerekmiştir. 2- Taraflar arasındaki sözleşmenin 33. maddesinde bayiinin sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi halinde 32. maddede yer alan yükümlülükten (mahrum kalınan kar karşılığı tazminat) ayrı olarak cezai şart da talep edilebileceği açıkça hükme bağlanmıştır....