Davalı, edimlerin yerine getirilmesinin imar yasası gereği mümkün olmadığından arsa malikleri ile yapılan sözleşmenin feshedildiğini, bedelin iadesi talebinin zamanaşımına uğradını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davacı, davasında noterden düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin ifa imkansızlığı nedeniyle iptali ile ödediği bedelin iadesini istemiş, davalı ise süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Mahkemece Türk Borçlar Kanununun 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle geçmiş olduğu ve zamaşımını kesen herhangi bir hukuki sebebin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 22.11.1996 tarihli taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanmaktadır. Sözleşmeye dayanan davalarda zamanaşımı süresi BK 125. (TBK 146) maddesi gereğince 10 yıldır....
feshini ve ödenen 49.000 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada .... Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ve menfi tespit istemine ilişkindir. .... 2....
Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan ... 7....
E. ve İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin... E. sayılı dosyalarında itirazın iptali talepli dava açıldığını ve davaların İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, menfi tespit, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada Kocaeli 2.Tüketici ve Yalova 4....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; adi yazılı taşınmaz satımına ilişkin yapılan sözleşme uyarınca ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında 02.02.2017 tarihinde yapılan sözleşmede, davacıya sözleşmede nitelikleri belirli apart dairenin 80.000,00 TL ye satıldığı ve bedelin ödendiği yazıldır. Daha sonra yapılan ek sözleşmede ise, bedelin peşin olarak önceden alındığı yazılmıştır. Davacının duruşmadaki beyanından ve soruşturma dosyasındaki tarafların beyanlarından, davalının dava dışı Necmettin Günaydın'ın davacıya olan borcunu üstlendiği ve davacıya borca karşılık daire satma taahhüdünde bulunduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ile tapunun iptali istemine ilişkin olarak açılan davada Adana 4....
Davalı vekili, ..... kesin başvuru formunda ödenmesi gerekli olan 8.000 Euro pey akçesinin kaynağının franchise sözleşmesi ve protokolünün imzalanmaması halinde davalı müvekkili şirketçe harcanan emek, mesai ve masraflara ilişkin olarak alındığını, bu nedenle ödenen bedelin davacı tarafa iadesinin söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir....