GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 12/06/2012 tarihli LNG Sıvılaştırılmış Doğal Gaz Satış ve Sistem Teslim Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği davalı şirket işletmesinin LNG ihtiyacını 5 yıl süre ile müvekkili şirketten karşılamayı kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşme devam ederken 10/12/2015 tarihinde sözleşmenin süresi 31/12/2018 yılına uzatıldığını ve bu protokolün 12/06/2012 tarihli sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğunun kabul edildiğini, LNG satış sözlemesinin 12.1 nolu sözleşmenin süresi başlığı altında sözleşmenin bitmesine 2 ay kala tarafların bir araya gelerek sözleşmenin sona erdirilmesi konusunda mutabakata varamamış olursa sözleşmenin 2 yıl daha uzamış olacağının kabul edildiğini, dolayısıyla 31/12/2018 tarihinde bitecek sözleşmenin 31/12/2020 tarihine kadar uzadığını, ancak davalı şirketin sözleşme süresi bitmeden 01/11/2019 tarihinde sözleşmeyi sona erdirdiğini taraflarına bildirdiğini ve taraflarına ait olan tank ve malzemelerin...
Buna rağmen, mahkemece, diğer davalı ... tarafından imzalanan sözleşmenin görünüşte temsil nazariyesi gereği davalı şirketi bağladığı ve sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü isabetli olmamıştır. Öte yandan sözleşmenin 2. maddesi, ''katılım sözleşmesini imzalayıp peşinat ve bakiye için çek/senet/mail order talimatı veren katılımcının yer tahsisi kesinleşmiş sayılır'' hükmünü içermekte olup, mahkemece, anılan hükmün geciktirici şart niteliğinde olduğu ve davalı tarafça peşinat ve bakiye için çek, senet , mail order talimatı verilmediğinden, sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başlamadığı kabul edilmiş ise de, sözleşmenin ödeme planı bölümünde herhangi bir peşinat ve bakiye bedelinin kararlaştırılmadığı, bu durumda sözleşmenin geçerliliğinin belirsiz bir şarta bağlanmış olacağı gözetildiğinde söz konusu hükmün geciktirici şart olarak kabulü isabetsiz olmuştur....
Kaldı ki; sözleşmenin 8/2. maddesine göre; “taraflardan biri kendi yükümlülüğünü yerine getirmeyerek sözleşmenin uygulanmasını ve işin tamamlanmasını imkansız hâle getirecek olursa, diğer tarafın sözleşmeden doğan her türlü zarar ve ziyanını karşılayacağı” hükmü amirdir. Yüklenici sözleşmeyi feshetmediğini ancak arsa sahibinin sözleşmede açıkca taahhüt ettiği edimleri yerine getirmemesi nedeniyle arsa sahibinin sözleşmenin ifasının imkansız hale getirdiğini belirtmesine rağmen yüklenicinin akti feshetmiş gibi kabul edilerek müspet zararı isteyemeyeceğine karar verilmesi de yerinde değildir. Zira, sözleşmenin 8/2. maddesi çok açıktır. Sözleşmenin uygulanmasını ve yerine getirilmesini imkansız hale getiren arsa sahibidir. 8/2. maddede; sözleşmenin yerine getirilmesini engelleyen taraf sözleşmeden doğan diğer tarafın her türlü zarar ve ziyanını karşılayacaktır, hükmü gereğince, “her türlü zarar ziyan” ibaresi müspet zararıda kapsamaktadır....
Ancak davacı vekilince, yeni araçlar satın alınarak davacının davalı ile arasındaki sözleşme uyarınca taşıma yaptığı, sözleşmenin feshi nedeniyle zararın artmaması, yeni iş de bulunamaması nedeniyle davacının altı adet aracını zorunlu olarak piyasa değerinin altında sattığı ileri sürülmüşse de davacı vekilinin bu iddialarını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Davada taraflar arasındaki sözleşmenin imzalanmasıyla davacı tarafından ödenen damga vergisinin de davalıdan tahsili istenmektedir. Müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ya da vaktinde ifa edilmemesinden doğan alacaklının mal varlığının mevcut durumuyla, borç ifa edilseydi alacağı durum arasındaki farkı; menfi zarar ise sözleşmenin geçerli olarak kurulduğu inancının boşa çıkmasından doğan zararı ifade eder....
Karar sayılı kararı ile kaldırıldığı, söz konusu kaldırma kararında açıkça sözleşmenin feshinde tarafların ortak kusurunun bulunduğunun belirtildiği, taraflar ortak kusurlu ise sözleşmenin feshi durumunda tarafların birbirinden tazminat talebinde bulunamayacağı, sadece birbirlerinin mal varlıklarına kazandırdıkları artı değeri sebepsiz zenginleşme hükümleri içerisinde isteyebileceklerinin belirtildiği, söz konusu kaldırma kararının Yargıtay 15.Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği, söz konusu kararın kesinleşmesi nedeni ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshinde tarafların ortak kusurunun olduğunun mahkememizce kabul edilmesi gerektiği, sözleşmenin feshinde taraflar ortak kusurlu olduğundan tarafların birbirinden tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı, davacının talebinin dayanağını oluşturan noterlik makbuzunun sözleşmenin imzalanmasından dolayı yapılan bir harcama olduğu, davalıya yatırılan ya da davalının mal varlığının artmasına sebebiyet veren bir harcama olmadığı, sözleşmenin...
Ticaret A.Ş ile davalı ... arasında imzalanan sözleşmenin ...'in henüz sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği kabul edilen 25643 litrelik satışa ulaşmadan sözleşmenin 21.maddesi uyarınca, sözleşmenin ikinci maddesine aykırı davranarak, sözleşmenin feshine sebebiyet verdiğini, sözleşmenin 12.maddesi uyarınca kararlaştırılan ve davacı tarafça ödenen 7.000,00 TL'nin verildiği tarihten itibaren işlemiş ticari faizi ile birlikte T.C Merkez Bankası tarafından uygulanan avans işlemlerindeki faiz oranı ile hesaplanacak faizi ile birlikte davacı tarafa gereği vermesi gerektiğini mahkememize bildirmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; hesap uzmanı bilirkişisinden alınan rapora göre; davacı ... Ticaret A.Ş ile davalı ... arasında imzalanan sözleşmenin ...'...
Anılan maddede --- yükümlülükleri yerine getirmek için ---- --- kullanacağı belirtilmiştir.----- 18 maddede sözleşmenin feshi sebepleri belirlenmiştir. Sözleşmenin 18/1 maddesinde herhangi bir sebebe dayanılmaksızın sözleşmenin 2 yıl öncesinde feshedileceği düzenlenmiş aynı maddelerin 3.fıkra maddesi ---- sözleşmenin önemli bir hükmünü ihlal etmesi halinde bayiye-- verilen sürede -----feshedileceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin 18/6 maddesinde Ek-5/A 'da belirtilen anılan yükümlülükleri ihlali halinde usulüne uygun biçimde bildirimde bulunulacağı, 3 aylık makul bir süre tanınacağı verilen sürede düzeltici işlemlerde bulunulmaması halinde sözleşmenin derhal feshedileceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin Ek -5/A maddeleri temel yükümlülükleri Ek-5/C maddeleri ise fesih halinde uyulacak yükümlülükler belirlenmiştir....
Mahkemece, taraflar arasında akdedilen .../06/2004 tarihli bayilik sözleşmesinin 26. maddesi gereği sözleşmenin .../06/2009 tarihinde sona ermiş olduğu, bu tarihten sonra yapılan bir adet alımın sözleşmenin yenilendiği anlamına gelmeyeceği, 26. maddede öngörülen yeni bir sözleşmenin de akdedilmemiş olduğu, davacı yanın sözleşmenin 25. maddesi gereği keşide ettiği ihtarname sonrası cari tüp depozito bedeli kadar cezai şart talep edebileceği, bu kapsamda yapılan hesaplama sonrası talep edilebilecek cezai şart tutarının 30.302,75.TL olduğu, dava kısmi açılmış olmakla, tenkisin ileride açılabilecek davada değerlendirilmesi gerektiği, asıl davada talep edilen miktarın kabulüne karar verilmesi gerektiği, karşı davada ise, davacı-karşı davalının sözleşmenin .../06/2009 tarihinden itibaren ... yıl süre ile yenilendiğinin tespiti isteminin sözleşmenin 26. maddesinde belirtilen yeni sözleşme akdedilmediğinden yerinde olmadığı, karşı davada ikinci talep olan kar mahrumiyeti isteminin sona eren...
nın davalı şirketi kurması ile sözleşmenin davalı şirketle katılma yoluyla zımni olarak devam ettirildiğini, sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, ......
Sözleşmenin "kira mukabili verilecek LNLG tesisinin teslim şartları" başlıklı 3....