Davalı vekili, davaya dayanak sözleşmenin TMK'nın 345. maddesi gereğince hükümsüz olduğunu, sözleşmenin yapıldığı tarihte reşit olmayan müvekkilinin kendisini borç altına sokan, mal varlığını azaltacak sözleşmenin anne-babası tarafından imzalandığını, o tarihte yürürlükte bulunan TMK'nın 271.maddesi gereğince küçüğe kayyum atanması ve sözleşmenin hakim tarafından onaylanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Yurtçu adına düzenlenen reçetenin 3. sırasındaki yazılı ilacın aslında “Rivanol” olduğu halde, değişik kalemle “Purinol’a” dönüştürüldüğü ve bu haliyle reçetenin davacı tarafından yapılıp, idareye fatura edildiği, bu durumun fark edilmesi üzerine idarece, 9.12.2005 tarihinde sözleşmenin feshini düzenleyen IV. Bölümünün 1/İ maddesi hükmüne göre 7 yıl süre ile sözleşmenin fesih edildiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, taraflar arasında da çekişmesizdir. Taraflar arasındaki matbu sözleşmenin “sözleşmenin feshini gerektiren hususlar” başlıklı IV. Bölümünün 1. maddesinin I.bendi “reçeteler üzerinde tahrifat yapılması” halinde “7 yıl” süre ile sözleşmenin feshini gerektirdiği belirtilmektedir. Sözleşmede bu tahrifatın kimler tarafından yapılması halinde bu müeyyidenin uygulanacağına dair her hangi bir açıklama bulunmamaktadır....
Davalı vekili, sözleşmenin 4. maddesine göre sözleşmenin 31.12.2011 tarihinde sona erdiğini, davacı tarafın bu tarihten sonra sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunamayacağını, sözleşmede 31.12.2011 tarihinden sonra sözleşmenin yenileneceğine dair bir hüküm bulunmadığını, ek sözleşme de yapılmadığını, 01.01.2012 tarihinden sonra tarafların karşılıklı iradeleri ile fiili olarak belirsiz bir süre için karşılıklı edimlerini ifaya devam etmelerinin sözleşmenin bir yıl daha yenilendiğini sonucuna götürmeyeceğini savunarak davanı reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 18.12.2013 günlü ve 2013/6644 Esas, 2013/8125 Karar sayılı ilamı ile sözleşmenin 4.4 maddesinin 3. bendine göre davacının fesihten dolayı doğmuş olan zararının varsa tespiti gerektiği, dava konusu zararın olup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarının araştırılarak bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur....
Davalı, davacı ile imzalanan sözleşmenin bir yıl süreli olduğunu, feshedilmeyen sözleşmenin ikinci yılın sonuna kadar devam edip, 30.10.2003 tarihinde de sona erdiğini, bu tarihten sonra ise yazılı bir sözleşmenin yapılmadığını, 30.10.2003 ile 30.12.2005 tarihleri arasında, yapılan sözlü anlaşmaya göre davacının avukatlık hizmeti verdiğini, bu tarihler arasında verilen hizmetin de davacı tarafından kesilen serbest meslek makbuzları karşılığı ödendiğini, davacıya karşı herhangi bir borçları bulunmadığını, 2006 yılı başından itibaren başka bir avukatla sözleşme yapıldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....
sözleşme olduğunu, ödeme gücü kalmadığından davacı tarafından sözleşmenin 18.02.2020 tarihinde feshedildiğini, TKHK m. 5 hükmünce sözleşmenin 10- b ve c maddelerinin haksız şart oluşturduğunu belirtmiş ve sözleşmenin haksız şart oluşturan bu maddelerinin iptali ile davacının uğradığı zararın giderilerek davalıda kalan organizasyon ücretinin ve altı ay sonra iade edileceği beyan edilen aylık ödemelerin sözleşmenin feshinden itibaren başlayacak faiziyle iadesine karar verilmesi talep edilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı....arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince vermeyi vaad ettiği taşınmazı boşaltarak davacı yüklenicilere vermediği, sözleşmenin geçerli olmadığına dair dava açıldığı...Asliye Hukuk Mahkemesi... sayılı kararı ile sözleşmenin geçerli olduğuna hükmedildiği, davacıların taraflar arasında yapılan Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesine dayanarak taşınmazın boşaltılarak boş olarak kendisine teslimini mahkemeden talep edemeyeceği, davacının sözleşmenin feshini talep edebileceği, ancak sözleşmenin feshine yönelik herhangi bir dava açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir....
sözleşmenin hiçbir maddesinde yer almadığını, davalı ... şirketi tarafından hiçbir hukuki dayanağı bulunmaksızın gerçekleştirilen sözleşmenin feshi sebebi ile müvekkilinin şirketin maddi manevi büyük zarara uğradığını, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlar dolayısıyla 10.000 TL manevi tazminat ve 15.000 TL maddi tazminat tutarına, sözleşmenin feshi tarihinden itibaren uygulanacak ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
şimdiden beyan, kabul ve taahhüt eder." ifâdesinin yer aldığını, mahkemenin bu maddeyi geniş ve yanlış yorumladığını,15/03/2016 tarihli sözleşmenin 3. maddesinin doğru değerlendirilmesinin ihtilafın çözümünde önemli rol oynayacağını, sözleşmenin 2....
Noterliğinin 20.12.2017 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesinde açıkça 30.01.2013 tarihli sözleşmenin 14.3. Maddesi gereğince sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, bu sebeple mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece, davacı yüklenici tarafından davalılara karşı açılan sözleşmenin feshi ve tazminat istemine ilişkin davada, her ne kadar sözleşmenin feshi koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, TMK'nın 692. maddesi uyarınca davaya konu 20.11.2009 tarih,18259 yevmiye nolu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan tüm arsa sahiplerine husumetin yöneltilmesi gerekir. Oysa sözleşmenin tarafı olan ...e husumet yönetilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı vekiline sözleşmenin tarafı olan ...e karşı dava açılıp görülmekte olan iş bu davayla birleştirilmesi için süre verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....