Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde belirtilen fesih şartlarına uymadığı dolayısı ile haklı fesih nedeni sayılamayacağı, davacının icra takibine konu ettiği ---ait faturalarının sözleşmenin 7. Maddesinde belirlenen --- faturaya kadar olan kısmının------- uğradığı, ----- tarihleri arası faturaların vadesinin henüz dolmadığı, davacının davalıdan 25.06.2020 tarihli takibe konu faturalardan 32.051,53 TL tutarlı kısmının muaccel hale geldiği, davacının, -------- tarihi itibarı ile vadesi dolmuş ------ alacak için talep edebileceği işlemiş faizin yıllık %18,5 oran üzerinden toplam ------ tutar üzerinden takip tarihi itibarı ile alacak ve işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı'' yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir....

    Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu, cayma hakkının taşınmazın teslimiyle başlayacağı, dosya içeriğine göre taşınmazın henüz davacıya teslim edilmediği, sözleşmenin bu aşamada askıda olduğu, davacının cayma hakkını taşınmazın teslimine kadar dilediği zaman kullanabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan sözleşmenin devremülk satış sözleşmesi olarak düzenlendiği, sözleşmenin B bendinde “SATILAN DEVRE” başlığında taşınmazın niteliği belirtilmiş olup, taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

      Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre davacı bankanın taksitli ticari krediden dolayı takip tarihi itibariyle 7.368,72-TL'si asıl alacak olmak üzere toplam 7.550,05-TL alacaklı olduğu,davalı ... 'ın kabulünde olan toplam 8.374,20-TL'nin tespit olunan 7.550,05-TL banka alacağından fazla olduğundan bu alacak için itirazın iptaline karar verilmesinin talep olunamayacağı,dava konusu ticari kredili mevduat kredisi borcunun davalının kefalet imzası bulunmayan sözleşmelerden doğduğu ve bundan dolayı sorumlu tutulamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. Dava kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın kefilden tahsili istemiyle başlatılan icra takibinde itirazın iptali davasıdır. Dava konusu takibe konu yapılan 18.04.2013 tarihli kredi sözleşmesinde davalı kefilin imzası bulunmaktadır....

        Davalı vekili, davacının dönemsel ücret adı altında aylık faturalar ile bedel talep etme hakkının olmadığını, sözleşmenin davalı şirket adına tek imzalı olarak akdedildiğinden geçerli olmadığını, sözleşmenin geçerli olduğu düşünülse dahi davacının sözleşme ile üstlenmiş olduğu edimlerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatı istemiştir....

          SAVUNMA : Davalı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmenin 2. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, ... Ajansına sunulan projeler ve evrakların davalı şirket yetkilisi tarafından düzenlenerek sunulduğunu, değerlendirme sonunda firmanın destek almaya hak kazandığını, davacı şirketin edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle hizmet alımından vazgeçildiğini, söz konusu sözleşmenin 4. maddesinde yer alan danışmanlık bedeli faturalandırılmadığından davacının müvekkil şirketten bir alacak iddia etmesinin yerinde olmadığını belirterek; davanın reddini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

            Açıklanan kurallar ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde mahkemece kabul edilen tahliye tarihine kadarki kira borcu yönünden alacak belirlenebilir ve likit olduğuna göre, hesaplanacak bu tutar üzerinden icra inkar tazminatının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

              esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkin olduğu , Dosya kapsamında icra dosyalarının, iş mahkemesi kararlarının celp edildiği, iş mahkemesi kararlarının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, taraflar arasında 25.06.2015 tarihli sözleşme olduğu, sözleşmenin uyarınca 6 güvenlik görevlisininden hizmet alındığı, taraflar arasındaki sözleşmenin uzaması sebebiyle belirsiz süreli sözleşme haline geldiği, sözleşmede tarafların yükümlülüklerinin düzenlendiği, sözleşmenin 9....

                Bu hali ile davalı tarafın yayın yapıp yapmadığı ve sözleşmenin 12/2. maddesi uyarınca sözleşmenin kendiliğinden feshi koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti mümkün değildir....

                  Bu hali ile davalı tarafın yayın yapıp yapmadığı ve sözleşmenin 12/2. maddesi uyarınca sözleşmenin kendiliğinden feshi koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti mümkün değildir....

                  Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mesleği hukukçu olan davalının kendisine verilen kredi kartıyla alışveriş yapması ve bundan dolayı alacak talep edilince sözleşmenin geçersizliğini savunmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu belirtilerek bilirkişi raporu uyarınca hesaplanan alacak tutarı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı asil kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalının yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 08.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu