Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasıdır. İşe iade davası, niteliği itibariyle tespit davası olup; tespit davalarında, alacağın tahsiline yönelik olarak eda hükmü verilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan, davalıların feshin mali sonuçlarından birlikte sorumlu olduğu da açıktır. Somut olayda, Mahkemece bu husus gözetilmeden, önce sözkonusu mali hakların davalıdan tahsili gerektiği yönünde tespit hükmü kurulması, ardından infazda tereddüt yaratacak şekilde “davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline” ifadesinin eklenmesi hatalı olmuştur. Belirtilen husus bozma nedeni ise de; yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....

    Islah doğrultusunda dava, taraflar arasındaki 15.08.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinden kaynaklı yoksun kalınan kâr ile yapılan masrafların tahsili istemine ilişkindir. .../... S.2. Somut olayda, davalı arsa sahibi ... tarafından sözleşmeye konu olan taşınmazın 3. kişiye devredildiği 02.06.2011 tarihinden, arsa sahibi davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği tarihe kadar geçen sürede sözleşmenin ifası açısından beklenilecek makul sürenin dolduğu, kaldı ki ilk sözleşmenin feshinde davacı yüklenicinin tamamıyla haksız olduğu, bu itibarla davalı yüklenicinin kendi kusuruna dayalı olarak menfi zarar kapsamında bulunan yoksun kalınan kâr isteminde bulunamayacağı gözetilerek davanın tümden reddi gerekirken, eksik ve yanılgılı gerekçe ile davanın kabulü hatalıdır....

      Bu haliyle sözleşmenin başlığında Hizmet Alım Sözleşmesi yazılması sözleşmenin "eser" niteliğini değiştirmemektedir. Bu durumda uygulanacak hükümler BK'nın "eser" e ilişkin hükümleridir. Bilindiği üzere eser sözleşmelerinde iş sahibinin bedeli ödeme yükümlülüğü, yüklenicinin ise, eseri iş sahibinin amacı gözetilerek, fen ve tekniğine uygun imal ve teslim yükümlülüğü bulunmaktadır. Eserin ayıplı olması ya da sözleşmeye aykırı yapılacağını anlaşılması halinde iş sahibi vereceği uygun bir sürede aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Fesih hakkının kullanılması tek taraflı bir irade beyanı olup, iş sahibinin fesih hakkını kullanması halinde yüklenicinin sözleşmenin ayakta tutulmasını istemesi ve mahkemeden bunu talep etmesi ve iş sahibini zorlayıcı nitelikte karar verilmesi doğru değildir. Nitekim davacı dava açarken, terditli dava açmış, sözleşmenin feshinin iptâli ve sözleşmesinin ayakta tutulmasını istemiş, olmadığı taktirde uğradığı zararı talep etmiştir....

        DAVANIN, TARAFLAR ARASINDA ANLAŞMAZLIK KONUSU OLAN VE OLMAYAN HUSUSLARIN TESPİTİ, DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ GEREKİP GEREKMEDİĞİ HUSUSUNUN İNCELENMESİ, DEĞERLENDİRMESİ VE SONUÇ: 1-Davanın tespiti: Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalı ile akdedilen sözleşme uyarınca davalının fabrika binasına getirip kuracağı mutfak ve malzemeleri ile ilgili edimini yerine getirdiği halde davalının alacağını ödemediğini iddia etmektedir....

          Ücretin belirlendiği, sözleşmenin 4. maddesinin 1. fıkrasında, yapılacak takiplerde ve bu takiplere bağlı olarak açılan davalarda, karşı taraftan tahsili gereken avukatlık ücretinin avukata ait olacağı, bu ücretin asıl alacağın tüm fer’ileriyle tamamen tahsili halinde ödeneceği, 4. maddenin 2. fıkrasında, borçlu adresinin tespit edilememesi ve icra merciinin adres tesbiti yapılamadığına ilişkin yazısı ile birlikte dosyanın iadesi halinde, avukatın takibe konu meblağın %1’nin ücret olarak ödeneceği, 4. maddesinin 3. fıkrasında, kısmi tahsilat halinde ve borçlu adresi tespit edilemeyen ve bakiye alacağın tahsili mümkün olmayan hallerde yapılan tahsilat miktarına isabet eden oranda ve ayrıca tahsilatı mümkün olmayan kısım üzerinden %1 oranında, 4. maddenin 4 ve 5. fıkralarında, alacağın hiç tahsili kabil olmadığı takdirde %1 oranında, avukatın icra takibinden önce tahsilatı sağlaması halinde icra vekalet ücretine tekabül eden miktarda, 4. maddenin 6. fıkrasında, alacağın tahsilinin yapıldığı...

            İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti ve ödenen bedellerin iadesi, olmadığı taktirde sözleşmenin feshi ile alınan bedelin iadesi istemidir. Mahkemece karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı tarafından Bakırköy 5 Tüketici Mahkemesinin 2019/751 E sayılı dosyasında 4.12.2019 tarihin de açılan davada, yürütülen yargılama sonunda 13.2.2020 tarih 2020/76 K sayılı karar ile davanın organizasyona katılım bedelinin tahsili niteliğinde olduğu, davacının tüketici sıfatında olmadığı kabul edilerek Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, taraflarca istinaf kanun yoluna taşınmadan 1.7.2020 tarihinde kesinleştiği davacı vekilinin süresindeki tahrik dilekçesi üzerine davanın, Bakırköy 9 Asliye Mahkemesine 2020/140 Esas sayılı dosyasına intikal ettiği ve 22.10.2020 tarihinde karşı görevsizlik kararı verdiği ,davalı şirket vekilinin bu kararı istinafa taşıdığı anlaşılmıştır....

            Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, davacının davasının, davalı ile dava dışı İhlas Finans Kurumu A.Ş. arasındaki ödünç sözleşmesinden doğan alacağın davacıya temlikine ilişkin temlik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemini içerdiği, bu durumda alacağın temliki sözleşmesine konu alacakla ilgili temel sözleşmenin 6102 sayılı TTK' nın 4/1-f maddesinde ön görülen "Bankalara diğer kredi kuruluşlarına finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemeler" kapsamında kalmakta olup mutlak ticari dava niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ......

              edimlerini yerine getirdiğini bildirdiğini, davalının sözleşmedeki edimleri yerine getirmemiş olması sebebiyle davalıya ödenen ancak karşılıksız kalan 300.000,00 TL pay devri bedelinin davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının sözleşmedeki edimleri yerine getirmediğinden müvekkilinin sözleşmeden vazgeçtiğini ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin münfesih olduğunun tespiti ve davalının takibe itirazının iptali ile alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

                Davalı Fiba Faktoring A.Ş vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde ve istinaf talebinde özetle; davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini,ayrıca mahkemenin görevli olmadığını, senedin tüketici senedi olmayıp, yasa gereği tüketici olmadığı açık olan davacı tarafça görevsiz mahkemede açılan dava ile senetlerin bu yönden iptaline ilişkin hatalı karar verildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir. Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden düzenlenen senetlerin geçersizliğinin tespiti ile bu senetler yönünden davacı tüketicinin borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir....

                Mahkemece, sözleşmenin imzalandığı tarihten bugüne kadar gerek imar uygulamasının iptal edilmesi gerekse ortaklığın halen giderilememiş olması nedeniyle inşaata başlanmadığı, sözleşmenin icrasına henüz başlanmamış olduğundan tarafların sözleşme ile bağlı tutulmasının hakkaniyete uygun olmadığı, aksi durumun kabulü halinde mülkiyet hakkının belirsiz süreli olarak kısıtlanmasına neden olunacağı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 23.10.2014 tarih ve 1495 E., 6543 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu